"Yapabilirsin prenses!"arel bana güveniyordu ama yapamıyordum.
"Bence ben yanlış kızım." dediğimde kendinden emin adımlarla bana yaklaşmaya başladı.Korkuyordum hemde çok ama gerilersem korkak durumuna düşerdim.
Arel arkama geçip ellerini ellerime uzattı.
"Şimdi sadece bir kumsalda olduğunu düşün prenses sıcak kumu, denizin sesini"
Dediğini yapıyordum.Sıcak kumun üzerinde uzandığımı,deniz dalgalarının sesini hayal ettim."Şimdi yavaş yavaş gözlerini aç."
Gözlerimi açarken tedirgindim, karşıma ne çıkacağını bilmiyordum.
Önce tek gözümü açtım sonra,gördüğüm şeyle diğer gözümü de açtım.Avucumun içinde küçücük bir ateş küresi duruyordu.Korkmuyordum.Hatta beni mutlu bile etmişti.Başarmıştım.***
"Sakin ol uras! sadece doğa üstü güçlerin olduğu,yeni bir babanın olduğu bir yerdesin." kendimi sakinleştirme çabalarım boşa çıkıyor daha da gerginleşiyordum.Yaşadığım şeyler hemen alışılacak şeyler değildi ama çabucak alışmalıydım.
Odanın neredeyse bir duvarını kaplayan penceremden dışarı baktım.Heryer çok güzeldi.
Koyu yeşil çimenler ve mavinin en güzel tonundaki gökyüzü...
Dünyada böyle bir yer varmıydı? Varsada ben görmemiştim.Zaten o köşe mahallede böyle yerler görmem anormal olurdu.Kapının açılma sesiyle o tarafa döndüm.Esila elinde bir çok elbiseyle kapıda bekliyordu.
"Efendim gelebilirmiyim?" dediğinde utanmıştım bir de sultanım dese osmanlı dizisi çekebilirdik.Elimle gel işareti yaptığımda küçük adımlarla yanıma gelip elbiseleri yatağıma koydu.Ben ona bu kadar elbiseyi ne yapacağız diye soracakken
"Akşamki güç gösterisi için hazırlanmanız gerekiyor efendim" dediğinde aklımda olan soruyu geri yolladım.Elbiselerin hepsi birbirinden güzeldi ama dikkatimi çeken sadece 1 elbise vardı.Siyah dantelli ve belinde kemer olan eteği hafif kabarık bir elbise.Elbiseyi askılığından alıp üzerime doğru tuttum ve içimden 'işte bu' diye geçirdim.***
"Heyecanlımısın?"arelin bu sözüne göz devirdim.Ne heyecanlısı canım altı üstü bütün halkın önüne çıkıp bir alev topu yapacaktım.Heyecanlanacak ne vardı ki?
"Biraz " diyerek yalan söyledim.Derin nefes alıp veriyordum ve ellerimde buz gibi olmuştu.Birazdan ölebilirdim.
Babamın uzun konuşmasından sonra sıra bana gelmişti.Derin bir nefes alarak ve parmaklarımı çıtlatarak bana gösterilen yere çıktım.Heyecanlıydım hatta kalbimin sesi bütün salonda yankılanıyordu.Arel'le beraberken yaptığımız gibi gözlerimi kapadım ve odaklandım.Avucumun içinde bir ateş olduğunu hayal ettim.Bir süre sonra salonda alkış sesleri yankılanmaya başladığında gözlerimi açtım ve benim için büyük olan başarıma baktım.Gülümseyerek arel'e baktım.Oda bana baktığı için göz göze gelmiştik.Utanmıştım.Hızlı ama ufak adımlarla bulunduğum yerden hızla aşşağı indim.İnsanların odak noktası olmaktan herzaman nefret etmiştim.
Sıcaktı,sıkılmıştım ve uykum gelmişti.Esilayı bulup ondan beni odama götürmesini isteyecektim fakat oda ortalıkta yoktu.Şu anlık esila ve arel den başkasını tanımadığım için beni odama götürmesini arel den isteyecektim.Gözlerimi hafif etrafta gezdirdiğimde biraz ileride olan areli görmemle hayatımın en mutlu anlarından birini yaşamıştım.Bir kaç adım atmamla arelin yanında bir kız olduğunu görmem de bir oldu.
İçimde bir duygu vardı ama ne olduğunu kestiremiyordum.Neydi peki? Kıskançlıkmı? Oh hayır! Neden kıskanayım ki? Sadece rüyamda gördüğüm yaşlı adam 'o senin geleceğin ' dediği için mi?
Gözümden koluma düşen bir damla yaşla ağladığımı anlamıştım.Ihm ıhm selam ben yazar hesabım bir ara çalındığı için tam eylül ayından beri bölüm atamıyorum ve hala okurum varmı bilmiyorum iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ OYUNLARI (Düzenleniyor)
FantasyNE ATEŞ SÖNDÜ, NE SU BUHAR OLDU.ONLARIN AŞKI HERYERİ YAKTI!