3. BÖLÜM
~Elif~
Üzerimdeki kıyafetin bugünün anlam ve önemine yaraşır olduğuna kanaat ettikten sonra, biricik kemanımı da yanıma alarak çıktım odamdan.Allahım, sonunda özgürdüm ve dilimde bir okul şarkısı, yola koyulmuştum.
"Okul yolu düz gider,
Elifler bayram eder.
Baba korkusu olunca,
Yay kemana boş gider"
Tamam şarkının aslı böyle olmayabilirdi ama bu kesinlikle benim hayatımın özetiydi.
Karnımın verdiği sinyalleri es geçemeyip hoş kokular yayan mutfağa doğru yol aldım. Yasemin Sultan yine aşçılığını konuşturmuştu. O farketmeden elime aldığım böreği alelacele ağzıma atmıştım ki annemi kızgın gözlerle bana bakarken buldum.
"Eller yıkandı mı kızım?!"dedi ve ekledi. "Evlenecek yaşa geldin hâlâ çocuksun."
Ah ben bu faktörü çoktan unutmuştum ama annem sağolsun iştahımı kapatmak pahasına bu gerçeği ısıtıp ısıtıp önüme koyuyordu.
Annemin yanağına öpücük kondurup, "Ben gidiyorum Yasemin Sultan." Diyerek çıktım evden. Annemin arkamdan fırlattığı terlik yine adresini şaşırıp kapıyla buluşmuştu. Keyifle okul yolunu katederken arkamdan korna çalan sapığa haddini bildirecekken bir de ne göreyim...
Bizim istenmeyen damat arabanın içinde bana el sallıyordu.
Öfkeyle topuğumun üzerinde dönüp oradan koşarcasına kaçmaya başladım. Tabi durmak bilir mi? Koşarak geldi peşimden. Kolumdan tutup kendine çevirdiği zaman, "Peşimi ne zaman bırakacaksın?"diye gürledim.
Yüzünden bir an tereddüt geçer gibi olunca sevinmiştim ama beni hayal kırıklığına uğratıp, "Hiçbir zaman..."
diyerek kendince espri yapmış oldu.
Sinirle gözlerimi devirdim.
"Anlaşıldı senden kurtuluş yok. Ne istediğini söyle o zaman."
Önce uzunca bana baktı, sanki o yeşil gözlerinden bir hüzün mü geçmişti. Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimi dağıtım. Yenilgi asla kabul edemeyeceğim birşeydi sonuçta.
....
Turgut, Elif'in bu tutumu karşısında kendi birden çok aciz hissetmişti. Ancak toparlanması uzun sürmedi, zira bu kızın antidepresan etkisi, bir bakışıyla tüm vücuduna yayılıyordu.Yüzüne yayılan sahici gülümsemeyle,"Aşkını..."dedi."Sadece kalbinde bana karşı yeşerecek aşkı istiyorum."
~Elif~
Sanırım kalbim atmayı unuttu. Allahım, ergen kızlar gibi bu şaşkın doktorun bir sözü beni etkileyemezdi öyle değil mi?
Onu umursamadığımı göstermek için güçlü bir kahkaha kopardım. Aslında hiç tarzım değildir. Ben genellikle daha sakin, daha hanımefendi olmayı tercih ederim ama bu adam benim kimyamı bozuyor...
"O kadar kolay değil.."Dedim büyük patron edasıyla. Sonuçta beni ayartmaya çalışan oydu. Alınma gibi bir lüksü olamazdı öyle değil mi?
Herşey bir yana bizim doktor,"Peki hanımefendi lütfen okulunuza kadar size eşlik etmeme izin verin." Demez mi?
Bir insan nasıl bu kadar umursamaz olabiliyor anlam veremiyorum doğrusu.
"İzin vermezsem ne olur?"diyerek meydan okuma gafletinde bulunmuştum ki tam da tahmin ettiğim gibi,"Belki o zaman Babanın yanına gidip evlilikten vazgeçtiğimizi söyleyebilirim." Diyerek beni kendi silahımla tehdit etti.