Düşünmeden hareket edip elimi duvara çaktım. Gözlerim yaşarırken anneme olan nefretimi dile getiriyordum. Kendimden ayrılırken ettiğim kavgalar, bilinçaltımı yaşatmak için uğraştığım zor anlar, zihnimde bir sigara dumanı gibi yayılırken şapkamı taktım. Hava sıcaktı. Bir kar gibi soğuk bedenim o güneşin altında ürkecekti. Bir kız fısıltısının ritmiyle adım attım karanlık evrenimde.
Ağacın altında çıtırdayan yapraklar dikkatimi çekti tozlu camdan. Yağmur lekelerinin damlayarak lekeler oluşturduğu cama ilerleyip elimi cama doğru tuttum.
Sahiden öldüğü için mutlu muydu yapraklar? Yaprak olarak kendini bilip aslında onun gibi olmak istediğimi bilmediği için mutlu muydu peki? Ben kendi evrenimde kaybolurken kalbimin etrafındaki çiçekleri diriltecek bu yapraklar gün geçtikçe ölüyorlardı. Elimi gökyüzüne uzattığım her saniye buluştuğum rüzgarlar mı hayal kırıklığına uğratacaktı beni? Kulaklığımın tiz sesine gömülüp mü sonsuzluk evrenine "Merhaba" diyecektim? Yakınmaktan yanı sıra tuttuğum ellerin kendimden kopuşunu can havliyle mi izleyecektim? Soru işaretlerinin oluşturduğu beynimde bir nokta bulamayarak ölecektim. Hayallerimi çalan anneme bunu ödetmeden gidecek miydim?
Sanmıyorum.
Kendi kendime konuşan, aptal, derslerinde pekte başarılı olmayan, aynaya bakarak ağlayan, duvara yumruk atarak kendini sakinleştiren bir aptaldan ne beklersin sevgili?
Hiç bir şey. Bakarsın öyle dimdik. Susarsın sadece. Deli dersin kendince. O çocuğun içinde kopan fırtınaları bilmeden adım atarsın. Sonra ne olur sevgili? Ruh hastası diye doktora götürdüğün çocuğu herkes deli sanar sevgili.
Hayallerimi çaldın sevgili. Dünyamı ellerinle sıkıp içindeki tüm ruhları emdin. Evren oluşturdum kendime. Delice şarkılar söylediğim bir evren. Güneşe bakıp kendimi daha da öldüreceğim bir evren. Deli miyim ben? Hayır.
Bir sigara daha yaktım yalnızlığıma. Okulda hep deli sanılıp dalga geçildiğim için. Özür diledim sigaramdan canını yaktığım için. Beyaz tenimi kirleten anneme bakacaktım ölürken sessizce.
"Neden yalnız olmamı istedin?"
Soracaktım ona. Deli olduğumu neden düşündü diye? Sevgili, kalbime bir hançer geçirdin sessizce. Yıktın evrenimi hızla...
Odanın kapısını hızlıca kapatıp dışarıya olduğum gibi çıktım. Sigaramı yere atıp gökyüzüne baktım. Kuşlar gibi özgür olacak, mutluluğumla baş edecektim. Bir kuş gibi süzülüp seveceğim bir kız bulacaktım kendime. Annemin mahvettiği hayatımı çiçeklendirecek birisi. Eliyle tutup beni o bataklıktan çıkaracak birisi.
Serra.
Merhaba. Bu kardeş bölüm olduğundan kısaydı. Öncelikle belirteyim ki bunu okuyan bir gözlükcam ise, hoşgeldin Rüzgar'ın hayatına. Hoşgeldin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH HASTASI
HumorKaranlık bedenimi odanın soğuk köşesine sıkıştırmış, morarmış gözlerim kanayan ellerimde, küçük mun ışığını izliyordum. Rüzgarın kalbimden esip geçmesi, ferahlatmıştı karanlığın sessiz edasında. Kanayan bileklerim beyaz tişörtüme geçmiş, alt kısımla...