1.Bölüm

149 11 8
                                    

Elimi tuttu Bulut..Gözlerimin içine bakıp beni sevdiğini söyledi sessizce. Ellerimi uzatıp o sakallı sert yüzüne dokunmak istedim. Ama olmadı.. Alarmın sesiyle uyandım hiç uyanmak istemediğim uykumdan. Hep böyleydi ışte uykularım. Bulut'un hayaliyle uyurdum ve tum gece onunla bulusurdum rüyalarımda. Bazen ona tam sarılıcakken,bazen ona ellerini tam tutmak üzereyken ayrıldım o hayal dünyamdan. Bugün de öyle olmuştu. Yetismem gereken bir vardı. Hemen yatağımda doğrulup yatağımın kenarından telefonu alıp alarmı mı kapattım. Mavi yorganımla kaplı yatağımın içinden çıktım içim acıya acıya. Maviydi benim rengim. Ayaklarımı hemen yatağımın kenarında ki mavi ayıcıklı pofuduk terliklerimle buluşturdum ve doğru mutfağa geçtim. Mutfak masasına kahvaltılık bir şeyler çıkardım ve atıştırmaya başladım. Pek iştahım olmazdı sabahları. İştahısızlığın verdiği etkiyle zayıf bir kızdım. Arkadaşlarımın deyimiyle uzundum da.

Kahvaltılımı bitirip banyoya geçtim ve dişlerimi fırçalayıp odama çıktım. Uzerime iş kıyafetlerim olan dar siyah pantolonum ve kırmızı tişörtümü giydim. Ayaklarıma da siyah spor ayakkabılarımı geçirip montumun kapşonunu baktıktan sonra evden çıktım. Evin ilerisindeki durağa yürümeye başladım. Evimizle durak arasında bi kaç metre vardı. Bıraksalar işede yürüyerek giderdim ama annemin ısrarları yüzünden otobüsle gidip gelmeye mecburum. Aslında öyle ahım şahım bi hayatım yoktu. Orta halli bir ailem ve iki kız kardeşim vardı. Üç yıl önce annemin hastalığı dolayısıyla borçlarımız olmuştu. Ve ben lise 3.sınıftayken okulu bırakmak zorunda kalmıştım. Şimdi yirmi yaşındayım ve bu yıl kırtasiyeci Ahmet Amca'nın benimle ilgili umutları vardı ve lise üçten itibaren dışardan okumaya başlamıştım. Ayrı yeten bir ise girmiştim. Bu ise girmemle başlamıştı aslında hayatımdaki herşey.. Aşka inanmazken, garson olarak çalıştığım bu restorantta bulmuştu aşk denen bu illet beni. Hani nerde imkansız varsa kalp gider onu seçer derler ya öyleydi gerçekten. İmkansızlıklar üzerineydi bendeki AŞK. Çalıştığım yer BAYDAR HOLDİNG'in tam karşısındaydı ve tüm tanınmış kişilerin en uğrak yeriydi bu mekan. BAYDAR HOLDİNG.. Bulut BAYDAR.! Evet aşık olduğum adam Bulut benim adım Deniz... Düşündüğünüzde ne kadar tamamlıyor aslında birbirini. Ama gerçekte olan öyle değildi. Üç yıl... Tam üç yıldır bu acıyı taşımak gerçekten çok zordu. Her öğle paydosunda buraya gelirdi ve öğle yemeğine kadar herşeyi ezberlemistim. En sevdiği yemek pirzola ve acı en vazgecilmeziydi. Ve sevdiği kadın; çalıştığım yerin müdürü Beyza Hanım.. Kendimi bildiğim kadarıyla kötü bir kız değildim. En azından iki sevgiliyi ayıracak kadar acımasız ve alçak değildim. Ki böyle bir ise kalkışsam ne kadar oluru var onu bile kestiremiyorum. İmkansızlıkların şehriydi kalbim. Acıtıp acıtıp gidenlerin yeriydi.

Koca bir boşluktaydım üç yıldır. Bir bedende iki yürek denen şeyi yaşıyordum. Ellerimi açıp olmayacak bir duaya amin diyordum ve bu beni çok yoruyordu. Ne ondan kaçabiliyordum nede karşısına geçip "seni seviyorum" diyebiliyordum. Adım gibiydi gerçekten hayatım. DENİZ'i andıran cinstendi. Dalga dalgaydı içim. Kıyıya vurup duran dalgalar misaliydi hayallerim... Ama bir şey vardı farklı olan: hani adalar sığınacak bi deniz arar ya, bu defa Deniz ıssız bir adaya deniz olmak istiyor....

BEN YANINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin