BÖLÜM 2

41 3 4
                                    

Dün akşam ağlayarak uyuduğum için olsa gerek kafam kütük gibi uyandım bu sabah.Zar zor da olsa kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve odama geri dönüp hazırlanmaya başladım.Bu akşam arkadaşlarımla birlikte kafa dağıtmak amaçlı küçük çaplı bir parti düzenledik ve bugün Melis'le alışverişe çıkıp Melis'e elbise almaya gitmek için sözleşmiştik.Ne meraklıysa son güne bırakmaya şöyle şeyleri anlamıyorum ki.Altıma kot şortumu,üzerimede beyaz askılı t-shirt,ayakkabı olarak da beyaz converse lerimi giydim.Saçlarımı saldım ve çok az rimel sürerek çantamı aldım ve aşşağıya indim.Babam çoktan kahvaltı masasına oturmuş bir yandan kahvaltı ediyor bir yandan da gazetisini okuyordu."Günaydııııın"diye hoplaya zıplaya indim merdivenlerden ve babamın yanına gidip oturdum.Bi kaç lokma birşey yedikten sonra telefonum çalmaya başladı.Kim olduğuna bakmadan açtım telefonu.Melis sinirli ve hararetli şekilde bişeyler anlatmaya başladı.Anladığım kadarıyla Yağız da partiye geliyordu.Yağız Melis'in eski sevgilisiydi ve çok kötü bir şekilde ayrılmışlardı.Melis'in beklemediği ani bir şekilde "Melis sus artık"diye bağırdım."Ben şimdi evden çıkıyorum sende çık buluşalım artık vaktimiz azalıyo öptüm" deyip kapattıım telefonu.Buluşma yerine gittiğimde Melis bi o yana bi bu yana yürüyüp duruyordu."Sıkıldım kızım seni beklerken."diye söze başladı ve mağazaya gidene kadar birşeyler anlattı.Melisi dinlemeyi bırakmış sağıma soluma bakınıyordum artık sıkıntıdan.Bir mağazanın önünden geçerken çok güzel bir elbise gördüm.Melisin kolundan sürükleyerek mağazaya soktum ve elbiseyi alıp kabine koştum.Elbise toz pembe renginde ve eteği kabarık straplez bir modeldi.Üzerime çok güzel oturmuştu.Aynayda kendime bakarken arkadan bir adamın beni izlediğini farkettim.Ters ters adama bakıp kabine geri döndüm.Üzerimi değiştirdikten sonra elbiseyi ve melisi alarak kasaya geçtim.Eve geldiğimde partiye neredeyse 2 saat falan vardı.Hazırlanma vakti gelmişti artık.Bugün aldığımız elbiseyi üzerime,Siyah rugan ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim.Hafif makyajımı yapıp,saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım.Kendime baktığımda gerçekten çok kibar ve zarif görünüyordum.Melis evinden direkt parti salonuna gideceği için artık kendime bakmayı bırakıp salona gitmeye karar verdim.
Salon bayağı kalabalıktı.Melis çoktan gelmiş Ece'lerin yanına oturmuş somurtkan bir şekilde bir yere doğru bakıyordu.Odaklandığı yere bakınca Yağıza'a ve yanındakı kıza baktığını fark ettim.Hızla Melis'in yanına gittim."Ne oluyo kızım sana.Neden yicekmiş gibi bakıyosun Yağız'a?. Hem sen ondan nefret etmiyo muydun?" diye sordum kıkırdayarak."Ne alaka Derin ya. Tabiki nefret ediyorum. Ama baksana şunlara gözümün önünde yapmasın bari bunu bana.Az önce gelip beni yanındaki kızla tanıştırdı utanmadan.Kız arkadaşıymış.Çok seviyomuş".Melis'in gözleri dolmaya başlamıştı.Yağız gerçekten bardağı taşıran son damlayı koymuştu benim gözümde.Melis'in sırtının okşayıp "Tamam Melis sıkma canını o Yağız'ın karaktersizliği.Böyle yaparak gözümüzden düşüyo başka hiçbirşey değil.Eğlenmeye geldik kızım kalk hadi" diyerek kolundan tuttuğum gibi kaldırdım Melis'i.Çalan şarkıya ayak uydurarak dans etmeye başladık.Dans etmekten ve içki içmekten olsa gerek başım dönmeye başalmıştı.Melise lavoboya gittiğimi söyleyip zar zor da olsa lavoboyu bulmaya çalıştım.İnsanlara çarpa çarpa lavoboya girdim.Başım o kadar çok dönüyordu ki önümü zor görmeye başlamıştım artık.Görüntüler gelip gidiyordu gözümün önünde en son hatırladığım şey girerken boş girdiğim lavoboda üzerime doğru yürüyen bir erkek similasyonuydu.

ZİFİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin