1.Bölüm çok ama çok az okunduğundan, yorum ve vote alamadığımdan moralim yerlerde sürünüyor. İnanın bir insan daha üzgün olamaz. Günde 2 bölüm eklememe rağmen bu beğeni kıtlığı beni üzüyor. :( İyi tatiller, iyi okumalar...
At arabası evin kapısının hemen önünde gürültüyle durduğunda hazırdım. Son olarak dün geceden beri yer değiştirmemiş olan, Edward’ın cüppesini aldım ve deri ceket ile sarılmış kolum üzerine yerleştirdim. Bir kaleye kraliçe unvanı ile anılmak üzere gidiyordum ancak hala bir savaşçı gibi giyiniyordum. Nasıl olsa zorla ipek elbiseler giydirileceğim çok zaman olacaktı. Kapıdan çıkarken ardımdaki eve bir süre baktım ve karla örtülü zemine ürkek bir adım attım.
-Kraliçe Anabelle!” diye her ağızdan bir tezahürat yükselmeye başlarken arabaya ilerleyen karlı yola kısa bir süre baktım. Ardında etrafımdaki dostlarıma, komşularıma, Henry’e ve dimdik duran Christian’a baktım. Yerimde Elizabeth olmalıydı, Christian’ın yanında durmalı ve ona el sallamalıydım.
-Kraliçem” diyerek Gastard at arabasından inerken yavaş adımlarla yanıma yürüdü ve koluna girmem için uzatarak omuzlarını dikleştirdi. Bileğimle şişirilmiş kaslarını kavrarken yapmacık bir gülümseme ile başımı öne eğdim.
-Kralımız sabırsızlığını bu sabah ağzından kaçırdı.”
-Senin bunu ağzından kaçırdığını ona şikayet etmemi ister misin?”
-Tutkulu ve bir o kadar da tehlikelisiniz Kraliçem.” dediğinde kısık bir sesle kıkırdadım.
-Gastard, sen artık benim sağ kolumsun.”
-Bu fikrinizi önce kralınızla paylaşsanız iyi olur Kraliçem. Kendine yeni bir sağ kol bulmak zorunda.” Arabaya binerken ardıma baktım ve son kez Christian’ı gördükten sonra deri kaplı koltuğa yerleştim. Ardından kapı kapatıldığında Christian’ın sözleri yankılandı. Nereye ait olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu.
***
Oda fısıldadığında bile yankılanacak kadar büyük ve ferahtı. Geniş camlar üzerindeki yağlı boyayla işlenen şekiller ışıkla birleşip tahta zemin üzerine düşüyordu. Çift kişilik yatak üzerinde sayamayacağım kadar çok yastık ve kalın bir battaniye vardı. Tavana kadar uzanan tahta başlıklarına ise tül perde yerleştirilmiş, dağınık bir şekilde yatak üzerine bırakılmıştı. Odam ile neredeyse aynı genişlikteki dolabın altından ise sıkışmış elbiselerin etekleri gözüküyordu. Bu sırada evden gelen birkaç eşyamı telaşla yerleştiren nedimeler odaya hızla girip çıkıyordu.
-Kraliçe’mizin odası hala hazır değil mi? Bu nasıl bir rezillik! Herkes dışarı!” diyerek Gastard odaya girdi ve etrafımda uçuşan insanlar eteklerini toplayıp koşarak dışarı çıkmasını emretti. Sonunda koca odada yalnız ikimiz kaldığımızda nöbetçiler kapıyı kapattılar.
-Kral bir hoş geldin ziyaretine bile uğramadı.” dedim geriye adımlar atarak yatağa otururken.
-Kendisi biraz meşgul Kraliçem. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan nikah için elbise provaları almanız gerek. Bugün öğleden sonra terziler yanınıza uğrayacaklar.”
-Önümüzdeki hafta mı?” Bir hafta sonra, hatta birkaç gün artık Kral’ın resmi eşi mi olacaktım? Tüm İngiltere’nin Kraliçe’si. Christian dahil.