1. Bölüm-Seneye Bu Sıralar

77 10 4
                                    

   Size kendimden bahsetmeyi unuttum değil mi? Ben Derin KARAN. 19 yaşındayım. Bu sene YGS'den çıkardığım çok 'muhteşem!' puanımla Ege üniversitesi Psikoloji bölümünü kazandım. Mersin'de yaşıyorum.Ve annem seslenir."Derin ben güne gidiyorum sen odanı temizlemeden çıkma dışarıya." Gün nedir abi ya.? 10 kadın sürekli aynı şeyleri konuşup sıkılmıyor musunuz? Bu nasıl saçmalıktır ? Tabiki bu düşüncelerimi anneme söylemedim. Annem tekrar seslenince cevap beklediğini anlamıştım. "Cevap versene kız. Ne yapıyorsun yine odanda?" Sanane be kadın sanki çok umrunda benim ne yaptığım. Odamdan çıkıp yanına indim."Tamam kızma. Geldim işte hadi git sen ben odamı toplarım sonrada çıkarım." dedim. "Abin ne zaman çıktı?" diye bir soru yöneltti. Hastalığı iyice ilerledi artık. Depresyon geçiriyordu ama ağırlaşmıştı. Bildiklerime ve düşündüklerime göre majör depresyon geçiriyordu. "Tamam anne hadi git ben ilgilenirim abimle. İlaçlarını aksatma artık." dedim ve annemi yolladım. Odama çıkıp telefonumu elime aldım ver ehberde 'Abimm' yazısının üzerinde durdum ve kulağıma götürdüm.Abim telefonu açtığında "Efendim meleğim" dedi. Sanırım bir işi vardı. ""Eve ne zaman geleceksin?"diye sordum direk. Birşeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki "Bir sorun mu var Derin?" diye sordu."Eve gelince konuşuruz." dedim ve kapattım telefonu. Annemde kalmıştı aklım. Yatağıma oturdum ve düşündüm. Sare'ye de yemeğini yedirmeyi unutmuştu zaten. Annemi umursadığımdan değildi ama Sare'ye üzülüyordum. Sare uyandığına dair mırıltılar çıkarınca yanına gittim. Yatağı benim yatağımın tam karşısındaydı. Ah bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı? Gördüğüm gibi unutturmuştu bütün düşüncelerimi. Sare ailemizin en küçük üyesi. Henüz üç yaşında ve ailemin en güzel meleği. Sare'yi kucağıma alıp aşağıya indim. Mutfağa girip ocaktaki tencereye baktım. Çorba yapmıştı annem. Henüz sıcak olduğu için ısıtmaya gerek duymadım.Üst raftan bir tabak aldım ve içine ekmekleri küçük küçük parçalamaya başladım. Arkama dönüp Sare'ye baktığımda televizyondaki reklama kitlenmiş bakıyordu. Sonra beni farkedip pıtı pıtı adımlarla yanıma geldi. Taytının poposunda kocaman bir minyon vardı ve'beni ısır' diye bağırıyordu resmen. Hazırladığım çorbayı masaya koydum ve Sare'yi mama sandalyesine oturttum. Kendi yemek istediği için önüne tabağı koydum veoturma odasına geçip toplamaya başladım. Toplama işlemini bitirdiğimde az sonra Sare'nin bakıcısının geleceğini hatırladım. Aşağıya indiğimde gülümsemem bir olmuştu. Sare'cik koltukta uyuyakalmıştı. Televizyonu kapattım ve üzerini pikeyi örttüm. Yaz mevsiminde olduğumuz için üşümeyeceğini düşündüm. Tam bu sırada kapı çaldı. Kapıdaki Bahar'ı görünce hemen gülümsedim ve "Hoşgeldin canım" dedim.Annemin sinir hastası olduğundan bahsetmiştim. Bu yüzden Sare'yi ona bırakmıyordum. Evi geçindirmek için abimde, bende çalışıyorduk. Bu yüzden Bahar'la ucuz bir fiyata anlaşmıştık. Sare'yi ona bırakıyordum. "Hoşbuldum Derin hanım"dedi.'Hanım'kelimesi bana uzaktı. "Derin demen yeterli." diye tekrar uyardığımda gülümsedi ve devam ettim. "Sare şuan uyuyor, bende hazırlanmaya gidiyorum sonra çıkacağım" dedim. "Peki Derin hanı- Derin " dediğinde kısık sesli bir kahkaha attım ve odama çıktım. Hemen dolabımdan giyeceğim kıyafetleri aramaya başladım. Altıma yırtık kot şortumu geçirdim ve lacivert-beyaz askılı tişörtümü de şortumun içine soktum. Uzun zincir kolyelerimden baykuş,gitar ve converse şeklinde olanları boynuma taktıktan sonra sarı saçlarımı dağınık topuz yaptım. Lacivert bir bandana bağladım. Siyah gözkalemi, maskara ve eyeliner ile göz makyajımı bitirdim. Kırmızı rujumu sürüp siyah deri ceketimi üzerime giydim. Parfümümü sıkıp siyah gözlüklerimide taktıktan sonra aşağıya indim. İşe gitmeme yarım saat kalmıştı. Son olarak Sare'yi öpüp dışarıya çıktım.Bir cafe-bar tarzında bir yerde şarkı söylüyordum.Sesim ciddi anlamda güzeldi. Fakat çalışma saatleri geç olduğundan yoruluyordum.Ama bahane üretmenin zamanı değildi. Para kazanmam lazımdı.Önümde dudak uçuklatacak derecede güzel bir porsche boxster durdu.İçinde bir adet bana gülümseyerek bakan Barış'ı gördüğümde sırıtışım yüzümde yayıldı."Hadi atla bebeğim." dediğinde kısık sesli bir kahkaha attım ve bindim arabaya. Gerçi buna araba demek ayıp olurdu. Kızların bazıları imrenerek bazıları da beni parçalayacakgibi bakmasıyla yüzümdeki gülümseme arttı. Yakışılıydı kereta. Barış'ta benimle birlikte barda şarkı söylüyordu. Abim tanıdığı için beni sabah gelip alıyor gece de o bırakıyordu eve.Barış arabayı sürmeye başladığında çalan şarkının sesini açtı ve bağıra bağıra eşlik etmeye başladı.Bu çocuk hep sırıtıyordu. İnsanın üzerine pozitif bir enerji veriyordu. Eğlenceli ve çılgındı. Barın arka girişine geldiğimizde arabayı durdurdu.Ben indikten sonra bara girmeden Barış'ın yanıma gelmesini bekledim. İnsanları çok fazla izlerdim, dikkatliydim ve biraz gözlemlediğim de nasıl bir karakteri olduğuna karar verirdim. Aslında çoğu insan benimle, hiç sevgilim olmadığı için dalga geçerdi. Evet hiç sevgilim olmamıştı çünkü bana uygun bir insan bulamamıştım ve aşık olmayı çok istiyordum. Ne kadar acı çekersem çekeyim aşkımdan olsun istiyorum. 

Barış'ın arabadan inerken ne kadar yakışıklı biri olduğunu fark ettim. Canım kankim geldi hemen aklıma. En kısa zamanda Asya ve Barış'ı bir araya getirmeliydim. Barış ile birlikte bara ilerledik. İçerideki sigara ve yoğun ter kokusu midemi bulandırmıştı. Kulise geçip hangi şarkıları söyleyeceğimize karar vermeye başladık. Çıkış şarkısı olarak Çiğdem Erkan ve Halil Sezai'nin söylediği Dünyayı Durduran Şarkıyı söylemeye karar verdik. Çalıştığımız bar aslında Barış'ın babasının barıydı. Ama Barış'ın babasıyla arası kötü olduğu için o da benim gibi bir çalışandı. Barda çalışan bir çocuk kulise pat diye daldığında korkmuştum. Barış ise içkisini yudumluyordu. Yüzüne baktığımda kaşlarını çatmıştı. Sinirlendiğini anlamıştım. Çünkü çalışırken rahatsız edilmekten nefret ederdi ve tek kötü özelliği kendinden alt sınıfta çalışanlara kötü davranıyordu. Çocuğa aniden " Sen nereye girdiğini sanıyorsun öyle!? Kapı yok mu lan burada!? Kızın yanında küfür ettireceksin bana. Siktir git geliyoruz!" diye kükreyip içkisini tek dikişte bitirdi.

Sahneye çıktığımızda barda her zaman olduğundan daha fazla bir kalabalık görmüştüm. Direk yerime geçip"Hepinize iyi akşamlar arkadaşlar umarım eğlenirsiniz."dedim ve Barış'ın yanıma yerleşmesini bekledim.

Şarkının introsu çalmaya başladığında bakışlarımı bardaki insanlara çevirdim. Gözlerim direk Asya'yı gördü. Kocaman gülümsedim ve bakışlarımı Barış'a çevirdim ve şarkıya giriş yaptım.

Seneye bu sıralar elele çıkarız burdan

Biraz sabır biraz sabır

Barış şarkıyı devralmıştı. Onunda mükemmel bir sesi vardı. 

Seneye bu sıralar başlarız yaşamaya en baştan

Biraz sabır biraz sabır

Tekrar ben girmiştim devreye, gözlerimi kapattım ve şarkının bedenimi ele geçirmesine izin verdim.

Bir sene dursun hayat beklesin bizi

Bir ömür önümüzde tek bir sene nedir ki

Bir de bakarsın açılmış kapı ardına kadar

Dünya dönmeye başlar tekrar umduğun gibi

   Bu sefer Barış geçmişti yerime. Gözlerini sabitlemiş bir yere bakıyordu. Baktığı yere kafamı çevirdiğimde Asya'ya baktığını gördüm. İçimden kahkahalar atsam da dışıma yansıtmadım ve barışa eşlik etmeye başladım. 

Dünya dönmeye başlar

Dünya dönmeye başlar tekrar

Dünya dönmeye başlar

Dünya dönmeye başlar tekrar

Dünya dönmeye başlar dünyaaa

Seneye bu sıralar... 

BEN ARTIK SEN OLMUŞUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin