3. Bölüm

150 36 4
                                    

Multi: Ceren

Beyza kolumdan tuttu ve "iyi misin?" Diye sordu. Cevap veremedim çünkü hala o muhteşem gözlere bakıyordum. Gözlerini benden ayırdı ve okula doğru gitmeye başladı. Peşinden koşup
"Teşekkür ederim" dedim. Cevap vermedi. "Adın ne" diye sordum fakat o yine cevap vermedi. Hızlı adımlarla okulun içine girdiğimizde kolundan tutup kendime doğru çevirdim.
"Sana adını sordum!"

Tek kaşını kaldırıp bana sanki yanlış bir işe bulaşmışım gibi baktı ve üzerime doğru yürümeye başladı. Bedeni benimkine iyice yaklaştığında vücudumun yandığını hissettim. Tek elini sağ omzumun üzerinden uzatıp duvara yasladı. Kokusu... Hiçbir parfüme benzemeyen kendine has bir kokusu vardı. Sırtımın duvara değdiğini hissettiğimde kafasını eğip hâlâ etkisinden çıkamadığım gözlerini tekrar gözlerimle buluşturdu.

"Bir daha sakın bunu yapma."
Son kelimeyi vurgulayarak söylemişti.
"Neyi?"
geri çekilip "Bana birdaha sakın bağırma" dedi.
"Ama adını söylemedin."
Tahmin ettiğim gibi yine cevap vermedi. Sadece dudağını kıvırdı ve gülümseyerek gitti. Tam peşinden koşacakken zil çaldı. Ben de gitmekten vazgeçip sınıfa doğru ilerledim.

Neydi bu çocuğun benim üzerimdeki etkisi? Adını bile bilmiyorum. Hatta beni umursamayıp dalga geçiyor fakat ben hala onu düşündükçe karnımda 3. Dünya Savaşı çıkmış gibi hissediyordum.
Sınıfa girdiğimde o da oradaydı. Ne yani , o yakışıklı, popüler, egosu tavan yapmış ve benim aklımı başımdan alan çocukla aynı sınıfta mı okuyordum?

Tam o sırada matematik hocası geldi. Ben de sonunda gözlerimi o gizemli çocuktan ayırıp yerime doğru ilerledim. Beyza ve Emrah yoktu. Birazdan gelirler diye düşünerek sırama oturdum. Hoca yoklamayı almaya başladı. 4. Sırada Aras Gökdemir ismi okunduğunda sadece sesiyle bile içimde fırtınalar kopmasını sağlayan o çocuk elini havaya kaldırıp "buradayım" dedi. Demek adı Aras'tı. Bu karanlık ve gizemli çocuğu görene kadar 'her insanda mutlaka bir kusur vardır' fikrine inanırdım.
Yanılmışım.

Her şeyiyle o kadar mükemmeldi ki bu düşüncemden vazgeçtim. Kapı çalındığında sınıftan içeriye Beyza ve Emrah girdi.  Hocaya bir bahane uydurup yerlerine geçtiler. Beyza bana, onu en sıkıldığı anda evden çıkarıp alışverişe götürmüşüm gibi kocaman gülümseyerek baktı.
"Asya! İnanamıyorum. Aras Gökdemir senin için birini dövdü." Dedi. Ardından da sessizce alkışladı. Ben de en az onun kadar heyecanlıydım ama heyecanımı belli etmeden, "ee nolmuş" dedim. Gözlerini devirerek bana baktı. Ardından da konuşmaya başladı.

"Şu an gerçekten ne yaşadığının farkında değilsin. Aras kimseyi takmaz ve çetesindeki kızlar için bile kavga ettiğini görmedim."
Sevgilisi olup olmadığını merak etmiştim.
"Peki sevgilisi için eder mi?"
Bunu sorduktan sonra ne kadar saçma bir şey söylediğimi düşündüm ama Beyza buna takılmayıp cevap verdi.
"Onun sevgilisi yok. Hiçbir zaman olmadı. O her kızla sadece bir gece takılır. Asla bir kızla ikinci kez görüşmez."

Bunları duyduktan sonra içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Ama yine de o egosu göklerde olan çocuk benim için birini yumruklamıştı. Acaba o da benim ona hissettiklerimi hissediyor muydu? Ne diyorum ben! Onun gibi birisi beni neden sevsin ki? Onun yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı. Hayır hiçkimse onun gibi olamazdı. Yani en azından benim için. Çünkü şu 1 saatte hissettiklerimi ömrüm boyunca bile hissetmemiştim. Yine ne saçmalıyorum? Olanları düşünmeden derse odaklanmaya çalıştım. Tabi o yan tarafta, bir sıra arkamda otururken bunu nasıl başarabilirdim bilmiyorum.

ŞEHRİN KARANLIK ÇOCUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin