Yine bir pazartesi sendromu, yine bir hüzün, yine bir matematik dersi. Okulun son aylarında devamsızlık tavan olduğu için mis gibi havada sınıfta pardon hayvanat bahçesinde tıkılı kaldım. Bu, dolapta dondurma kutusu bulup açınca içinden sarma çıkması ve hüzünle başlayan mutlulukla sarmayı yiyip haline şükretmek gibi bir şey. Sevgili müdürcüm canım amcam bizim kızlarla olan durumdan sonra her birimizi farklı şubelere ayırdı.
Bu arada ben Nefes KESKİN, 1.70 boyunda, kumral tenli, mavi gözlü, zayıf ve fit bir kızım.
Huyuma gidenin bende kredisi sonsuzdur. Ama hani derler ya tersim pistir ;) . Bizim kızlar demişken herkes bizi "Cehennem Kızları" diye tanır. Etrafımızda bize bulaşanlarda belli başlı zarar ve hasar bıraktığımızadan ( tabi kızların sigortası yokmuş ) etrafta böyle anılmaya başladık.
Sonunda zil çaldığında kantine kızların yanına doğru giderken arkamdan gelen sesle sesin geldiği yöne döndüm. Okuldaki kupa kızları endişeli bir şekilde bana seslenirken hızla yanıma geldiler.
Soru soran gözlerle onlara baktığımda "Atılım Kolejinin lideri Melike, Seda'yı yanındaki kızlara dövdürtmüş. Sıra cehennem kızlarında diye orada burada konuşuyormuş, bilmek istersin diye düşündük." Kızların hızlı anlatımlarının ardından sinirle kantine doğru yönelirken bir kızın bana çarpmasına karşılık olarak kızı ittiğimde yeri boyladı.
Kapıdan girdiğimde bizim masaya doğru ilerledim, bizim diyorum çünkü o masaya cehennem kızları hariç oturan bir insan evladı başına gelecekleri bilir. Kızların yanına ulaştığımda hepsi sinirimi farketmiş olacak gibi gözleri belermiş ışık görmüş tavşan gibi bakıyorlardı. Sandalyeyi sert bir biçimde çekerek oturdum
"Melike ve yanındaki peynirgillerin dayak zamanı gelmiş " dediğimde Arya "Hadi gidelim o zaman " diyerek ayağa kalktığında Esila kolundan çekiştirerek oturturken Arya "Kanka sen spora falan mı yazıldın bi kas olmuş sanki burda " diyerek kolunu ovuşturdu. Esila gözlerini devirirken " Kızım bir rahat dur her türlü gideriz de sorun ne bir onu söylesin kız " deyince bodoslama lafa girdim. "Bu bizim okuldaki kupa kızları varya onların arkadaşı Sedayı dövdürmüş yanındaki küflü kaşarlara sonra da sıra cehennem kızlarında falan demiş" diye anlattım.
Güneş "Fahişeye bak bizi dövecekmiş, ulan o Sedayı bide ben dövcem şimdi nasıl dövdürmüş kendini ya " sinirle bacağını titretmeye başladığında Peri de aynı sinirle "Lan bizim okuldan bir kızı dövmeye nasıl cesaret eder amk sürtüğü " dedi. Evet cehennem kızları bunu kabullenemez. Arya "Hadi nedenini öğrendiğimize göre gidebiliriz artık" dediğinde aynı şekilde bende kalkıp "Katılıyorum hadi bacılar go tu dı Melike'nin saçlar" dediğimde kızlar gülüşürken Güneş "Kızım saçmalama ya devamsızlıklar tavan nereye gidiyon çıkışta gideriz" dedi.
İsyan ederek oturdum ve "Ulan insanın amcası okul müdürü olur mu ya." Bu halime kendim bile acıdım lan neyse teneffüs bittiğinde sınıflara dağıldık bu sınıf meselesi de ayrı bir dram zaten amcamı bir şekilde ikna etmem lazım.
Ders yine meymenetsiz suratlı Emine hoca ile birlikte birbütün olan edebiyat. Kadın her ders bir insanla uğraşır mı ya "İnini din Nifis. Kinismi Nifis." Elinden gelse nefes alma Nefes diyecek. Bune ya bitmiyo çilem milletçe bıktık artık.
Sonunda kurtuluş çanı yani zil çaldığında çantamı alıp otoparkta bulunan motorumun yanına gelip motorum gibi simsiyah olan kaskımı ve ceketimi giyip motora atlayıp eve doğru yola koyuldum. Kızlarla Melikelerin okulunun orada buluşacağız öncesinde ise evlere dağılıp kıyafet değişimi yapmamız gerekiyordu. Mâlum kavgada rahat birşeyler giymemiz gerekiyordu.
Eve geldiğimde kapıyı yardımcımız Ece açtı ve "Hoşgeldiniz Nefes Hanım" dedi bende gülümseyerek "Hoşbulduk Ececim" diyerek kaskımı kucağına itekledim "Babama söyle üstümü değiştirip çıkacağım, kızlarla buluşacağız geç gelebilirim" dedim. Ece de "Tamam efendim iletirim" diye onayladı.
Koşarak merdivenlerden çıkıp odamın içinde bulunan kıyafet odasına ilerledim. Deri bir ceket, v yaka siyah bir tişört, siyah yırtık bir kot ve postallarımı giydim. Yüzüme ise rimel, eyeliner ve kırmızı rujumu sürdüm saçımı da kendi haline bırakarak koşarak merdivenlerden indim ve motara atladım. Evden çıkarken kızlara mesaj atıp yarım saate gelmelerini ve gecikmemelerini söyledim.
Tabiki uymayacaklarını biliyordum formalite icabı yani okulun önüne geldiğimde tahminlerim doğru çıkmış ve gelmememişlerdi.
Motoru park edip sağa sola bakmaya başladım karşı parktaki banka oturmaya karar verip yürüdüm tam oturacakken sokağın başından gelen seslere döndüm.
Beş tane izbandut bir tane çocuğa dalıyordu bunu görmemle oraya koşmam bir oldu sanırım kavgaya girecektim. Elindeki bıçakla yerdeki çocuğa doğru giden adamın bacağına tekme atıp dengesini kaybettirmeyi başardım daha sonra yerdeki çocuğun arkadaşları gelince adamlar dağıldılar.
Zaten bende kızların geldiğini düşünüp okulun önüne geldim kızlar beni gördüğünde sorgudan korkup ellerimi havaya kaldırdım ve
"Sakin ! Sokağın başında bir olay vardı ona bakıp geldim." Güneş kafasını sallayarak "Sen öyle diyorsan öyledir neyse artık biraz saç yolabilirmiyiz ?" Arya da sabırsızca "Hadi cehennem kızları go tu Melikeğ "deyince gülüşüp ilerlemeye başladık.Ben önde kızlar arkada okulun kapısından girdiğimiz an herkesin gözü bize odaklandı. Biz ise gayet cool davranarak Melike'ler nerde diye durduğumuz yerden etrafa göz atıyorduk. Gözüm burnu bandajlı çocukta takılı kaldığında yarım saat önce kavgasına girdiğim (kısaca) çocuktu. Onunla göz göze gelince kafamı çevirdim fakat o beni tanıyınca ayağa kalkıp yanımıza gelmeye başladı. Kızlar bu durumu anlamış olacak ki kaş göz oynatıp, çocuğa dik dik bakıyolardı. Bende dudaklarımı oynatarak " sonra " diyip sırıttım.
Bu sırada çocuk karşıma gelince "Acaba bu sefer kimin hayatını kurtaracaksın?" diye sorduğunda alayla "Sanırım bu sefer birinin hayatını söndüreceğiz" dediğimde kaşlarını kaldırarak arkamdaki kızlara baktı "Galiba kız kavgası, diğer kızın şansı yok gibi " dedi.
Melike okulun merdivenlerinden inmeye başladığında dikkatlice onu izliyordum bu sırada çocuk "Hey seninle tanışmadık, ben Doğaç " diyip güldüğünde "Birazdan tanıyacaksın " diyip kızlara işaret ederek Melikeye doğru yürümeye başladığımızda Doğaç 'a dönüp "Bu arada Nefes ben " elimi kaldırıp sırıttım. Melike bizi görünce olduğu yerde dondu kaldı fakat belli etmemek için surat ifadesini düzeltti.
Yanına diğer kaşarlar da toplandığında Esila "Bizim kantinde de kaşar bitmişti " dediğinde alayla sırıttık ve sinirimi bastırmaya çalışıp " Sıra cehennem kızlarında demişsin bebeğim daha fazla bekleyemedik " dediğimde kekeleyerek " B-be-n öyle birşey demedim " diye söylediğinde bastırmaya çalıştığım sinirimi tavan yaparak saçına yapıştığımda kaşarlar harekete geçecek gibi olduklarında Arya-Güneş-Esila-Peri dörtlüsü tarafından kendilerini yerde buldular. Sinirle "Lan daha iki kelime ettim korktun bizim arkamızdan konuşmak senin haddine mi ?" diye bağırdım ve etraftakiler tarafından iyice çevrildik.
Kalabalığın arasında Doğaç ile göz göze geldiğimde bu kadarını beklemediğinden şaşkınlıkla bakıyordu. Kafamı çevirdim ve kızlar gelince sıramı Arya 'ya devredip izledim "Sen kimsinde bizim okuldan bir kızı dövdürtürsün kodumun fahişesi" diyip tokadı bastı. Yerdeki kızlardan biri kalkacak gibi olurken Esila karnına tekmeyi geçirdi.
Peri "Burada şimdilik işimiz bitti gibi görünüyor " deyip elini çırptığında son olarak ben "Bana bak bu okula ikinci defa geldiğimde iki tekme bir tokatla yırtamazsın " diye fısıldadığımda Arya "Dağılın sizde " diye kalabalığa bağırdı. Peri sırt çantasından sprey boyayı çıkarıp kavganın olduğu yere her zaman yaptığımız gibi "CK " işaretini çizdi. Sonra onları yerde bırakıp arkamıza bakmadan okuldan çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KIZLARI
عشوائيOnlara verilen bir isim... "Cehennem Kızları" Tehlikeli ve bir o kadar da acımasızlar. Fakat herkesi değiştirdiği gibi onlarında hayatlarını değiştiren 'aşk'... Birbirlerine gitgide bağlanırken aralarından birine gelen zarar hepsini mahvedecektir...