evden çıkmadan önce iyice kendime baktım.o gün için makyaj falan yaptım.ondan mesaj geldi aşşağıda beklediğini söyledi.büyük bir sitresle koşa koşa aşşağıya inip kapıyı hızlıca kapattım.motorla gelmiş.yıkık evin yanındaki boş arsada beni bekliyordu,gittim yanına kask'ı takmamı söyledi hemen kaskı kafama geçirdim.motorun arka kısmı hafif kalkıktı zorlandım çıkarken ama belli etmedim.motoru çalıştırmadan önce ona hızlı gitmemesini söyledim.sanki bana inat olsun diye hızlı gitmeye başladı, o hızlı gittikçe ben ona iyice sarılıyordum hoşuna gidiyordu galiba,amaben korktuğum için bu işe dur demem lazımdı. arkada DURR! diye bağırdım beni takmadı. ikinci defasındada bağırdım ARTIK YAVAŞLAA! dinlemedi.iyice sarıldım kafamı sırtına yasladım. o sırada dur demek gelmedi aklıma. iyikide demedim.neyse eve geldik.replikleri çıkarttım.bir kere okuduk.sonra role girmeye çalıştık.
ROMEO: Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Dur, şu pencereden süzülen ışık da ne? Evet, orası doğu, Juliet de güneşi! Yüksel ey güzel güneş, öldür şu kıskanç ayı, Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Sayrılı ve toydur bakirelik giysisi. Soytarılar giyer bunları ancak Sen çıkar bu giysileri, at üzerinden. Kadınım benim, ah benim sevgilim bu! Ne olur ah, bilseydi sevgilim olduğunu! Konuşuyor, ama bir şey de demiyor; Ne çıkar anlatıyor ya gözleriyle Karşılık vereceğim ben de! Amma da yüzsüzüm, konuştuğu ben değilim ki. Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan: Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye.dokunaydım yanağına.,
JULIET: Binlerce kez iyi geceler sana!
ROMEO: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa. Öğrenciler nasıl ayrılırlarsa ders kitaplarından Öyle koşar seven sevdiğine giderken; Okula nasıl canı sıkkın giderse öğrenciler, Öyle ayrılır seven sevdiğinden
JULIET: Hişt, Romeo, hişt. Doğancı sesi gerek Ayartmak için bu erkek şahini! Kırık olur tutsaklığın sesi, gür sesle konuşamaz; İnletirdim yoksa Yankı'nın uyuduğu mağarayı. Sesi benimkinden de çok kısılıncaya dek Durmadan söyletirdim onun rüzgar sesine Romeo'nun adını. Romeo!
ROMEO: Ruhum çağırıyor beni adımla! Geceleri ne de gümüşsü bir ses verir sevenlerin dilleri, En yumuşak müziktir dinleyen kulaklara.
JULIET: Romeo!
ROMEO: Söyle sevgilim.
JULIET: Yarın kaçta göndereyim?
ROMEO: Dokuzda.
JULIET: Mutlaka gönderirim; daha yirmi yıl var sanki Unuttum neden çağırdığımı seni.
ROMEO: Anımsayıncaya dek beklerim burada.
JULIET: Büsbütün unuturum sen beklersen orada, Anımsadığım için seninle olmanın hazzını.
ROMEO: Ben de beklerim sen unutasın diye, Unuttuğumdan bu evden başkasını.
JULIET: Nerdeyse sabah olacak: Artık gitsen; Yine de şımarık bir çocuğun kuşu gibi uzağa gitme; Yaramazın, elinden bir parça salıverip de Sonra da verdiği özgürlüğü kıskanıp İpek bir iplikle geri çektiği Bukağıya vurulmuş tutsak gibi.
ROMEO: Keşke kuşun olsaydım!
JULIET: Ne iyi olurdu, tatlım! Ama çok seveyim derken öldürürdüm seni. İyi geceler! Romeo'm elveda! Sabaha dek iyi geceler sana!
ROMEO: Uyku barınsın gözlerinde, barış da gönlünde, Uyku da ben olsam, barış da, ne tatlı bir dinlenme olur! Şu bizim kutsal pederin varayım hücresine Anlatıp bu mutlu olayı, yardımını dileyeyim.
REPLİKLER UZUN OLDUĞU İÇİN HEPSİNİ YAYINLAYAMADIM.
replikleri okuduk ve sanki gerçekten sevgiliymişiz gibi,bi anda sevdiğimi söylemek geldi içimden ,yani daha dorusu duygularımdan biraz bahsedebilirdim.korkuyordum aslında yok canım ne korkması en iyisi hiç bir şey söylememek...
ARKADAŞLAR ARTIK ÇOK FAZLA UZUN VE SIKICI OLMASIN DİYE KİTAP BOYUNDA YAZMAYA ÇALIŞIYORUM.BİR SONRAKİ BÖLÜME HAZIRLANIYORUM...