1.Bölüm

21 3 0
                                    

2016-İzmir, İlkbahar

Gece yine kabuslar başlamış ve kabuslarla devam etmişti. Küçükken bir kaza geçirmiş ailesi bulunamadığı içinde yetimhaneye verilmişti. 1 yıl sonrada bir aile gelip onu evlat edinmişlerdi. Yeni ailesini çok seviyordu. Bir kız kardeşi vardı bir de büyük abisi. O kazada hafızasını kaybetmişti. Geceleri sık sık kabuslar görür birine seslensede kimse onu duymazdı herkes ona arkasını dönüp gidiyordu rüyasında. Yeni ailesi orta halli bir aileydi. Abisi ve kendi mimarlık okumuştu. Kız kardeşi hukuk okuyordu. Annesi mimar babası ise avukattı. Zeki olduğundan dolayı okulunu bu yıl bitirmişti.

Annesi dünya sektöründe her alanda başarılı olan "Nefes Holdingin de" çalışıyordu.

Oda oraya başvuru yapmış ve mülakata gidecekti. Öyle mutluydu ki. Annesi gibi başarılı bir mimar olmak istiyordu. Onlara borçluydu onu o yetimhaneden almışlar ve öz evlatları gibi davranmışlardı.

Adının nolduğunu bile bilmiyordu. Kim adını unuturduki. Yeni ailesinin ona koyduğu ismi vardı yeni adı "Akasya" dı. Gerçek ailesini çok merak ediyordu. Nasıl birileriydi. İyilermiydi kendi seviyorlarmıydı bir kardeşi varmıydı. Bu soruları kendine soruyor ama cevap veremiyordu.

Artık bunları düşünmek istemiyordu. Yorulmuştu zaten. Artık herşeyi akışına bırakmalı ve hayatına devam etmeliydi.

Alt kattaki sade odasına gidip kendine bir kombin yaptı. İş görüşmesine gidecekti. Annesinin çalıştığı şirkette çalışmak istiyordu.

Kombinini giyinip odasından çıktı.
Annesi onu arabada bekliyordu. Arabaya bindiğinde annesi arabaya çalıştırıp sürmeye başladı.

 Arabaya bindiğinde annesi arabaya çalıştırıp sürmeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Büyük Nefes holdingin de durduklarında derin bir nefes aldı. Burası Nefes Holdingin sadece bir şubeydi. Küçüklüğünden beri burada çalışmak hayali olmuştu. Derslerine sımsıkı sarılıp zekasınıda kullanarak dört yıllık okulunu iki yılda bitirmişti. Aslında bu şirketin geçmişteki adı iki ortağın soyadlarının birleşimiymiş. Ama ortaklarından birinin kızı ölünce onun adını vermişler. Annesi kızına bu hikayeyi anlattığında çok ağlamıştı. Nedendir bilinmez annesiyle bu şirkete küçükken ilk geldiğinde yuvasında olduğunu düşünmüştü. Bu şirkete annesini ziyarete 16 yaşında gelmiş ve burası onun hayali olmuştu. Şimdiki 20 yaşında buraya mülakat için gelmişti.

Bunları düşünmeyi bırakıp annesiyle birlikte büyük holdingin kapısından girdiler. Yavaş yavaş asansöre ilerleyip bindiler. 8. kata geldiklerinde beraber indiler.

"Kızım başarılar. Ben işime gidiyorum. " diyerek kızının yanağına bir öpücük kondurmuş ve ters istikamette ilerlemeye başlamıştı. Annesinin ters yönüne gidip mülakat için toplantı odasına girdi. Yaklaşık 5 kişi vardı. Yüzden fazla kişi elenmiş ve beş kişi kalmıştı. Mülakatı yönlendirecek olan kişi Yamaç Haznedar'ın kardeşi Sude Haznedardı. İki ailenin gözbebeği Andaç Hanzade'nin biricik nişanlısıydı. İki ailede bu kızı şımartmış ve yıllar önce kaybolan Nefes Hanzade'nin yerine koymuşlardı.

Karşısında Sude Haznedar vardı. Yüzü yumuşak ve samimiydi. Herkes sırası gelip mülakatları gerçekleştirirken sıra ona gelmişti. Beklediği an geldiği için hem heyecanlı hem de profosyonel bir maske takmıştı.

"Merhaba ben Sude Haznedar"

"Bende Akasya Gündoğan"diyerek iki genç kızda birbiriyle tokalaştılar.

"Tanıştığımıza memnun oldum. Artık buranın başında ben ,nişanlım ve abim olucaz. Kısaca aile olarak buraya taşınıcaz. Başta ben olucağım içinde mülakatı ben yapıcam. Ve sana bir kaç klasik soru sorucam. Kaç dil biliyorsun?"

" Türkçe hariç 5 dil biliyorum. Almanca,İtalyanca, İngilizce, Fransızca, Yunanca."

"Peki bu işi gerçekten istemenin sebebi ne?"

"Çünkü burada çalışmak benim hayalim."

"Teşekkürler. Size geri dönülecektir."

Bu cevap Akasya'yı tatmin etmese bile cevap vermedi kızın elini sıkıp kapıdan dışarı çıktı.
Sonucun hüsran olmasını istemiyordu.

Düz koridorda ilerlerken başına ağrı girmiş olduğu yere yığılmıştı. Herkes "iyimisin?" diye sorarken o yine geçmişteki anılarıyla boğuşuyordu. Bu sefer daha netti geçmişi.

"Yamaç bak burada çiçekler var onları koparayım ?"

"Hayır Nefes onlar topraktan koparırsan yaşayamaz sonra ölürler."

"Hayır ölmesinler Yamaç" diyerek ağlamaya başladı küçük kız.

"Onlar ölmeyecekler küçük seni koruduğum gibi onları da korurum Küçüğüm olur mu?"

"Olur Yamaç." diyerek dudaklarından neşeli kahkalar saçıyordu küçük kız.

Yavaş yavaş kendine gelmeye başladığında başında annesi ve birkaç kişi vardı. Tam karşısında tanıdık gelen gözler vardı. Andaç Hanzade tanıdık gelen gözlerle ona bakıyordu.

" Annecim nasılsın birtanem bugün izin aldım eve gidip seninle ilgileneceğim."

"Anne bir anı gördüm eski geçmişime ait adımı hatırladım anne adımı hatırladım."

"Çok sevindim birtanem peki neymiş benim güzelimin adı?"

"Nefes anne bir çocuk bana bu adla sesleniyordu. Bir kırdaydık ben çiçeği koparmak istedim ama izin vermedi ölür dedi daha sonra beni koruyacağını söyledi anne"

Herkes şaşkınlıkla genç kıza bakarken aklına kız kardeşi gelmişti. Yaşasaydı bu kız yaşında olucaktı. Keşke kardeşi yaşasaydı. Ama bu olaya yakın bir olay kaybolmadan 2 yıl önce gerçekleşmişti. Bu aklına soru işaretleri getirmişti. O çocuğun ismi Yamaç olursa şüphelenmeye başlayacak kalbine umut tohumlarını birbir ekecekti. Sonuçta kardeşinin cesedi bulunamamıştı.

"Peki bu çocuğun adı neydi küçük kız?"

"Adı ..........mmmmmmm Yamaçtı galiba evet evet Yamaç adı Yamaçtı."

"Bak sen evlatlıkmısın bu soru benim için önemli küçük kız."

"Evet evlatlığım ama bu konu neden merak ettiniz?"

"Kaç yaşında yetimhaneye düştün?"

"On yaşındayken bir kaza geçirdim iki yıl komada kaldım ondan sonrada yetimhaneye gittim ve ordan ailem beni evlat edindi ve tüm yaralarımı sardılar efendim."

Annesine sıkı sıkı sarıldı.

"Bak benim kardeşim olabilme imkânın var küçük yıllar önce uçak kazasında kayboldu ve bulunamadı."

Genç kız olanlara inanamıyordu. Sude Haznedar ise içinden dualar ediyor Nefes biricik arkadaşının karşısındaki genç kızın olmasını çok istiyordu.
Ama onun Nefes'i ona bu kadar mesafeli bakmazdı. Gerçekte bu kız Nefes'iyse onu eski haline döndürecekti.

"Bak DNA testi yaptırmak istiyorum kabul edersen?"

"Tamam ama fazla umutlanmayalım bence bunun olması imkânsız yani yüzde bir kardeşiniz olmam kaç kişi vardır benim yaşadıklarımı yaşayan yani fazla umutlanmayın."

"Olsun kardeşim için herşeyi yaparım küçük."

Aşk'a DurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin