Fri-end.

582 56 12
                                    

Kendimi çok kötü hissediyordum. Her zaman onunla oynadığımız evin bahçesindeydim. Aradan geçen yıllara rağmen çiçekler, elma ağacı ve onu salladığım salıncak eskisi gibi yerlerinde duruyorlar, etrafa görsel bir şölen bahşediyorlardı. Gözlerim onu aradı. Bulamadım. Etrafımda bir kaç kez dönerek adını bağırdım.

"Wonwoo," burada olduğundan emin değildim aslında ama yinede bağırmaktan çekinmedim.

Sonra onu gördüm. Gece gibi siyah saçları, keskin yüz hatları, kazağının kollarını haddinden fazla çekmiş olduğu halde hala gözüken o ince parmakları, en inançlı kişiyi bile günaha itecek o güzel teni.

Başını çevirip bana bakmadı. Bağırdım, çağırdım, yanına gitmeye çalıştım. Yapamadım. Ona ulaşamadım. Önce oynadığı arabalar kayboldu, daha sonra kendisi. Bir anda karanlıkta buldum kendimi. Bağırdım. Kimse duymadı. Bağırdım.

☆☆☆

Çığlık atarak uyandığımda neredeyse beş dakika gördüğüm rüyayı düşündüm. Bir haftadır gördüğüm rüyayı. Başımı ellerim arasına alarak sıkabildiğim kadar sıktım. Çıkmıyordu işte. Aklımdan bir türlü silemiyordum onu. O beni unutmuştu, ben onu unutmayı becerememiştim.

Jeon Wonwoo. Çocukluk arkadaşım, ailem, ilk aşkım. Onunla henüz sekiz yaşındayken tanışmıştım. Evimizin yanına taşınmışlardı. O kadar soğuk bir çocuktu ki, yanına gidebilmek için anneme bayağı bir gün yalvarmıştım. Neyse ki bir gün annem elimi tutarak onların evine götürmüştü bizi.

Onun annesi ile benim annem konuşurken gözlerimi ondan ayırmıyordum. Sekiz yaşındaydım ama bir sürü arkadaşım olmuştu. Babamın işleri nedeni ile sürekli taşınmamızdı bunun nedeni. Garip olan ona bu kadar ilgi duymamdı. O zamanlar ona sadece hava atmak istemiştim. Babamın iki gün önce doğum günümde aldığı tren ile. Evet, onunla arkadaş olmak istemiştim çünkü onun ezik bir tip olduğunu düşünüyordum. Böylece her gün ona oyuncaklarım, zekâm ve yakışıklılığım ile hava atacaktım.

Yanılıyordum. Ne o çok ezikti, ne de ben ona hava atacaktım. Bunu o zamanlar anlamamıştım.

İlk konuşmamız onu kendi evinin bahçesinde çiçekler ile konuşurken görmem ile başlamıştı. Ona ne yaptığını sormuştum o da bana bu seni ilgilendirmez demişti. Yüzsüzlük yaparak yanına gidip, onun gibi konuşmaya başlamıştım çiçekler ile. O an ne yaptığımı sorgulayacak halde değildim. Tek amacım onun ilgisini biraz olsun çekebilmekti.

Başarmıştım. Kafamı çevirdiğim de bakışlarını üzerimde yakalamıştım. Bende ona baktım. O an zaman dursa keşke diye içimden geçirmiştim. Durmadı. Hızlıca yanımdan kalkarak kendi evine girdi. Neredeyse akşama kadar o çiçeklerin önünde oturdum. Onu bekledim. Gelmesini, arkadaş olalım demesini. Gelmedi.

Aradan aylar geçmişti. Wonwoo ile sadece ailelerimizin düzenlediği yemeklerde karşılaşır olmuştuk. Ta ki o güne kadar.

Her zaman gittiğim bir tepe vardı. Ailem ile tartıştığımda giderdim oraya. Bu tartışmalar genelde babamın bana istediğim arabaları almamasından kaynaklanırdı. Yine bir gün gözlerimden yaşlar akarak o tepeye koştum. Her zaman yalnız olduğum tepede başka biri vardı. Wonwoo.

Yanına gidip oturdum. Tek kelime etmedi. Ona döndüm, bana baktı. Ne olduğunu sordum. Anlattı. Benimle tek kelime konuşmayan çocuk o gün bana hayat hikayesini anlattı. Babasının hasta olduğunu, artık durumları olmadığını, annesinin başka biriyle ilişkisi olduğunu. Sustum.

Kollarım benden bağımsızca onun vücudunu buldu. Sarıldım ona. O da o ince kollarını benim yaşıma göre iri ve uzun olan bedenime sardı. Gözyaşları omzumu ıslatırken saçlarını okşadım. Yanındayım diye fısıldadım kulağına. Sen benim en yakın arkadaşımsın dedim. Gülümsedi, sende benim dedi. Kalbim tekledi. Sahi ne güzel gülümsemişti o öyle...

Anılar beynimi yorarken yataktan kalktım ve pencerenin önüne geçtim. Onu özlüyordum. Haddinden fazla özlüyordum. Gelmiyordu.

"Gelmesini istiyor musun?" Diye sordum kendime. İstiyor muydum?

Şu malı da şöyle bırakayım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şu malı da şöyle bırakayım.

Mil Anos // Meanie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin