Sabah odamdaki perdelerin çekilmesiyle odama dolan güneş ışınlarıyla gözümü açıp baktığımda bunu yapanın Hira olduğunu görünce
"Ya Hira uykumun içine ettin napıyorsun ya"
"Gördüğün gibi uykunun kaçmasını sağlıyorum. Bu arada bana dua et annem gelip uyandırmadı seni, biliyorsun sabah sabah ki çemkirmeleri hiç çekilmiyor. " deyip odadan çıktı.
Yataktan kalkıp banyoya girip rutin işlerimi tamamladıktan sonra okul formamı giydikten sonra makyaj aynamın karşısına geçip saçlarımı tarayıp serbest bıraktım. Gözlerime ince bir eyesliner çekip rimel sürdüm. Çilekli dudak parlatıcımı sürdükten sonra vazgeçilmezim olan kırmızı şarap kokulu parfümümü kullandıktan sonra aşağı indim. Siyah kalın topuklu botlarımı ve siyah deri ceketimi giydikten sonra sabahları pek kahvaltı alışkanlığım olmadığından annemlere görüşürüz deyip evden çıktım.
Okulun önüne geldiğimde kulaklığımı çıkardım. Okulun koridorunda düşüncelerime boğulmuş halde ilerlerken Pelin' in seslenmesiyle arkama bakacakken
"Ahhh" birden yerde buldum kendimi. Sert bir şeye çarptım. Başta ağaca çarptığımı düşündüm sonra koridorun ortasında ağacın olması saçma geldiğinden bu düşüncemden vazgeçtim. Sonra beni kendime getiren o kadifemsi sesi duydum. Merakla başımı kaldırdığımda çarptığım kişinin Atakan olduğunu gördüm.
"Önüne bakmalısın" derken alaycı mı? Yoksa ciddi mi? olduğuna karar veremediğim bir ses tonuyla konuşmuştu. Duygusuz ama patronluk taslıyormuş gibi.
Bir an bile gözlerini gözlerimden ayırmadan yerden kalkmam için elini uzattı. Bende uzattığı elden destek almak yerine gözlerine nefretle bakıp yerden destek alarak ayağa kalkıyordum ki birden koşar adımlarla birbirini kovalayan iki öğrenci yanımızdan geçerken bana çarptılar.
Tam yine yeri boylicam diye düşünürken Atakan hızlı bir hareketle beni hemen belimden kavrayıp düşmemi engelledi. Ve şuan da kolları bir ahtapot gibi belimi sarmıştı. Tanrım... Bu durum da ben şaşkınca onun gözlerine bakarken, o da yüzümün her zerresini aklına kazırmışcasına bakıyordu.
Gözlerinde kaybolup, boğulacağımı düşünürken sevgili kankam Pelin yanımıza gelip
"Miray iyi misin?" O anda kolları arasında olduğum Atakan gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmadan doğrulmamı sağladı. Ardından konuşmam gerektiğini anladım ve...
"Şey...ben...teşekkür ederim." Ve sonuç beyefendi gözlerime uzun uzun baktı ve gitti...bildiğiniz cevap bile vermeden gitti.
İnanmıyorum ya bu çocuk kendini cool falan mı sanıyor. Önce onun yüzünden düştüm. Tam yine yeri boylicam diye düşünürken beni tuttu.
İnsan gibi teşekkür ediyorum cevap vermeyip öylece gidiyor. Bu ne şimdi ya off aklım karıştı.İç sesim: Ne bekliyordun filmlerde ki gibi buz kütlesinin sana ilanı aşk etmesini mi? Belli belli çok değişmişsin sen aynı saf Miray sın işte kabul et bence"
Bende kim eksik diyordum. Tabi ki de iç sesim! Sadece insan bir kerede olsa konuşurdu. Ayrıca o eski duygularına yenik düşen saf Miray eskide kaldı. Artık kimseyi umursamayan duygusuz Miray var!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK KIZ (AŞK=LANET)
Novela Juvenil"Geçmişi düşünme, anı yaşa ama bunu yaparken de gelecekle ilgili plan yapma! " İşte benim hayat felsefem bu diyebiliriz. Bu aralar kimsenin dilinden düşmeyen üç harfli bir kelime var ne diye sorduğunuzu duyar gibiyim cevap veriyorum. AŞK!!! Onu tan...