Bölüm 3

257 156 11
                                    

Arabaya binip yuvaya doğru gitmeye başladık. Arabanın içinde hem mücadelenin getirdiği zaferli bir gurur ve yorgunluğun verdiği bir sessizlik hakimdi. Bu adrenalin dolu hayatımın getirdiklerinden çok korkuyordum ama bu korku kendim için değildi .

Babamın yokluğunda bana annem bakmış o büyütmüştü.

Bundan altı yıl önce bildiğim kadarıyla babamı esir almışlardı ondan sonra babamdan ne bir haber alabildim ne de yüzünü gördüm.

Onu her özlediğimde anılarımızı hatırlayıp özlemimi gidermeye çalıştım ama bu da özlemimi artırmaktan başka bir işe yaramadı.

Hep bir eksiklik hissettim. O eksikliği annem o kadar güzel doldurdu ki onu böyle görmek bana inanılmaz bir acı yaşatıyordu . Duyduğum sesle istemsiz olarak gözümün anneme daldığını farkettim . Düşünmeyi bırakıp sesin geldiği yöne baktığımda Martin'in bana bakıp ona birşeyler söylememi beklediğini fark ettim.

"Merak etme annenin durumu iyi artık başkaları için endişelenmeyi bırakmalısın. Biz bu durumlara alışığız her seferinde endişelenirsen sadece kendini yıpratırsın."dedi.

Şu ana kadar belki kurduğu en uzun ama en ihtiyacım olan cümleydi. Artık güçlü olma zamanıydı. Biz güçsüz oldukça düşmanlarımız inadına daha da güçleniyordu. 

Martin'e sadece bir kelime söyleyebildim " haklısın". Ona içten bir gülümseme yolladıktan sonra arabanın durduğunu farkettim . Düşünceler beynimi o kadar ele geçirmiştiki yuvaya geldiğimizin farkına bile varamamıştım.

Yuva bizim gibi dünyayı vericisiz haline döndürmeye çalışan vericilerle birlikte başa geçen kölelik illetini başımızdan savmaya çalışan insanların gizlediği yerdi.

Yer altında birkaç mağaranın birleşmesi ile oluşmuş ve bizim eklediğimiz şeylerle tam bir yuva haline gelmişti. Böylece askerler bizi bulamıyor ve faaliyetlerimizi devam ettirebiliyorduk.

Daha çok bir labirenti andırıyordu çünkü Mağaraların duvarlarını kazarak bir çok yol ve dönemeç yapmıştık.

Buranın girişini çok az kişi biliyordu. Yuvada yaşayanların çok önemli bir şey olmadıkça dışarı çıkmasına izin vermiyorduk çünkü

böylece gizlenmek daha kolay oluyordu.

Yuvanın girişine geldiğimizde içimi huzur ve güven duygusu kapladı.

Burası benim evim, kendimi güvende hissedebildiğim tek yerdi . Biz buraya aittik buraya ilk geldiğimizde attığımız her kazmayı gelecek umudu ile atmıştık.

Annem düşüncelerimi anlamışcasına elini omzuma attı ve bana o sıcacık gülümsemelerinden birini bahşetti.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin