Samantha gecenin en güzel anında ırmak kenarında oturuyordu. Gözleri ırmağın berrak suyuna daldı. Her nefes alış-verişinde Poseidon'u hatırlıyordu. Gözlerini kapadı. Rüzgar estikçe savrulan saçlarının arasında sanki bir el uzanmış gibi hissetti.
İrkildi ve gözlerini açıp arkasına döndü.
Karşısında Hera vardı.
"Korkuttuğum için özür dilerim Samantha."
Hera , Zeus'un eşi ve doğum tanrıçasıydı. Kalbi ne kadar sevgi dolu olsada kıskanç ve iktidar tutkunuydu. Bembeyaz ve ay ışığı kadar parlak yüzüyle Samantha'nın karşısında duruyordu.
"Tanrıçam...Siz..."
"Evet." dedi Hera. "Ben Hera'yım. Poseidon'un isteği üzerine yanına geldim."
"Ama neden?"
Hera gülümsedi. Samantha'ya yaklaştı. Eliyle Samantha'nın saçlarını okşadı.
"Çünkü o gelemiyor. Bak Samantha, biz kadınlar ve özellikle tanrı aşıkları sabrın son seviyesinde bulunuruz. Çünkü biz onların sahip olduğu son eşler değilizdir. Bir başkasına daha sevgili diyebilirler. Bir başkasına daha aşık olabilirler. Ama buna istinaden sadece sende gözde olabilirsin."
Samantha durgunlaştı ve gül yüzünü öne eğdi. Hera ,Samantha'nın çehresini kaldırdı.
"Bunları sana üzül diye söylemedim Samantha."
"Tanrıçam peki siz niye geldiniz?"
Hera nedense neşeliydi ve sanki sabırsızca bir şeyler söylemek istiyordu.
"Poseidon sana hala aşık Samantha. Ve artık zamanının geldiğini söylüyor."
"Neyin zamanının geldiğini?"
"Bir bebeğin... Poseidon'dan bir çocuğun olmasının vakti geldiğini söylüyor."
Samantha şaşırmıştı. Neler söyleyeceğini bilmiyordu. Nefes nefese kalmıştı. Kalbi yerinden hoplayacak gibi hissediyordu ama elini göğsüne koydu. Hiçbir şekilde kalbi çıkmamıştı.
"Bebek mi?"
"Doğru duydun. Denizler kadar güzel gözleri, mercanların rengi kadar doygun dudakları, inciler kadar beyaz teni olan bir kız istiyor senden."
Hera elini Samantha'nın karnına koydu. Rüzgar estikçe Samantha kendini daha değişik hissediyor, bilinmeyen diyarlarda sanki yolculuk ediyordu.
Hera elini çekti.
"Rahmine kızını yerleştirdim. Yakında yine seni ziyarete geleceğim. O zamana kadar hoşçakal Samantha."
"Tanrıçam..."
Samantha elini karnına koyup sevincini yaşarken Hera çoktan oradan ayrılmıştı.
Artık Samantha'nın da bir evladı olacaktı. Poseidon'un soyundan bir kız çocuğu. Ruhunun yüzüne vuracağı güzellikte bir bebek...Aylar birbirini kovaladı. Mevsimler değişti ve dokuz ay on gün geçti. Samantha Poseidon'un kızını dünyaya getirdi. Yeni bir yarı tanrı doğmuştu. Denizlerin tanrıçası. O gün Hera tekrardan Samantha' yı ziyaret etti. Poseidon kızına Kalshara adını seçmişti.
Aynı gün gizlice bir insan daha yarı tanrı doğurmuştu. Hera, Zeus'un eşiydi ve kıskançtı. Fakat bu huyları Zeus'un çapkınlığına yine engel olamamıştı. Zeus Helen diye bir kadınla beraber olmuş ve aynı gün Ravenna isminde bir kız çocuğu doğmuştu.
Poseidon'un kızı KAlshara,
Zeus'un kızı RAvenna
KA - RA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KA - RA
Fantasyİki taht... İki varis... Asırların hükümdarları tanrılar yerlerini artık devrediyor! Yıllar önce sönmemiş bir aşktan doğan Poseidon'un kızı Kalshara, Hera' nın kıskançlıklarına rağmen yarı tanrı yarı insan Zeus'un kızı Ravenna... İkiside cesur, ikis...