Ateş yakar

50.4K 462 117
                                    

Medya:Ladia Soydemir😊

"Günaydın " diye ablam seslendi bize. Parsın yanındaki yerine geçip kahvaltıya başladı. Sanki her şey normalmiş gibi davranıyordu. Olması gerek tamda buymuş gibi. Oysa ki, her şeyin farkındaydı. Ya da hiç bir şey görmüyordu aşkından. Bu kadar gözü kararmış olmazdı Naz.

Ya da ola bilirdi. Aşk her şeyi yaptırırdı insana...

Ağzımı peçeteyle sildikten sonra masadan kalktım.
"Müsadenizle kalkıyorum. Şirkete geçicem." Lafım biter bitmez Pars

"Bende kalkıyordum. Geçerken seni bırakırım " demişti.  Aslında güzel fikirdi. Ablamın da bu fikirden pek hoşlandığını sanmıyorum. Ama benim de katı kurallarım vardı.  Kurallarımı çiğneyemezdim. Hele ki adını koyamadığım duygular akın etmişken bedenime. Asla Onunla aynı ortamda bulunamazdım.

"Ah çok güzel olurdu. Ama ben kendim giderim. Bu hoş teklifin içinde teşekkür ederim" masum bir edayla kapıya doğru gittim. Yaptığım bu cilve çok saçma olsa da o an içimden onu yapmak gelmişti.

Bu aralar ne çok içimden geliyordu.

İçime doğan garip hissle ve adım seslerinden arkamda olduğunu  biliyordum. Yanımdan geçip giderken kolu omzuma değmiş ve bedenimden bir ürperti geçmişti. Hemen kendimi toparlayıp açık kalan kapıdan dışarı attım kendimi. Kendi arabama giderken Parsın bana başıyla 'selam' verip yanımdan son sürat gitmesine ve yüzümde anlamını bilmediğim bir gülücükle arkasından bakmama şaşırmıştım.

Bana neler oluyordu böyle?

Karşımdaki ablamın sözlüsüydü. Ve bana yaşatdığı bu yasak duygular içimde yeşermemeliydi.Bunların aklıma gelmesi bana acı bir gerçeği yüzüme vurmuştu.  Kendisi benim ENİŞTEMTİ...

Gözlerim yavaştan dolarken bu hisslerin bana yasak olduğunu bir kez daha tekrarlayıp arabamı şirkete sürdüm.

*********

Bana cilve yapmaya çalışan sekreterim Elaya bir bakış atıp sert kahvemden bir yudum aldım. Göğüs dekoltesini gözüme sokmak için binbir  oyundan çıkıyordu. Ama benim aklım daha farklı yerlerde burda olmayan birindeydi. Bakışlarım sekreterimin sesiyle ona döndü.

"Başka isteğiniz varmı Pars bey ?" Diye sormuştu sekreterim. Başımı hayır anlamında sallayıp dışarı çıkmasını bekledim. Karşımda oturan avukata baktım. Kendisi her işimi sorunsuz halleden tek kişiydi. Serhat bey aile avukatımız olmasıyla yana kendisini bütün sırlarımı biliyordu. Serhat bey kendisine bey denmesinden ne kadar hoşlanmasa da Pars samimiyyeti sevmiyordu.

"Pars bey şuanlık bir şey yapamayız. Naz hanımın size daha fazla güvenmesini beklemeliyiz. Sonuç beklediğimiz gibi olması için. Siz merak etmeyin bu işin üstesinden de geliceğiz. " diye lafa başladı Serhat bey. Laflarına güldüm. Viskimi elime alıp odamın aynasının karşısına geçtim. Bütün şehir ayaklarımın altındaydı. İşlerine giden insanlar 45. katdan karıncaya benziyordular. Atabaların korna sesleri, insanların bit yerlere yetişme telaşı ve bunun gibi nicesi beni güldürüyordu. Arkamı dönmeden sert sesimle cevap verdim.

"Sen işini yap gerisini ben halledeceğim."  Lafım biter bitmez başıyla beni selamlayıp odadan çıktı.

Büyük yemin etmiştim. Her ne olursa olsun içimdeki bu yangına son verecektim. Gerekirse kan dökecektim.

Çok yakında her şeyin benim olacak Ali Soydemir. Kızın da şirketin de...

************?

Eniştem +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin