8. BÖLÜM

220 25 3
                                    

Medya: Cenk ve Melisa

Melisa'dan

Cenk beni aşağıya indirdiğinde gözlerime inanamadım. Burası sıcacık bir ev gibiydi. Hani anlatılan hikâyelerde yaşlı dede ile yaşlı babaannenin şirin evleri olur ya. İşte onun gibi. Sıcacık.

Ahşap duvarlar, eski görünümlü bir koltuk takımı, şömine, duvara asılı manzara tabloları, orta boyda bir televizyon.

Üst katta yaşadıklarımı saymazsak gerçekten hoş bir ev...

Ne düşünüyorum ben ya.. Kendine gel Melisa.

Aşağı kata inmemize rağmen rağmen Cenk kolumu bırakmamıştı. Ona bakmamla kolumu bıraktı ve oturmam için koltuğa işaret edip 'Otur' dedi.

Dediklerini yapmak istemiyordum. Aksine bağırmak, etraftakileri fırlatmak, çıldırmak istiyordum. Fakat çok zayıf düşmüştüm. Yorgundum ve enerjim yoktu.

Bir süre onun dediklerini yapıp uslu kız rolü yapmaya karar verdim.

İşaret ettiği koltuğa geçip oturdum. Cenk bana bakıp "Hemen geliyorum" dedi. Başımla onayladım. Cenk salondan çıkıp diğer odaya girdi. Ben de fırsattan istifade edip içeriye daha dikkatli baktım. Kaçmak için bir yol olmalıydı. Dış kapının kilitli olduğunu tahmin edebiliyordum. Pencerelere baktım. Kapalıydı. Fakat demir ile çevrili değildi. İçimden 'Eğer camı kırabilirsem kaçabilirim' diye düşündüm.

Bu sırada Cenk elinde iki tabakla salona giriş yaptı. Yaklaşınca tabağın içinde spagetti olduğunu gördüm. Kaç saattir yemek yememiştim.?

Spagettinin kokusunu alınca karnımın guruldadığını hissettim. Elim karnıma gitti. Aç olduğumu belli etmek istemiyordum. Beni kaçıran bir adamın yemeğin içine ilaç koyması da çok zor olmazdı. Cenk tabağın birini bana uzattı. Ona bakmadan "İstemiyorum" dedim. O da "Sen bilirsin" diyerek bana uzattığı tabağı koltuk takımının ortasında kalan, karşımdaki ahşap masaya bıraktı. Kendisi de yan koltuğa geçip oturdu. Elinde tuttuğu tabağın içindeki spagettiyi iştahla yiyordu. Onun o halini gördüğümde karnım bir kez daha guruldamıştı. İçimden kendime söverken duymamış olmasını diliyordum..

"İstemediğine gerçekten emin misin?"

"Evet. Yani şey.. Eminim."

Karnımın gürültüsünü duymuş olmalıydı ki derin bir iç çekti Cenk. Şuan resmen yerin dibine girmiştim.

Cenk ayaklandı ve kendi tabağını masanın üstüne bırakıp diğer tabağı aldı. Ve yanıma oturdu. Bir anda kasıldım. Ona bakmamak için başımı çevirdim. Cenk "Bana bak" dedi. Omuz silktim. Ani bir hareketle ona bakmamı sağladı. Bir çift kahve rengi göz tam olarak gözlerimin içine bakıyordu..

Aramıza mesafe koymak için geriledim. Fakat zaten koltuğun köşesinde oturuyordum. Pek işe yaramadı. Ben gerileyince Cenk biraz daha yanaştı.

"Ne yapıyorsun?!" dedim. Beni köşeye sıkıştırmıştı.

"Bunu yiyeceksin" dedi.

"İstemiyorum."

"Çocukluk yapma."

"Ben miyim çocukluk yapan?"

"Yiyor musun Melisa?"

"Yemiyorum!" sesim yüksekçe çıkmıştı. Cenk'i sinirlendirmiştim. Tabaktan spagettiyi alıp çatala doladı ve ben bir şey diyemeden ağzıma tıktı. Zorla yutabildim. Bana bakıp küçük bir kahkaha attı.

Onu ilk defa bu kadar yakından gülümserken görüyordum. Yanağında beliren gamze dikkatimi çekmişti. Çok güzel bir gülümsemeydi bu. Herkesten farklı..

KIŞ MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin