Sabah uyandığımda ağrımayan sırtım ve boynum beni şaşırtmıştı. Tabi gözlerimi açtığımda yatakta olmam bütün o ağrıların olmaması sorumu yanıtlamıştı.
Elbette beni yatağa götüren kişinin Chanyeol olduğu çok barizdi. En az yanımda bulduğum şeyin Chanyeol olmadığı kadar. O yastıktı, hani amip peluşu yastık.
Bu yastık burada ne arıyordu? Ve Chanyeol getirdiyse şayet.. Bunu ne olarak algılamalıydım?
"Chan..." Puslu gözlerim ile amipe kötü bakışlar atarak yeni uyanmış birinin sesi ne kadar çıkabilirse o kadar seslendim. Yani ses falan çıkmadı tamam mı? Fazla ayrıntıya girmeyelim.
Yatakta yavaşça yuvarlandım ve Chanyeol'e dair bir kanıt aradım.
Aradığım kanıt Chanyeol'ün yastığına sinmiş içki kokusu ise evet, gece benimle yatmıştı. Bu biraz da olsa yüzümü gülümsetti. Bir şeyler hatırlamıyor olmalıydı.
Doğruldum ve dönen başımı sakinleştirmek adına tek bir yere odaklandım. Ve orası da odadaki kocaman aynaydı, evet.
Ayrıca siz sormadan söyleyeyim, boyunum da bazılarının hoşuna bile gidebileceği bir kızarıklık-morluk arası bir yer vardı. Orospu çocuğu, dün gece beni cidden yemişti!
Umarım bir şeyler hatırlamıyordur, bu izi gördükten sonra beni uyandırmayarak bir hesap sormaması imkansızdı. Boyunum da ki ize bahane olarak 'Duvara vurdum.' diyebilirdim. Elbette yemezdi!
Ve elbette şaka yapıyorum, daha güzel yalanlarım var.
Ayrıca bir bahaneye gerek yok tamam mı? Eğer Chanyeol bir şeyler hatırlıyorsa elbette utanmış bir şekilde bu tavırlarından ve ondan hoşlandığımı açıklayacağım.
Bir şey hatırlamıyorsa ki Chanyeol içince kafayı yer.. Sadece KyungSoo'nun boynumu sıktığını söyleyebilirim. Bunu bir kere yapmıştı.
Chanyeol çok sinirlenip KyungSoo'dan hesap sormak için harekete geçtiğinde ise KyungSoo heykel yapıyordu ve elinde çekiçli bir KyungSoo'ya bulaşmak hoş olmazdı. Chanyeol bir şey yapamadığı için o akşam beni sinemaya götürmüştü. İkili koltukta dizine yatmıştım ve bütün sinema boyunca uyumuştum. Pişman değilim ve tekrar olsa tekrar yaparım.
Dizlerini seviyorum.
Ah, harika... Kotum hala üzerimdeydi ve rahatsız ediciydi. Ayrıca biraz da ıslak gibiydi.. Bunu hormonlarıma ve rüyalarıma veriyorum.
Ayağa kalkarak Chanyeol'ün dolabına ilerledim. Güzel bir duş almalı ve Chanyeol'ü aramaya başlamalıydım. Ah... Sarhoş olmasa onu beni bir fahişe gibi bırakması ile suçlaya bilirdim.
Hızla üzerime uygun bir şeyler buldum ve banyoya ilerledim. Pekala, Chanyeol burada yoktu tamam mı? Kaçmış olabilirdi!
******
Kısa süreli bir duş ve uzun süreli giyinme faslı ile sonunda Cehennem sıcaklığına ulaşmış banyodan çıkmıştım. Saçlarımı kurutmamı elbette saymıyordum, pek ayrıntılı saç kurutmazdım.
Uzun süreli giyinme faslını Chanyeol'e borçluydum. Vücudumda gezinen ellerinin geçtiği yerleri ve bıraktığı izleri incelememe neden olmuştu, ayrıca bu salak dün kendini nasıl durdurmuştu öyle? Ben bile kendime aynadan baktıkça bakasım geliyordu. Hayır yani cinsel eğilimi erkeklere de vardı. Sorun ben olmam da mıydı?
Gizli bir narsist* ise o bile olurdum(Chanyeol için Chanyeol bile olurdum.). Cidden, en fazla on ameliyata halledilirdi.
(Narsist: Kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dazed Boi
Fanfiction✎ FİK YAPIM SUNAR; ❝ℙACHANBAEK&ℤAMMAZİNGO KATKILARIYLA.❞ Normal bir ilişki değildi, hatta ilişki bile değildi. Arkadaşlık? Ah.. Buna sadece Baekhyun arkadaşlık olarak görebilirdi. Saftı, masumdu ve kapalı bir kara kutu içerisindeydi, her şey. Cha...