Tanıdık yüzler, Yeni hayatlar

21 2 0
                                    

Sesin tanıdık gelmesinden doğan şaşkınlık arkamı dönüp sesin sahibini öğrenmemi zorluyordu. Bu anlamsız fobiyi yenip arkamı döndüğümde jilet gibi üniforması içinde askeri lisedeki yakın arkadaşım Timur'u görmem beni sarsmıştı. Burda da tutunacak bir dal vermişti bana kader. Önceden kader kaza gibi kavramlara pek inandığım söylenemez fakat ailemin bana iyi verdiği din eğitimi tekrar beni Allah'a yöneltti son zamanlarda. Timur fazla çalışkan veya zeki olduğunu söylemeyeceğim askeri lisede bile eğlenmeyi keşfetmiş hayat dolu bir çocuktu. İçimden eski halini kaybetmediğini umarak 'Bırak şimdi komutanı! ' dedim. Sıkı bi sarılmadan ve sıcak bi sohbetten sonra içeri geçmeyi ve odamı göstermesini söyledim. Her ne kadar arkadaşım da olsa aramızda alt-üst karmaşası olmamalıydı. Kalıcam odaya girdiğinde karşıma iki tane yatak ortada da bir soba çıktı. Soba her zaman bi samimiyet yuvadan bir çağrışımdır benim için. Çocukluğumu hatırlatır bana. Akşam yemeği için beni beklediklerini çocukların yeni komutanlarıyla tanışması gerektiğini söyleyip beni yalnız bıraktı. Ben de üniformalarımı giyip acelece yemekhaneye geçtim. Yemek duası faslından sonra yemeğe geçildi. Komutanların masası bir teğemen (Ben) bir Astek 2 de uzmandan oluşuyordu. 28 er olan biraz büyü bi karakol olduğunu öğrendim. Kaçakçılığın burda yoğun olduğunu söyledi Fatih Uzman. Sabah bi göz atıcağımı söyledim karakol ve çevresine. Yemekten sonra istirahate çekildim ve sabah koşusu yaptıracağımu söyledim. Sabah kalktığımda güneş doğmamıştı henüz. Daha da aklımdan geçen düşünceler yüzünden uyuyamamıştım. O sırada askerleri kaldıran Uzman'ın sesiyle irkildim. Hazılanırken biraz zaman kaybetmiş olmalıyım ki tam kadro dısarıda beni bekliyorlardı. Egzersizden sonra nöbet yerlerine baktım. Atış alanı alanı olduğunu öğrendiğim karakol eğitim için elverişliydi. Benim son silah kullanmamın üstünden epey vakit geçmişti. Silahımı aldım gerekli belgeleri doldurduktan sonra. İyi bakımı ve yıpranmamış boyasıyla tam bi komutan silahıydı bu. G3''ümü ve yedek şarjörlerimi alıp atış alanına geçtim. Yarım saatlik kendimi test etmemin sonucunda askerliğimden çok da bişey kaybetmediğimi anlamıştım hastanede. Silahımı bırakmak için tekrar karakola girdim hava bugün düne göre daha soğuktu. Artık kış gelmek üzereydi Gürağaç'a anlaşılan. Timurla aldık çaylarımızı elimize önümüzde de o dağların manzarası. Bazen insanlar der ya:
      'Neden sürekli şehit ceriyoruz ki? Verelim Güneydoğu'yu rahat edelim.'
      Bu önerinin saçmalığını burdaki dağların güzelliğini görünce anlıyorsunuz emin olun. Bu her karışı şehit kanıyla ıslanmış toprağa paha biçilemezken böyle kıyaslamalara gidilmesi çok saçma geliyor bana. Timur liseden sonra derslerinin kötü olmasından dolayı akademiye alınmamış. Dışardan 2 yıllık basit bi bölüm okuduktan sonra asteklik sınavına girmiş. 2. görev yeriymiş Gürağaç.
       'Ee Timur ne sıklıkla intikale çıkarsınız'
        'Valla şu ana kadar pek sayma girişiminde bulunmadım ama 10-15 defa sıcak temasda bulunmuşuzdur bu sene. İki defa da taciz ateşi yedik. Baskın istihbaratı aldık ama kışın bunlar kafasını pek çıkaramaz.'
        'Tugay ne gibi önlemler aldı bu istihbaraa karşın? '
        'Senin gibi bi sıhhıyeci mavi bereliyi yolladılar ya bize yeter' dedi Timur gülerek hafif de bi hayıflanam vardı sözlerinde.
          Daha sonra öğrendim ki en son intikalde bi şehit vermişler. Dahası çatıştıkları grup ağır darbe almasına ve yorgun olmasına rağmen peşlerinden gitmemeleri emri gelmiş. Bu da Timur'u yaralamış açıkçası. Benim de buraya geliş amacımın benzer olduğunu şehit verdiğim kardeşimi anlattım. O da üzüntüsünü dile getirdikten sonra askerlerle sohbet için içeri girmeyi teklif etti. Bu teklifi esprili bi dille çay karşılığı kabul ediceğimi söyledim. O gece askerlerle sohbet ederken hayatlarımızı anlatırken samimimi bir dille olmasından dolayı bana ısınmışlardı. Bir komutan için askerlerin sempatisini kazanmanın moral açısından gerekli ve önemli olduğunu temel eğitimde öğrenmiştik. Çatışma anında size güvenmeleri gerekir. Olası bir saldırıda hepsi size bel bağlamış olur çünkü. Sizin ağzınızdan çıkan kelimeler ve vereceğiniz reaksiyonlar onların hayatlarını kurtarabilir veya hayatlarına mâl olabilir. Tam 2 saatlik sohbetten ve muhabbetten sonra sabah sporunu tam teçhizat yürüyüş ile yapıcağımızı söyleyip morallerinini az da olsa bozmuştum. Fakat biraz formsuz olmaları gözüme çarpmıştı ve burdan işe başlıyacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Vatan Sağolsun!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin