Ben bu çocuğa hızdan korktuğumu söylemiştim. Nedem şimdi delicesine sürat yapıyordu? Birazdan arkasından havalanıp, uçacaktım haberi yoktu. Bağıracak hâlimde yoktu. Tek çare daha sıkı sarılmaktı. Sarıldığımda daha çok hızlandı. Her nereye gidiyorsak umarım kazasız giderdik. Neyse ki -yine bilmediğim bir yere- gelmiştik. Eski bir sokak, duvarlarda kocaman yazılar, yol kenarlarında ateşler yakılmıştı. 'Ediz, evime gitmek istiyorum'dedim. 'Sus' dedi ve elimden tuttu. Zaten üşüyordum ve elini tutunca daha çok üşümüştüm. Her temas ettiğimizde titriyordum ve o bunu gördükçe sırıtıyordu. Sinir bozucu olsada tatlıydı. Sokakta el ele yürüyorduk ve her gördüğü kişiye selam veriyordu. Bu çocuğun yaşadığı ortam ne kadar farklıydı böyle. Benide sürüklüyordu hayatına. Belkide ben diretiyordum girmek için.
Küçük bir eve girdik. Ev tek katlıydı ve önemli olan sıcaktı. Ediz'e "madem beni getirdin karnım aç, yemeek" bakışı atıyordum. Hemen Anlamıştıı ki bizi karşılayan teyzeye 'Biz açız' dedi. Odun. Şirinlikten hiç anlamıyordu.
Kadın gülümseyip içeriye geçmemizi söyledi. Acaba burası Ediz'in bi akrabasının evi filan mıydı? Ormandaki evle kıyasladığımda burası fazla döküntüydü. Çok eski eşyalar vardı ve bir o kadarda fotoğraf. Ben koltukta oturuyordum ama Ediz, uzun zamandır buraya gelmeyip, özlemiş gibi etrafı inceliyordu. Biran duraksadı. Bir fotoğrafa uzun uzun baktı. Bende arkasından gidip koluna girdim. Siyah gözleri hafif kahverengileşmişti ve derindi. Hüzünlü bir çocuk gibi bakıyordu. Sonra ağzından 'Annem' kelimesi döküldü. Birazdan ağlıcakmış gibi duruyordu. 'Ona ne oldu?' diyebildim. Ama pişman oldum. Amacım yarasını açmak değil yanında olmaktı. Bok etmiştim. 'Öldürdüler, ölmesi gerekiyordu, yaktılar'dedi. Gerekiyordu? Benimde ikizimi yakmışlardı ama anlatıp dahada acı vermek istemiyordum. Yemek yemek için mutfağa gittiğimizde kadın yoktu. Ediz masaya oturmadı. 'Sen bişiler ye' deyip gitti. Artık gerçekten ona hayır demenin vakti gelmişti. Arkasını dönüp giderken bağırdım: 'Ediz, yeter artık ne yapmaya çalışıyorsun?' Biraz sakinleşmeliydim. 'Sürekli hiç bişi söylemeden beni bir yere getiriyorsun sonra yalnız bırakıyorsun. Evet tamam çevremde pek bi insan olmayabilir, ama sen ol'dedim. Planlamadığım bir şekilde çıkmıştı ağzımdan bütün bunlar. Kalbime ağrı saplanmıştı. Ediz'i üzmüştüm. Zaten üzgündü ve belkide yalnız kalmak istemişti. Yanıma geldi dudağıma dokundu ve 'Seni istiyorum' dedi. Ama sonra bakışı atıp geri çekildi. Arkasını döndüğünde ona hiç sıkı sarılmadığım kadar sarıldım. Bütün kokusunu içime çektim. Kollarımdan kurtulup beni ittirdi. Sakince kendime gelip evden çıkmaya hazırlandım. Kırılmıştım ve Ediz'i görmezden gelecektim. Şu anda ağlayıp dahada rezil olmak istemiyordum. Motorun arkasına binip beklemeye başladım. Yüzüme bakmadı ve o böyle Yaptıkça daha çok derine batıyordum. Sarılmayıp kollarımı iki yana doğru açtım. Normalde böyle yapsam sarıl filan der miydi Acaba? Madem beni itmişti neden seni istiyorum dedi? Evimin kapısının önüne gelmiştik. Kafamdaki kaskı çıkartıp eline tutuşturdum. Evimi nerden biliyordu? Sonuçta serseriydi, takip etmiş olabilirdi. Yavaş yavaş evimin kapısına doğru yürüdüm. Arkama dönüp gitti mi diye bakmamıştım.-Banyo-
Odama girip üzerimdekileri çıkarttım. Bacağımın kanaması durmuş ve pıhtılaşmıştı. Boy aynasından kendime bakıp 'Neden' diye bağırdım. Resmen Ediz'in altındaki kız olmak için can atıyordum ama o beni istemiyordu. Kullanılmalık kız değil, aşkla birlikte olduğu kız olmak istiyordum. O fahişede olup bende olmayan me vardı? O benden daha mı çok hijyenik ve seksiydi? Belkide Ediz bana zarar vermek istemiyordu. Aklımdaki sorulardan Kurtulmam için Onunla konuşmam gerekiyordu Ama uzun bir banyo keyfi çekmeliydim önce.
