Bu neydi? Yırtık bir fotoğraf parçası için mi ben bu kadar pis işe bulastirmislardi. Nedir benim çektiğim yaa!Ama bakalım bu yırtık, çırtik fotoğraf parçası benim saçma sapan hayatımı degistirebilecek mi?
Aşağı indim ve anneme ıslak mendillerin nerede olduğunu sordum:
-Anne ıslak mendili nereye koydun?
-Kızım yanıma gel de biraz oturup sohbet edelim. Zaten hala mahkeme şokundasin.
-Anne!
-Kızım hadi gel yavrum baban sen ben biraz konuşsak hiç de fena olmaz.
-Islak mendilllll!
-Banyoda anneciğim...
-Tamam.
Gittim ve on tane aldım.-Kızım çok almaaa!
-Anne yeni bir icat buldun da benim mi haberim yok? Nasıl gördün beni?
-Kızım saçmalama ne icadı? Ben senin neler yaptığını çok iyi biliyorum.
-Çalış çalış bulcan sen ben sana güveniyorum anneciğim.
-Ha ha haa hhh! Deli kız..
Sildigim fotoğrafı iyice inceledim. İyice yakından baktığımda fotoğrafın üzerinde aslında bir de mektup vardı. İnce bir jelatin ile üzeri örtuldüğü için fazla belli olmuyordu.
Saat 15.25. Bizim Buse malı okuldan gelmiştir. Sandığımı aldım ve Buseler'e gitmek için kapıya yöneldim annem beni durdurdu:-Kızım nereye böyle bi haberimiz olsun senden.
-Buse malına gidiyorum isim var. Affedersin anne...
-Ne işi? Ayrıca o elindeki ne senin?
-Hiccc anı kutumuz Buse' yle.
-Ver bi bakiyim kızım ne güzel düşünmüşsünüz.
-Olmazzz Hayır!
-Neden kızım yemem ya...
-Buse izin vermez şimdi anne. Acelem var yaa ne tutuyosun beni aaaa!
-Beklesene kızım!
Kapıyı hızlıca çekip gittim. Çünkü biraz daha olayın gizemini çözemezsem gebericektim. Koştum koştum koştum...
Sonunda Buse nin evine varabildim. Kapıyı çaldım...Açan yokk...Yine ve yine çaldım. Allahım kafayı yiyecektim. Kendime gelmek için Buse lerin evinin önündeki merdivene oturdum ve düşünmeye başladım. Sinan okuldan gelmemiştir(onun dersleri bizden daha sonra bitiyor) daha, Buse yok. Allahım kendimi kahretcektim. Neden benim arkadaş sınırlamam hep iki ya da bir? Simdilik bir; Sinan sevgili grubundan olduğu için. Cebimden telefonumu çıkardım. Ve Sinan' ların evinin az ilerisinde, parkataki banklardan birine oturdum. Cebimden telefonumu çıkardım ve Wattpad ime girdim ve en sevdiğim hikayelere bir göz attım:Nisan güneşi, Gündüz kayan yıldızlar... Ama en sevdiğim Geçmiş Beni Bulunca ve Dönmedolap. Açtım ve yeni bölüm yayınlamış mi diye baktım. Yayinlamisti. Yesss! Okudum...okudum...Allahım bitti... Bu yazarın bu huyunu hiç sevmiyorum. Niye bölümlerini bu kadar kısa yazıyor kiiii! Ayağa kalktım. Saat 16.30 olmuş. Sinanin okuldan gelmiş olmasi ümidiyle kapısını çaldım. Açtı ve bana baktı:-Seni burada evimin kapısının önünde görmek de ne güzelmiş.
-Offff Sinan yaa çok önemli bi mevzu var.
-Ne?
-Bak işte bu...
Allahım kutu yokk! Kafayı yicem yok iste yokk. Parkta unutmuş olmak dileğiyle etrafıma bakindim:-Yokkk! Sinan yok.
-Ne yokk. Bişey mi arıyoruz?
-Kutu yok Sinan işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE
ChickLit"Umudum vardı ama!" Soğuk bakışlarını tenimde hissetmeme engel olan sesi de kaygılıydı. "Kendini, geleceğini kaybetmeye hazırlayan korkusuz kaptan rolünde saklama!" "Ben aslımı bulmaya çalışıyorum." "Yalancısın yalancı... Patron sana inanmaz!" "Ala...