Chanyeol her zaman hayatımın odak noktası olmuştu. Benim ve çevremdekilerin düşüncesi, benim Chanyeol'ün uydusu olduğum yönündeydi. Dediğim gibi, bu benimde düşüncemdi yani haklı sayılırlardı. İnkar etmez yada edemezdim. Sonuçta kendi düşünceni inkar etmek bir aptallıktı. Bu yüzden sadece başımı eğiyor, susuyor ve kendi işime devam ediyordum.
Chanyeol'ün etrafında dönmeye.
Elbette bu düşünce akımınında her fikir ve teori olarak sonu gelmişti. Sadece büyükbabamın Chanyeol için hazırladığı bir kutlama yemeğiydi ve birden bire ne olduysa konu oradan açılmıştı.
Ailem bana 'Uydu' ile ilgili saçma salak göndermeler yaparken, bazıları astronot olmam ile alakalıydı, Chanyeol saf saf bakıyor ve tabağındaki patates püresini didikliyordu.
Büyükbabam 'uydu' olayını Chanyeol'e özetlediğinde iyi ki de fark etmedim diyorum, çünkü fark etseydim, kendi çapımda Chanyeol'ün uydusu olmaya devam edecektim. Ailemin gözünde ise bir serserinin peşinden koşan bir bebek olmaya.
12 yaşındaydım tamam mı? Kolay düşünmem bundandı.
Yemek, Chanyeol'ün üniversiteyi kazanmasını kutlamak içindi. Yani onun canını sıkacak bir şey olsun istemiyordum ama olmuştu.
Chanyeol, 'uydu' meselesini sonlandıran ve ailemin utanmasını sağlayacak laflar sarf etmişti. Elimi tutmuş ve 'Bu izlenimi verdiysek üzgünüm ama Baekhyun'a olan ilgimin böyle bir şey olmadığını bilin lütfen. Bizim aramızdaki şey, sadece bizde saklı. Ve bu ilişkinin derinliğini sorgulamayın.' demişti.
Ardından bir kaç anlamlı cümle daha ama onları hatırlamıyorum. O sırada 'bu ilişkinin derinliğini' sorgulamakla meşguldüm.
Tabi ki en fazla 'kardeş' kavramını düşünmüştüm. Yani çocuktum. Kendimi Chanyeol ile koklaşırken düşünecek halim yoktu ya? Daha porno izlemeye başlamamış biri olarak 'koklaşmak' kelimesini 'elleşmenin' masum dili olduğunu da bilemezdim, sonuçta o kelimeyi sadece köpeklere özgü sanıyordum.
Eğer, masum kalmaya devam ederek Chanyeol'e karşı öyle düşüncelere yönelmesem şu anda bu durumda da olmazdım. Hissettiğim şey peynirli cipsin damak yakan tadı ve battaniyemin ayaklarımı ürperten tüyleri olurdu.
Şu an hissettiğim ise sırtımdan aşağı doğru süzülen soğuk ter damlası ve merak dolu bakışlardı.
Do Kyungsoo beni tam anlamı ile bir tuzağa düşürmüştü. Tamam sadece masum bir teklif ile beni ikna etmişti 'Hey Baek, bize gelmeye ne dersin? Pizza sipariş ederim, takılırız.' ama şu an hiçte pizza yemiyorduk.
O an çok masum düşünmüş ve hemen kabul etmiştim, Chanyeol'e kısa bir mesaj atarak Kyungsoo ile olacağımı, akşam sekizde beni almasını söylemiştim.
"Baekhyun, yaptığınız pozisyonu düşünüyorsan, o kadar ayrıntıya cidden gerek yok. Sadece ne zaman ve nasıl geliştiğini çıtlatsan yeterli." Bu cümleyi, Jongin'in kucağında meraklı gözlerle debelenen Kyungsoo'nun söylediğine inanabilir misiniz? Bunu bana bir saat önce Jongin daha gelmemişken söyleseniz... Pekala bu sizin bile aklınıza gelmezdi.
Kyungsoo, beni tekli koltuktan kaldırıp geniş koltuğun köşesine oturtmuş ve diğer köşesine de Jongin'i geçirerek, Jongin'in üzerine abanmıştı, sevişecekler diye korkmadım diyemem. Sorunun oradan sonra başlayacağını bilsem sevişmelerine bile izin verebilirdim.
Sadece bir 'Ne zamandan beri?' Sorusunun, nasıl 'İlk ne zaman oldu?' sorusunu tetikleyeceği okulda neden öğretilmiyordu?
Ayrıca, biz daha öpüşmemiştik bile. Tamam, Chanyeol her fırsatta beni yemeye devam ediyordu ama öpmüyordu. Ne yapabilirdim? Üstüne atlayıp ben mi öpeyim? Mantıklı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dazed Boi
Fanfiction✎ FİK YAPIM SUNAR; ❝ℙACHANBAEK&ℤAMMAZİNGO KATKILARIYLA.❞ Normal bir ilişki değildi, hatta ilişki bile değildi. Arkadaşlık? Ah.. Buna sadece Baekhyun arkadaşlık olarak görebilirdi. Saftı, masumdu ve kapalı bir kara kutu içerisindeydi, her şey. Cha...