Küvetin dolması için suyu açtığımda, lavabo da olan jileti gördüm. Acı çekmek istiyordum. Su yarıya kadar dolunca jileti alıp, yaralı bacağımı küvetin kenarına dayadım. Kabuklaşmış kanı jiletle sıyırmaya başladım. Kanamaya başlayınca küvetin içine bacağımı koydum ve tırnaklarımla bacağımı yolmaya başladım. Su hafif kırmızılaşmaya başlamıştı. Kendimi acı çekmeyi seven psikopatlar gibi hissetmiştim ki Ediz hayatıma gireli psikolojim iyiye gitmiyordu. Bana iyi gelmesini istiyordum ama kahretsin yerle bir ediyordu. Su sıcaktı ve artık kıpkırmızı olmuştu. Yetmiyordu. İçimdeki o tarif edemediğim duygu geçmiyordu. Bu sefer çıkıp uyusam bile geçmeyecekti. Kesmediğim öbür bacağımı kafama doğru çektim ve kanlı suya çarpa çarpa Tırnaklarımla kazmaya başladım. Kan aktıkça rahatlıyordum. Eğer bilincimi iyice kaybetseydim küvetteki suyu içerdim. Hayret ediyordum kendime. Beni kan tutardı. Gördüğüm an bayılırdım. Şimdi ise kan beni azdırırıyordu.~Ediz
Hissediyordum Nora'nın iyi olmadığını. Yaptıklarımdan sonra bana kötü davranmıştı. Artık beni görmek istemezdi. Gidip beslenmeliydim ve bunu Alp'le yapacaktım. Kavgasız, yorulmadan sakince doyuracaktım kendimi. Bir kez daha aykırı davranıyordum kurallara. Onu öldürmem yasaktı. Ama o, benim yaptığım piçliklerden üzülüp, üzüldükçe içimin parçalandığı, benden artık tiksinen kıza dokunmuştu. Kovulmaktan da beter olsam hatta yakılsam bile Alp benim yemeğimdi ve ben çok açtım.
O leşi kokusundan tanıdığım için bulmam zor olmadı. Deli gibi koştum ve boğazımdan tuttuğum gibi yukarıya kaldırdım. Yeni güçlerim ortaya çıkıyordu. Yer çekimine meydan okuyordum ve bunlar vampir özellikleri değildi. Kovulmadan önce sürünün en genç üyesi bendim. 'Yüce' diye adlandırdığımız -bazılarının ilah yapıp taptığı- kişi bana farklı güçler verdi. Vampir de olsak dünyada yaşıyorduk ve hiç bişi karşılıksız yapılmazdı. 'Yüce' benden bir şey istedi. 'Ona tapmamı.'
Ondam önce gizemli bir tiptim ve inandığım tanrı yoktu. 'Bu güçleri senden istemedim' dedim ve aramızda kavga yaşandı. Ailem tarafından terk edilmiş bir vampirdim ve güçlü kalmayı öğrenmiştim. Hep yalnız ve bencildim. Bu aptal özelliklerim yüzünden Nora'yı kırmıştım. Şu andaki tek amacım 'Yüce'nin ve diğerlerinin Nora'yı öğrenmemesiydi. Gizli olmalıydı herşey ama bunları Oma anlatamazdım.
Alp'i yemek seçmeyi ben istemezdim. O bizi görmüştü ve susmayacaktı. -'Yüce'ye taptığı için benim neler yaptığımı, iletmesi gereken vampirdi- O yüzden şu an kanıyla doyuruyordum kendimi. Kandı merkezim. Ve şu anda vampir kanı emmek suç ve iğrençti. Öldürmeden geri döndüm ve hızla koşup, cezamı beklemeye başladım..~Nora
Tokatlandığımı hissettim. Galiba bayılmışım. Karşımda gördüğüm kişiyle kısa süreli bir şok geçirdim. Bu adam neden her yerden çıkıyordu ve neden çıplaktı?