Bölüm 4

2.1K 133 7
                                    

"Sen ne saçmalıyorsun?" Jimin ağrısına aldırış etmemeye çalışarak doğruldu yatakta.

"Saçmalamıyorum. Etkileyicisin. Zevk veriyorsun. Evet anlaşamıyoruz falan ama iki kez birlikte olduk ve iyi hissettiğim gibi senin de iyi hissettiğini biliyorum."

"Salak salak konuşma. İlkinde kendimde değildim bu sefer ki ise senin zorla yaptığın bir şeydi."

" Eğer görüntüler seni etkilememiş olsa ve beni istememiş olsaydın, ben senin koluna yapışıp bu odaya gelmeden önce sen benim koluma yapışır ve beni evden atardın Jimin. Seni iyi tanıyorum."

Yoongi sırıtarak baktı diğerine.

Jimin yutkundu ve gözlerini kaçırdı. Ne kadar itiraf etmek istemese de diğerinden etkileniyordu. Hem de fazlasıyla. Az önceyi düşünürsek eğer zevk de almıştı. Bunu istemiyor değildi. Ama istiyor da değildi...

"Düşün Jimin. Ayrıca tuvalet nerede?"

"Ne yapacaksın?" Diğerinin alt kısımlarına baktı küçük olan. Yeniden şey olmuş olamazdı değil mi?

Yoongi gözlerini devirdi ve alayla konuştu.
"Bir emanet var da onu bırakacağım..."

Jimin sinirle diğerinin gözlerine bakıp yeniden uzandı ve örtüyü kafasına kadar çekti.

"Çok komiksin... Koridorun başında sağdan ikinci kapı."

Yoongi hızla kalkıp üzerine bir şey giyme gereği duymadan tuvalete gitti.
Jimin diğerinin odadan çıktığını anladığında örtüyü biraz indirip düşünmeye başladı.

Yoongi ile hiçbir zaman anlaşamamışlardı. İkisinin dükkanları karşı karşıyaydı ama asla komşu esnaf ilişkisi olmamıştı aralarında. Birbirlerine adice oyunlar bile yapmışlardı.

Jimin onun dükkanına fare bırakmıştı ve Yoongi de karşılığında hamam böceğine boğmuştu diğerinin dükkanını. Sadece bununla bitmemişti tabi ki. Bu en küçük şeylerden biriydi.

Fakat şimdi ise durum çok çok farklıydı. Her dakika kavga ettiği adam evindeydi. Çıplaktı. Beş dakika önce ise kendisini beceriyordu. Hem de ikinci kez.

Zevk alıp almadığını düşündü yeniden. Düne dair bir şeyler hatırlıyordu görüntülerin de yardımıyla. Etraflıca düşündüğünde dün ne kadar kendinde olmasa da zevk almıştı.

Bugün ise ne kadar istemese de bir zamandan sonra bunu kendisi de istemişti. Bunları biliyordu. Yine de sex arkadaşlığı biraz fazla gibiydi. Sonuçta her gün yüzyüze bakacaklardı ve akşamına nefretle baktığı ve kendisine nefretle bakan adamın altında inlemek fazla edepsizceydi sanki...

İşin ucunda yeni tatmış olduğu ama fazlasıyla sevdiğini bildiği şeyi sürekli olarak tekrarlamak vardı. Az önce aldığı zevki tekrar tekrar yaşamak vardı. Kabul etmezse Yoongi bugünü sonrasında tehdit olarak bile kullanabilirdi hem. Ama bunu kabul eder ve şart sunarsa ikisi için de kolay olabilirdi.

"Düşündün mü?" Yoongi çıplak bedeniyle odaya girip yatağa dizlerinin üstünde oturdu yüzünü Jimin'e dönerek.

