BEKLENMEYEN

239 16 2
                                    

Gece sessizdi fakat içimde çığlıklar raks ediyor beynimde dolanan tüm anılar bana en olmadık işkenceleri çektiriyordu . Dizlerimi biraz daha kendime
çektim ve sıkıca sarıldım . Zaten onlardan başka da sarılacak bir şeyim
kalmamıştı geriye . Sırtımı yatağın soğuk başlığından zorla ayırıp ayağa
kalktım ve yerde ki gül yapraklarının üzerine basarak salona doğru ilerledim .
yerde hala cam kırıkları duruyordu ve herşey hala bıraktığım haldeydi fakat
ben.. ben neredeydim ? Sevdiğim adam ? Beni sevdiğine inanmak istediğim
adam ?! Hangi cehennemdeydi ! hıçkırıklarımı bastırıp eski ahşap dolabın
karşısına dikildim .cam kapağına arkada yanan mumun etkisiyle yansımam vuruyordu. cam kapağı gergince açıp bir şarap şişesi çıkardım ' kayra
imperial .. 2006 ' en sevdiğinden di .
Alayla sırıttım ' bende en sevdiğiydim güya ' lanet herif diye mırıldanıp şişeyi
kafama diktim ve dört saat öncesini anımsamaya çalıştım . Parmak uçlarım
uyuşuyor adeta benden bağımsız hareket ediyordu.

- 4 ÖNCESİ / SAAT 22:36

Bu gün 3. Yılımızdı ve herşey kusursuz olmak zorundaydı . Ah inanamıyorum zaman
nasılda çabuk geçmişti ve birbirimize ne kadar da bağlanmıştık . Yavaşça geriye
çekildim ve eksikleri daha net görebilmek için masadan uzaklaştım . Fırında ki
tavukda masaya yerleştiği an görünürde bir eksik kalmayacağına emindim . Fakat
içimde bir huzursuzluk vardı birşeyleri unutmuş olmalıydım ama neyi..
Neşeyle omzumu silktim daha vaktim vardı nede olsa aklıma gelirdi öyle değil mi .
İçimde alevlenen paranoyakça bir hissin bu günü mahvetmesine izin veremezdim .

Elimle koyu kırmızı elbisemi düzelttim ve sarı uzun saçlarımdan önüme gelen bir
tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım . O anda burnuma bir yanık kokusu
geldi tam bu rahatsız edici kokuyu sorgulamak üzereydim ki aklıma fırında ki
tavuğum gelmişti . ah zavallı tavuk onu ordan kim bilir kaç dakika önce çıkarmam
gerekiyordu ama ben bir salak gibi onu firında unutmuştum.Alelacele yemek odasından çıkıp mutfağa koşuşturdum ve tavuğ- ah pardon kömürü fırından çıkardım. fakat durumun ve yemeğin çok iç açıcı göründüğü söylenemezdi . Belimi tezgahın siyah fayansına dayadım ve başımı avuçlarıma dayayıp huysuzca söylendim . Herşey kusursuz olmalıyken neden böylesine ters gidiyordu ki ! ama pes etmeyecektim bu gün özel olmak zorundaydı . Hızla portmantodan koyu gri trençkotumu üzerime geçirdim ve anahtarlıklarımı kaptığım gibi dışarı fırladım ...

İki sokak ötede ki restoranın kapısını kapatmadan önce arkamdan sıcak ve yorgun
gülümsemesi ile bakan patrick 'e baş selamı verip dışarı adım attım ve rüzgarın
saçlarıma izler bırakmasına izin verdim usulca. Frenchmen sokağının Köşe başında
ki Morphy 'nin yerine uğramış ve lazanya almıştım . Mahfolan bir yemeği tekrar
kurtaracak kadar zamanım ne yazık ki yoktu .Şansıma bizim huysuz ve yaşlı morphy
yerine onun ikizi olduğuna inanamadığım patrick vardı küçük restorantta . bu yüzden
açıklama yapmadan yemeği alıp çıkabilmiştim . Her nasılsa her seferinde bizim
ihtiyar yemeği yaktığımı anlıyor ve dakikalarca söylenip becereksizliğime atıfta
bulunup duruyordu . Tamam kabul morphy amcayı severdim ama o huysuz ihtiyar
Beni her seferinde zıvanadan çıkarmayı başarıyordu . Yol bu dalgın halim sayesinde
çabucak geçmiştı Morphynin Aklıma gelen ,söylenmeleriyle yüzümden bir gülümseme geçti ve kapıyı açmak için anahtarıma uzandım fakat elimi attığım anda kapı ardına kadar açılmıştı . Bir an hırsız girdiğini düşünüp gerildim fakat lambayı açıpta Alex 'in yerde duran ceketini gördüğümde endişelerim biraz olsun azalmıştı . Şaşkın adam benim bu gün mesaiye kalacağımı sandığı için Yorgun argın gelip direk yatağa koşmuş olmalıydı .

GECENİN İÇİNDEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin