Bölüm 1

286 18 17
                                    



Güneşin parlayan gülümsemesi döküntü kulübenin içini ısıtıyor tahtanın kırık yerlerinden içeriye ışığı süzülüyordu. Kartonların üzerinde uyuyordu sadece kir pas içinde ki o adam, olacaklardan habersiz horluyordu yüksek sesle. Çığlık atarak kalktı kartonların üzerinden ''Olamaz güneş yüzüme kadar vurduysa saat öğlen olmuştur geç kaldım.'' Hemen köşede duran yırtık şapkasını alarak dışarıya çıktı.

İki metrelik tahtadan yapılmış pis hurda bir kulübede yaşıyor insanlar ondan iğreniyordu. Ama yine de insanların ona ihtiyaçları vardı o olmazsa sokakta ki pislikleri kim temizlerdi. El arabasını sırtlayarak hemen yola koyuldu ne bulursa alıyordu karton, pet şişe, cam şişe hatta küflenmiş yiyecekleri bile.

Üstünde paramparça olmuş pis bir palto ve tüm hayatı boyunca çıkarmadığı anlamsız bir kolyesi vardı. Girdiği bir sokakta ufak çocukların beraber top oynayışlarını seyretti hayatı boyunca hiç topu olmamıştı hep sokaklarda çöp toplayarak yaşamaya çalışıyordu yalnız başına.

Aniden gökyüzünde bir parıltı meydana geldi sanki üzerine doğru bir ışık haznesi geliyordu yaklaştıkça parlaklığı artıyor gözlerini kamaştırıyordu. Doğrudan çocukların arasına düştü ve ışık ortadan kayboldu geriye sadece bir avuç içinde tutulacak kadar küçük yuvarlak parça kaldı.

Çocuklardan biri yaklaşarak ufak topu eline alıp inceledi sonra gülerek çöp toplayan adama bakarak kafasına fırlattı. Kafasına çarpan ufak parça canını yakmıştı hemen yere düştü çocukların gülüş sesleri beyninde yankılanıyor sızlanıyordu.

Onunla dalga geçen çocukları aldırmadan oradan uzaklaştı ufak topu da çuvalına koyacağı sırada tekrar parlamaya başladı. Işık şiddetini arttırarak adamın tüm vücudunu ele geçirdi ardından ışık ufak bir patlama ile tekrar söndü top yere yuvarlandı geriye sadece bir çöp çuvalı ve grimsi top kalmıştı.

Adamın ortadan kaybolduğunu gören çocuklar koşarak topun yanına geldiler içlerinden bir tanesi ''Bu da neyin nesi böyle'' diyerek topa bir tekme vurdu ve ufak top lağım çukurunu boyladı.

*

Garip bir müzik tonu kulağını tırmalıyor ışıktan gözleri etrafı göremiyordu. Yavaş yavaş ortadan kaybolan ışık haznesi adamın gözlerinin kamaşmasına neden oldu kolunu gözüne sürüp etrafına baktı hayretler içinde ''İnanılmaz'' diye bağırdı.

Sonu gözükmeyen binalar, metalden yapılmış robotlar ve hiç azalmayan o rahatsız edici sesler. Şaşkınlıkla etrafına bakıyor öldüğünü düşünüyordu her şey çok garipti sokakta hiç insan yoktu sadece metal yığınları dolaşıyordu.

Aniden gelen bir dong sesi ile etrafta yüzlerce ışık haznesi patladı ve içlerinden insanlar çıktı hiçbir şey olmamış gibi yürüyorlar, bağırarak konuşuyorlar hatta köşe başında sevişiyorlar. Tüm insanların kulaklarında garip bir şey takılıydı herkeste bu vardı hemen elini kulağına götürerek kontrol etti temizdi bir şey takılı değildi.

Bir alarm sesi duyuldu o sırada, herkes ona bakıyordu ki iki tane robot hızla yaklaşarak elinde ki silahı ateşledi. Adam yere yığılırken siren sesleri yok oldu herkes normal yaşamına döndü. Robotlar adamı yerden kaldırarak kollarındaki bir takım tuş ile ışınlandılar.

Gözünü açtığında hastane benzeri bir yerde sedyeye uzanmış duruyordu hemen kulağında ki ağırlığı hissetti bu alet ne işe yarıyorsa ona da takmışlardı. Bir süre sonra bu kulaklığın ne işe yaradığı anladı durmadan bir şeyler öğreniyordu. Bu kulaklıklar haberlerdi, bu kulaklıklar spordu, coğrafyaydı, tarihti hatta yiyecekti.

Bir saat içinde her şeyi öğrenmiş geçmişi ve bugünü günlerden cumaydı 18i aylardan eylül yıl ise 12758 idi. Bu gerçek olamaz diye düşündü ama kafasında her şeyi görmüştü yaşadığı yerin tüm tarihini açlık ve susuzluk çekmiyordu. Teknoloji bu kadar ilerlemiş olamazdı.

Kulaklıktan zamanla yeni bilgiler öğreniyordu altı saate bir sokağa çıkma yasağı olduğunu, şehirden asla dışarıya çıkılamayacağını ve metallerle gereksiz konuşmaması gerektiğini. Aslında bu kulaklığın cep telefonu, internet ve televizyon olduğunu anlamıştı.

Hava çok kirlenmiş tarım ölmüştü yiyecek besinler çok az yok olmak üzereydi kulaklıklar insanların açlık ve susuzluk isteklerini önlüyordu ama ölümlerine çare olamıyordu. Öğrenemediği tek şey buraya nasıl geldiğiydi. Bir rüya olabileceğini düşündü.

Kulaklıktan bir ses beliriverdi ''30 saniye içinde yataklarınıza lütfen'' hemen anlamıştı kulaklıklar tüm insanları aynı saate uyutuyor ve aynı saate kaldırıyor. Ne yapacağını bilemeden kulaklıktan bir cızıltı yükseldi ve herkesle birlikte o da uykuya daldı.

Sabah saatin kaç olduğunu bilmeden uyandı sokakta sirenler çalmaya başlayınca insanlar sokaklara ışınlandı. Hala hastanede olduğunu fark edince hemen ayağa kalkarak dışarıya çıktı. Üzerinde herkeste olan kıyafetlerden vardı gri tonlarında temiz ve şık giysiler, kolyesi hala boynundaydı onun için çok özeldi bu kolye kaybetmek istemezdi.

Eve dönüş yolunu aramak için sokakta dolaşmaya başlamıştı ki aniden herkes durdu ortalık sessizleşmeye başladı gökyüzüne bakıyordu tüm gözler hatta robotlar bile izliyordu. Sararmıştı gökyüzü soluyor gibiydi sıcaklık yükselmeye başlamıştı.

Kulaklık son dakika haberleri veriyordu ''Panik 49 aktif edildi. Askerler üsse.'' Herkes paniklemeye başladı oraya buraya koşturuyorlar çığlıklar atıyorlardı. Neler oluyordu?

Daha sonra yayın devam etti ''Atom yok oldu! Dünya yörüngeden fırladı! Yer Çekimi kontrolden çıktı. Tüm evren Güneş, Merkür, Mars, Ay, Panfort, Jüpiter hatta Slosvark sistemleri üzerimize doğru geliyor. Dünyanın sonu.''

''Evrenin sonuna 9 dakika''

''Evrenin sonuna 9 dakika''

Adam bunun bir şakadan ibaret olduğunu düşünerek kulaklığı çıkarıp yere fırlattı ardından gökyüzüne baktığında Dünya'ya doğru gelen gezegenleri fark etti, gerçekten doğruydu sıcaklık çok yükselmişti. Yer çekimi tüm evreni dünyaya çekiyordu. Bu geldiği yer her neresiyse burada ölecekti.

Binalardan sesler yankılanıyordu.

''Evrenin sonuna 5 dakika''

''Evrenin sonuna 5 dakika''

Sokaklar dehşet alanına dönmüştü gökyüzünden ateş parçaları yeryüzüne düşerek değdiği ne varsa yakıyor insanlar kaçışıyordu. Kısa bir süre içinden her yer alev almış cayır cayır yanıyor binalar çöküyordu. İnsanoğlu son nefeslerini soluyordu.

''Evrenin sonuna 1 dakika''

''Evrenin sonuna 1 dakika''

İnsanlar artık seslerini çıkarmıyor bir köşede oturup ölümlerini bekliyordu ağlayan bir kız çocuğunu gördü çöp toplayan o adam, yanına gidip kalan sürede teselli etmek istemişti ancak birden ışık haznesi tekrar patladı öldüğünü sanmıştı ama ışığın azalmasıyla tekrar şaşkınlık içinde kalmıştı.

Herkes neşeli bir şekilde sokaklarda yürüyor hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar. Önünde duran binanın tepesinde ki tarihi görene dek şaşkınlık içindeydi.

12 Eylül Cuma 12758

Bu tarih az önce yaşadığı evrenin sonundan bir hafta öncesi bu nasıl olabilirdi.

ZamanSızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin