4. Bölüm Düşüncesiz

114 13 0
                                    

Orkun'dan
Uyandığımda yanımda duran masum kadın gülümsememe neden oldu. İsminin anlamını sonuna kadar veriyordu. Okyanus...

Ben ufak bir deniz de boğulmaktansa okyanusta boğulmayı tercih etmiştim. Boğuldum da. Onu rahatsız etmeden yataktan kalkmaya çalıştım ama birbirimize o kadar sarılmışız ki bu pek mümkün olmadı . Yataktan kalktığım an bir el bileğimi tuttu ve mırıldandı " gitme . Biraz daha yanımda kal" ona çok içten bir şekilde gülümsedim . O da bana aynı şekilde gülümsedi ve kıkırdadı. Neden kıkırdadığını bilmediğim için sordum " ne oldu? Biliyorum çok yakışıklıyım ama bana gülmediğin kesin" bana anlamını kavrayamadığım bir ifade ile baktı "bir an evlendiğimizi ve birazdan çocuklarımızın gelip bizi uyandıracağını düşündüm"

Ah bu ne kadar güzel bir hayal böyle... Ona döndüm " çocuklarımız?" Farklı baktı çocuk istemediğimi düşünüyordu sanırım . Yüzümdeki umursamaz ifadeyi silmeyerek devam ettim"kaç çocuk ?" Bana çekinerek baktı " yani 2 ,bence kardeşi olamalı. Nil ve senin gibi " onun gözlerine baktım" 2 çocuk ve ben? Şaka mı?"

" çocuk istemiyormusun? Ben de-..."

" saçmalama gamzelim 2 az o yüzden . Yoksa baba olmak en çok istediğim şey hele çocukların annesi sensen , benden mutlusu yok. Bence en az 6 çocuk"

Okyanus'un gözleri büyüdü " yavaş sevgilim. O kadar da değil hadi senin hatırın için 3 olsun da 6 çok yani" ona baktım bu sırda bacaklarım ağrıdığı için yatağın kenarına oturdum"neden öyle söylüyorsun? Peygamber efendimizin 7 çocuğu vardı. Bence onun yolundan ilerlemeliyiz . Maksat sevap kazanalım " bir kahkaha patlattı ve beni kendine çekerek üstüne çıkmamı sağladı. Beni ensemden tuttu ve konuştu" sen ne kadar da imanlı bir erkek olmuşsun da haberim yokmuş" burnuma bir öpücük kondurdu "ama bu pozisyondayken bana sevap kazanmaktan bahsetme" dudaklarına bir öpücük kondurdum "bence şu an benim sevap kotam doldu" . Tatlı tatlı gülümsedi " nasıl oluyormuş o?"

Anlamlı anlamlı baktım " e güzele bakmak sevaptır demişler " bir gülme kırizine girdi . Ben de ona katılınca bir süre gülüştük . Daha sonra dayanamadı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşmeye başladığımızda Barış'ın o lanet sesi bizi böldü " gençler kahvaltı hazır hadi yataklarınızdan kalkın"

Okyanus " hadi kalkalım bari. Özel davet aldık. " dedi ve yataktan kalktı. Karşımda da sadece iç çamaşırları ile duruyordu ve beni de kolumdan tutup çekmeye çalıştı. " gamzelim ciddi misin ?" Kafasını olumlu anlamda salladı " mızmızlanma, kalk . Zaten sabaha kadar bizi çektiler. Hadi ne olur , benim için." Oflayarak yataktan kalktım" sen olmasan bunların hiçbirine katlanmam bilesin " bana gülümsedi ve giyinip yemek masasının yanına gittik.
Barış dışında kimse yoktu . " kimse inmedi mi?" Diye sordu Okyanus. Barış kafasını olumsuz anlamda salladı. Ona alaycı bir şekilde baktım" dün akşam Nil 'le sadece uyudunuz dimi kardeşim?" Barış güldü " çok vahşi bir kardeşin var dostum ,tahmin ettiğin kadar masum geçmedi " üçümüz de gülmeye başladık.

Ezgi ve Nil ellerinde telefon ile yanımıza indiler. Yemeğe başladık Nil bir süre sonra telefonla fazla ilgilendiğini fark etti ve telefonu bıraktı . Ama Ezgi hiç oralı olmadı. Araya girdim "bebeğim bari yemekte bırak şunu." Ezgi kafasını olumlu anlamda salladı . Bu sırada Okyanus' a bir mesaj geldi ve Okyanus anında mesaj atan kişiyi aradı" sen manyakmısın? Hayır verme sabah sabah Türkçe dışında bir dil konuşamam . Buse hayır. " bu Fıransızca konuşmaya başlamadan söylediği son şey oldu.

Konuşması bittikten sonra bana döndü " neden bana öyle bakıyorsun? Daha önce Fıransızca konuşan birini görmedin mi?" Kafamı olumsuz anlamda salladım " gördüm ama senin kadar güzel konuşanını görmedim." Anında yanakları kızardı.

Yağmur DamlalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin