"Abi nasılsın? Çarşı izninde misin?"
"Yok be Gülce. Kaçak arayım dedim."
"Hmm seni uyanık. :)"
"Yolunda demi her şey?"
"Evet evet sen beni bırakta kendin anlat."
"Ne anlatıyım aynı her şey dağlarda hafif hafif biriken karlar soğuk memleket burası"
Hınzırca gülümsedim.
"Bizde yaz geldi bile."
"Keyfini çıkar"
Sonra babamla olan konuşmamdan da bahsettim. Evi almak istemem satılığa çıkarılması vesaire derken kapattık.Zaten benimde yarın turum vardı erken yatmalıydım. Duş aldıktan sonra yatıp biraz kitap okudum. Elim hafifçe lambaya gitti. Uykuyla uykusuzluk arasında zorla lambayı kapattım. On saniye sürdümü bilmem uykuya daldım.
Sabah erken kalktım. Süpürge yaparken koltuğun altında deniz kabuklarını birleştirerek yaptığım kutuyu buldum. Süpürgeyi durdurdum. Kutuyu aldım. Gözümden iki damla aktı. Defterlerimi buldum. Ama özel defterler. Günlük sayılabilecek türden. "Miray;" diye başlıyordu her cümle.. "MİRAY"diye haykırdım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Miray ortaokuldaki ve hayatımdaki en iyi arkadaştı. 8. Sınıfta okul değiştirmek zorunda kaldı. O gidince hayatımdan nefeslerim çalındı. O bir insanın sahip olabileceği en iyi arkadaş. O okula vedalaşmaya gelince nefessiz kaldığım anlar dahi olmuştu. Hayatımı bir boşluk kaplamıştı.
Bu defterlerde kendimi bastırmaya yarayan tek şeydi. Aklıma estikçe yazmıştım.Ani bir tepkiyle instagram hesabıma girdim. Miray'ı aradım."Miray Kızıldağ" evet bulmuştum. Fotoğraflarını inceledim. Hemen tanımıştım. Takip ettim. En iyi arkadaşımı nihayetinde bulmuştum. Üç cilt tuttuğum defterlerden ilkini ve ilk günü okudum. Duygulandım. On üç yaşıma döndüm. Miray'a ,Miray ve Gülce'ye...
Bu kadar ağlama yeterdi.. Turum vardı bugün. Kendime geldim. Pijamalarımı çıkarttıktan sonra. Kahvaltımı yaptım. Bu seferki turum Bir grup Hakkarili üniversiteliyeydi. Aslında isteyerek beni bulmamışlardı. Gezi için internette bir tur sayfası vardı. O gün o saatte hangi rehber müsaitse o gezdirirdi. Bir tek ben boştum o gün. Bu sebeple bu sefer işimi en iyi şekilde yapmalıyım. Hasır fötr şapkamı taktım. Bu şapkayı ayrı bir severdim yanında küçük puantiyeli lacivert bir fiyonku vardı. Altında beyaz renkli dar kotumu ve üstüne de gri bir bluz onun üstüne de buz mavisi bir yelek giydim. Kot sırt çantamı alıp evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülce
Ficción históricaYavaştan yavaştan söküyordu şafak.. Benim de hızlı olduğum söylenemezdi. Binmiştim bisiklete yol alıyordum. Önümdeki sekiz aydan habersiz. Her şey üniversiteye başlamamla gelişecek.. Tarih ve aşk maceram,bazen de delirdiğim kanısına varırken, hayat...