Multimdya: Korolin...
Onu sertçe dürttüm:
-O kimmm?
-Tanımazsın sus sadece!
-Ama sen baya baya korkuyorsun bu adamdan ben nasıl tepki vermiyim?
-Ohhh!
-Off hadi gidelim artık baydı beni bu Marsilya.
-Yarın gidiyoruz.
-Nereye?
Sert bi tepki vermeme neden olmuştu söyledikleri. Beni oradan oraya istediği gibi sürüklüyordu resmen.-Manş Denizinden gemiyle Fransa ya geçiyoruz.
-Gemiye mi binicez?
-Evet mecbur.
-Offf!
-Korktun mu? Dedi benim çok yakınima gelerek. Tabii bu durumdan biraz korktum ve hızlı hızlı nefes aldım.
*******
Odaya gelince çok yorgun olduğumu hissettim bir anda. Bütün gün gemi için bilet almakla ve ordan oraya pasaport işlemleri için koşuşturmakla falan uğramıştık.
Kendimi önce bir duş almak için banyoya attım. Hızlıca bir düş aldıktan sonra pijamalarimi giyip yatağa yattım. O da hala telefonuyla mesguldü. Ben uyumadan önce yanıma geldi ve yattı. İyice uzaklaştım yatağın öbür ucuna doğru. Beni kendine çekmekte gecikmedi. Hayır yani ben de oyuncak ayı falan değildim ki sarılarak yatabileyim. Hemen yataktan kalktım ve koltuğun üzerindeki yastiklari yatağa aldım. Aramıza koydum ve uzandım rahat rahat. Derin uykulara bıraktım kendimi...
Sabah yastiklarin aramızda olmadığını farketmem ile çığlık atmam bir oldu. Sarılıp uyumuşuz. Hayır ne ara yastıklar aramızdan kalktı anlamadım ama onu uyandirdigim kesindi:
-Sen hayırdır yaa?
-Sacmaliyosun! Yastıklar nerede, dedim.
-Off ne yastığı yaa sana meraklı değilim merak etme yani.
-Kes sesini ve bir daha da bu kadar yakınima gelme! Kizdigimi anlamış ki üstüne gömleğini geçirdi ve banyoya giyinmeye gitti.
Ben de o banyodayken altima bordo ispanyol paça bir pantolon ve üstüme de siyah uzun bir gömlek giymiştim.
Banyodan çıktığında altında sadece bir banyo havlusu olduğunu görünce ellerimle gözlerimi kapattım ve yüzümü başka yöne çevirdim. Onun gayet net bir şekilde acımasızca güldüğünü duyar gibi oldum. Üstünü giyindi ve bana gülerek:
-Bitti, bakabilirsin, dedi.
-B-Ben sadece dışarıya bakıyordum dedim utanarak. Yalan söylemek işten bile değildi şu durumda.
*********
Babamın parasıyla hesabimizi ödedikten sonra otelden çıktık. Acaba bu babamın parası ne zaman suyunu çekecekti? Otel parasını, gemiyi, pasaport işlemlerini hep o parayla ödüyorduk ne yazık ki.
Bir taksiye atladık ve gemilerin yanaştığı rıhtıma gittik. Elimden sertçe tuttu ve gemiye önce ben bindim. Bir an aklıma annemle ve babamla yaptığım o zevkli uçak seyahatleri geldi. O zamanlar da uçağa hep ilk binmeyi isterdim. Sonra da bununla övünürdüm. Bir an düşündüm. Acaba kendi ellerimle hayatımı mı mahvediyordum? Beni yiyip içiren, hiçbir güzellikten alıkoymayan o iyimser insanlara kötülük mü yapıyordum acaba. Sonra bu ihtimalleri aklımdan çıkardım ve ona sordum:
-Ee...
-Ne ee?
-Şimdi oraya gidince ne yapacağız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE
ChickLit"Umudum vardı ama!" Soğuk bakışlarını tenimde hissetmeme engel olan sesi de kaygılıydı. "Kendini, geleceğini kaybetmeye hazırlayan korkusuz kaptan rolünde saklama!" "Ben aslımı bulmaya çalışıyorum." "Yalancısın yalancı... Patron sana inanmaz!" "Ala...