Jimin yavaşça bedenini kendisine bakan adama çevirdi. Çıplaklığını göz ardı etmeye çalışarak konuştu

"Şartlarım olacak."

~~~~~~~~~~

Jimin elindeki kağıdı masanın üzerinde kaydırarak Yoongi'nin önüne koydu. Büyük olan göz ucuyla diğerine bakıp kağıdı eline aldı ve sesli bir şekilde okumaya başladı.

Madde 1: Öpüşmek yok.

Madde 2: İstek dışında dokunmak dahi yasak.

Madde 3: Bu durumdan üçüncü bir kişinin asla haberi olmayacak.

Madde 4: Anlaşma sürdüğü sürece iki tarafta bir başkasıyla cinsel ilişkiye giremez.

Madde 5: Belirlenen günler dışında asla bir etkileşim olmayacak.

"Neden öpüşmek yok?"

"Nefret ettiğim ve benden nefret eden biriyle öpüşmek istemiyorum."

Yoongi tek kaşını kaldırdı hafifçe. "Ama o kişinin altında inleyeceksin Jimin."

"Nefret ettiği kişiden etkilendiğini dile getiren sensin Min Yoongi."
Söyledikten sonra sırıttı Jimin.

" Her neyse. Peki neden bir başkasıyla birlikte olamıyorum!?"

"Senin azgınlığın yüzünden hastalık kapmak istemiyorum da ondan."

Masanın üzerindeki ağrı kesiciyi içti Jimin.

"Şartlarım bunlar Yoongi. Gerisi sana kalmış. Altında inlemeye çokta meraklı değilim."

"Tamam ama benim de bir şartım var."

"Söyle."

"İstisnai durumlar dışında benim evimde değil senin evinde yapacağız."

"O neden?"

"Çünkü evin anahtarı Kook'ta var ve bazen benimle kalıyor."

"Benim anahtarımda Taehyung da var."

"Ama o sende kalmıyor. Acil durumlar için o anahtar."

Jimin kendi kendine söylenerek önüne döndü.
"Tamam kabul. Ekle o maddeyi de ve imzanı at."

Yoongi maddeyi ekledikten sonra imzasını atıp diğerine uzattı.
Jimin kalemi ve kağıdı alıp imzasını attıktan sonra diğerine baktı.

"Şimdi siktir git evimden."

~~~~~~~~~

"Onları dün o evde yalnız bırakmamalıydık. Neredeyse öğlen oldu ve ikisi de ortada yoklar." Ho Seok dudaklarını ısırarak konuştuğunda Taehyung iç çekti ve karşı dükkana baktı.

"Evet. Hadi biz iki kişiyiz idare ederiz de benim biricik sevgilim, her şeyim, Kookie'm ne yapar yalnız başına koca dükkanda?"

Ho Seok duyduğu cümlelerle dehşete düşerken derin bir nefes alıp oturdukları masadan kalktı ve mutfağa gidip telefonunu aldı.

"Ararsam kesin küfür eder en iyisi mesaj."
Kendi kendine söyledikten sonra mesaj bölümüne girdiğinde içerden gelen ses mesaj atmasına gerek kalmadığını belirtiyordu.

"Hyung! Geldin!" Taehyung Jimin'in boynuna kollarını sararken, Jimin yüzünü buruşturarak itti çalışanını.

"Yalakalık istemez."
Dedikten sonra hafif paytak adımlarla kasanın arkasında bulunan yerine geçip koltuğa oturdu ardında bu haline kıkırdayan bir Taehyung bırakarak.

Ho Seok mutfaktan çıkıp içeri girdiğinde Taehyung sırıtıp oldukça yüksek bir sesle konuştu.

"Ho Seok hyung! Biz birbirlerini öldürdüklerini düşündük ama meğer Jimin dün gece yine vermiş!! O yüzden geç kalmış! Bak şimdi de Yoongi girdi dükkana!!" Söyledikten sonra kahkaha attığında Ho Seok'un ve Jimin'in gözleri genişlemişti.

"Siktim seni Kim Taehyung!"
Jimin bağırdığında Taehyung ona bakıp dil çıkardı.

"Paytak adımlarınla yakalayabilirsen neden olmasın Park Jimin!?"

-------------

Oruçlu olarak yazılmış bir bölüm
Açım ağrım var ama umarım güzel olmuştur dhsjjd

Tüm şaklabanlıklarını kullanarak bu bölümü bu kadar erken atmaya beni iten glambition_eunhae ye kocaman öpücükler gönderiyorum.
Umarım beğenirsin birtanem ^3^ ♥

A Pinch Of LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin