Medyada ki kız Wonwoo'nun elini tuttuğu kız. Bu kızı da çok severim aslında. Neyse, çok çok çooook uzun zamandır bölüm yayınlamadığım için çok üzgünüm. Okuyan ve seven kişilerin olduğunu düşünmemiştim. Hazırsanız uçuşa geçelim. İyi okumalar.
Attığım her adım canımı acıtıyordu. Rüzgâr düşüncelerimi daha da dağıtıyor, toparlamama izin vermiyordu. Önümde Wonwoo ve sevgilisi el ele yürüyor, arkalarında ben ve acılarım buruk bir tebessüm ile takip ediyorduk onları. Kafeden ayrılmış grup olarak sahile gidiyorduk. Soonyoung sürekli beni eve götürmek istese de gitmek istemedim. Sevdiğim adamın beni fark etmeyişi ile canımı yakmak istedim. Bilmiyorum. Çoğu zaman tam bir sik kafalı olduğumu düşünürüm zaten.
"Merhaba," yavaşça kolumu tutan ince parmaklara bakındım. Adının Mina olduğunu düşündüğüm kız bana gülümserken yüzüne bakındım.
"Merhaba, bir sorun mu vardı?"
Yine de kaba olmamak için verdiğim çaba takdir edilirdi.
"Sadece topuklu ayakkabılarım yürümemi engelliyor. Sorun olmaz değil mi, biraz koluna girsem?"
Başımı sorun olmayacağını belirtmek istercesine iki yana salladım. Gülerek koluma daha çok sokuldu. Anlamıyordum. Şuan sadece Wonwoo'nun ne yaptığını anlamıyordum. Beni nasıl tanımaz aklım almıyordu. Hala neden onların peşinde bu grup ile bir şeyler yaptığımı da aklım almıyordu. Sikeyim. Resmen beynim çalışmıyordu. Muhtemelen anlık bir şoktaydım. Ve sanırım bu şoktan kurtulamayacaktım.
☆☆☆
"En az beş yüz kez teklifini reddettim, Soonyoung."
Tepemde dikilmiş bana gidelim diyen Soonyoung'a gözlerimi devirdikten sonra denize ayaklarını sokan Wonwoo ve sevgilisine baktım tekrar. Wonwoo mutluydu. Benim aksime. Hayat bana artık önüme bakmam gerektiğini tokat gibi vurmuştu yüzüme. Yapamazdım. Bunu çok iyi biliyordum. Ona olan bu sevgim çok derindi. Şuan mutlu olması bile beni mutlu ediyordu. Her ne kadar bu mutluluğun sebebi başka biri olsa bile.
Önceden haberini bile alamazdım. Ne yapıyor, neler ile uğraşıyor bilemezdim. Şuan iyi olduğunu görmüştüm ve bu içime soğuk sular serpmişti. Wonwoo. Sevdiğim adam bir yerlerde mutluluğu yakalamıştı.
Sonra birden canımın yandığını hissettim. Gerçekler yavaş yavaş vücudumda ki somut etkisini gösteriyordu. Kalbim acıdı ve ben bunu en derinlerimde hissettim.
Sevgilisini kucağına alan Wonwoo'yu inceledim. Tekrar ve tekrar. Bir sapık gibi gözlerimi onlardan alamıyordum. Bir kere Wonwoo'nun o narin bedeni o kızı taşıyamazdı ki. Hayallerimde ki ben yavaşça Wonwoo'yu kucağıma aldım ve dalgalara karşı yürüdüm onunla. Olması gereken buydu zaten. Çok büyük bir hayaller hayatlar olmuştum.
Bir el yavaşça yüzüme dokundu. Yanağımı narince okşayarak, farkında bile olmadığım göz yaşını sildi oradan. Başımı çevirdiğimde bu kişinin Mina olduğunu gördüm. Gözlerimi kapadım ve aslında yanımda olan kişinin Wonwoo olduğunu düşledim.
"İyi misin?"
Gözlerimi tekrar açtığımda yeniden Mina'yı görmek tekrar çok büyük bir hayal kırıklığı yaşattı bana. Gülümsedim. Her şeye rağmen. Çok yalancı bir gülüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mil Anos // Meanie
FanfictionBin yıl. Seni sevmem için bin yılım var. Seni bin yıl, doya doya seveceğim.