"KÜSTAH"

91 8 5
                                    

Multimedia: Deniz

"Adına Can Dediğim Canıma;
Bulut... Hani bir deniz'in rengini gökyüzü verir ya insana. Benim bu hayattaki rengimide sen belirledin. Üstümde kapkara bi gökyüzü verken, bembeyaz renginle bulutlarını getirdin gökyüzüme. Ama şimdi de o hayal dünyamı karartanda sensin istemeden de olsa. Yanlış
anlama seni suçlamıyorum. Ama bu acı.. Bu sızı.. Ne biliyim çok zor. Bir insan nasıl bu kadar bağlanabilir ki hiçbir karşılık görmediği bi insana. O kadar anlamsız işte içimdekiler. Üç yıl Bulut... Üç yıldır bu sana yazıpta  veremediğim kaçıncı yazı bilmiyorum. Üç yıldır sana söylemek isteyipte söylemediğim o kadar çok şey var ki. Bi filmde izlemiştim, iki sevgili vardı ve birbirlerini çok seviyorlardı. Ama bazı olaylardan dolayı tartışmışlardı ve iki gün sonra görüşmemişlerdi. Kız en yakın arkadaşına anlatıyordu olanları "Çok özledim"diyordu. "Burnumdan bi sızı var, kokusuna kadar özledim"diyordu. İşte Bulut. Benim yokluğunda sığınabileceğim ya da özleyeceğim bir kokun yok. Bir sızım var, ve sızım sızım sızlıyo..."

Son cümlelerimi yazdıktan sonra,defterimi kapatıp yatağıma uzandım. Öğle arasından sonra izin alıp dolaşmıştım biraz. Çok fazla ağırdı tüm bu yaşananlar. Yaşadıklarım... Çok fazlaydı herşey. Dolaşmak hele,uzun uzun yürümek en iyi gelen şeylerden biriydi. Yeterince dolaştıktan sonra eve dönüş saatime yakın eve geçtim. Annemlerin yada kardeşlerimin böyle şeyler yaşıyo olduğumu bilseler ya da âşık olduğumu,herşey biterdi. Bizim ailede normal karşıklanmıyodu bu tür  şeyler. Ve benim bu durumumu öğrenirlerse bana zengin koca bulup evlendirirlerdi. Ve benim hayallerimde hep sevdiğim adamla vardı. Görücü usulü bana tersti. Şimdiki hayallerimi anlatacak olursam da en büyük hayalim mimar olmaktı. Üniversiteyi de İzmir'de okumaktı. Belkide bu şehirden tüm yaşananlardan kaçmak en iyi gelecek olan şeydi son zamanlarda. Ama herşeyi arkamda bırakacak cesaretim varmıydı bilmiyorum ki öyle birşeye başta ailem izin vermezdi. Ailem bağlarımı koparmadığım tek servetimdi. İki tane kardeşim vardı. Aslı ve Zeynep. Zeynep 12 yaşındaydı ve böbrek hastasıydı. Ayrı yeten annem üç yıldır kanserle savaşıyordu. Diğer kardeşim Aslı daha 6 yaşında. Mahallemizdeki çocuklara özenmişti ve anasınıfına gitmek istemisti. En küçüğümüz olduğu için biraz el üstünde tutulmuştu. Ama, bi çocuğa göre kocaman hayal dünyası vardı..

Yatağım da sessizce gözyaşlarım süzülürken, küçük bir el hissettim başım da. Aslı'nın eliydi bu... Ne zaman canımın sıkıldığını anlasa yanıma uzanıp, saçlarımla oynardı. Sanki "BEN YANINDAYIM" der gibiydi... Yavaşça bedenimi ondan tarafa dönderip, küçük omzuna başımı yasladım. Küçücük elleriyle dünya kadar huzur veriyordu.. Bilmese de... Belkide büyümeyip hep çocuk kalmalıydı. İnsan büyüdükçe kalbi de büyüyordu. Sonra insanlar bedenine göre fazla görüyorlardı ve kırıp kırıp parçalara ayırıyordu kalbini. Bende de öyle olmuştu. Yaşadığım yer, okuduğum okullar, hep insanların acımasız yüzünü göstermişti bana.. Onlar yüzünden parça parçaydım belkide. Hazal'da öyle söylerdi hep. Her anımda yanımda olmuştu. Orta okuldan beri yakın arkadaşımdı. Köyden gelirdi eskiden okumaya. Köylerinde okuyan kız sayısı oldukça azdı ve Hazal onlardan biriydi... Hala "Kızlar okurmuymuş" diyen devrin gerisinde insanlar vardı. Hazal'ın babası da bunlardan sadece biriydi. O "Asla okumayacaksın" demişti ama annesi Melek Teyze  "Ben çalışır okuturum kızımı, eğer okulunu okumasına izin vermezsen ne beni nede çocuklarının yüzünü bir daha göremezsin" demişti ve kızının arkasında dimdik durup avukat oluşunu izlemiştı.  Babası yüzünden sürekli sorunlar yaşardı işte. Dayak bile yerdi!!! Birbirimizi tamamlıyorduk onunla. Bazen konuşmasakta, sessizliğimden bile duyabiliyordu tüm sustuklarımı... İcimi biliyordu.. İçini biliyordum... Olmayan ablam gibiydi sanki. Annem de çok severdı Hazal'ı. Hatta bize geldiğinde bana gösterdiği ilgiden kat ve kat fazlasını gösterirdi..

BEN YANINDAYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin