O günün üzerinden yedi gün geçmişti. Bugün DNA testi sonuçları alınacaktı. Bu yedi gün içindede üç gün önce işine annesinin yanında yeni mimar olarak başlamıştı. Bugün hastaneye gidip kan örnekleri sonuçlarını alacaklardı. Andaç bey annesinden ve babasından örnekler almış DNA testi yapılmıştı. Eğer bu kişiler ailesiyse napacağını bilmiyordu. Bu yedi günde o yılın haberlerine bakmış 6 kişinin içinde bir çocuğun öldüğünü öğrenmişti.
Yıllarca umutla beklemiş ama bu kişiler ailesi değilse hem kendi umutları hemde onların umutları kırılacaktı. Bu testten sadece annesinin, Sude hanım ve Andaç beyin haberi vardı.Yatağından kalkıp dolabının yanına gitti. Siyah kolsuz bir tişört, pembe etek, kısa kot ceket ve pembe ayakkabılarla kombinini tamamladı. Dolabın kapağını kapayıp siyah çantasını da alıp aşağıya indi.
Aşağıda kahvaltı sofrası hazırlanmış kendisini bekliyorlardı. Hemencik annesinin ve babasının yanağına öpücük kondurup sofraya oturdu.
Bir saat sonra holdingde olup sonuçları öğreneceklerdi. Sakin ve neşeli bir kahvaltı sabahı başlamıştı bile. Abisinin şebeklikleriyle bütün ev kahkalara boğulmuştu.Yarım saat sonra annesiyle arabaya binmişti. Sadece arabanın sesi vardı. Annesininde kendisininde konuşmaya takati yoktu.
Holding binasına vardıklarında içinde büyük bir heyecan vardı. Yavaşça holdingin büyük kapısından geçip asansöre bindiler.
Yönetici katına geldiğinde Sude hanımın odasına girdi. Daha gelmemişti kimse. Annesi aşağı katta çizimlerle uğraşıyordu. Düşüncelerle kafasını yerken iki kişi içeriye girmişti. Andaç bey ve Sude hanımın yüzünde de merak vardı. Demek ki daha testin sonucunu açmamışlardı.
Artık heyecanı katlandıkça artıyor ve durdurak bilmiyordu. Testin zarfını yırtıp kendisine verdiler. Kimsede açacak cesaret yoktu. Acaba o değilse sorusu herkesin kafasında yer edinmiş açmaya korkar olmuşlardı küçücük zarfı. Andaç ve Sude ise cesaret edememiş ve kızın eline vermişlerdi zarfı. Yavaşça zarfı zarif bir şekilde yırttı. Sanki zaman yavaş çekimde ilerliyormuş gibiydi üç kişiye. Katlanmış kağıdı çıkarıp okumaya başladı. Artık dizleri tutmuyor, elleri titriyordu. En sonunda kendini serbest bıraktı ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı.Andaç ve Sude ise korkuyorlardı.
Kızın birden ağladığını gördüklerinde paniklemişlerdi. Demekki değildi. O "Nefes" leri değildi. Artık alışması gerekiyordu bunlara Andaç. Kardeşi küçük yaşında toprak altına girmişti. Sude ise yine de soracaktı. Belki de demekten asla vazgeçmiyordu kalbi. Andaç arkasını dönüp kapıya doğru gitmeye başladığında Sude o beklenen soruyu sormuştu bile."Sonuç ne?"
Ses gelmemişti. Karşılarındaki kız bir tür şoka girmişti. Sude kızın elindeki kağıdı almaya kalkmıştı oturduğu yerden. Andaç ise kapıdan çıkmıştı bile. Yine bütün umutları yerle bir olmuştu. Şimdi kardeşinin boş olan mezarına gidecek ve onunla konuşacaktı. Kardeşi bulunamasa bile ona mezar yaptırmıştı ailesi.
Sude ise yazıları okuyordu. İnanılmayacak olay ise sonuç pozitifti. Biricik Nefes'i karşısındaki şoka girmiş kızdı. Gözleri Andaç'ı aradığında kapının açık olduğunu farketti. O an anladı Andaç odayı terk etmişti. Hemen kapıdan çıkıp asansörü yakaladı. Andaç içindeydi. Göz altları şişmiş ağlamamak için kendini sıktığını gördü.
"Pozitif"
Andaç düşüncelere daldığından yanındaki kişinin kim olduğunu nede konuştuğunu anlamıştı. Şimdi yanındaki kişiyi yeni yeni fark ediyordu.
"Ne anlamadım Sude dediğin şeyi."
'Cevap pozitif o bizim " Nefes'imiz" '
"Ama kız ağlıyordu Sude?"
"Şoka girdiği için ve ya hala inanamadığı için ağlıyordu. Hadi yukarı çıkıyoruz. Artık kardeş özlemi bitti. Nefesimize kavuştuk sonunda."
Asansörde yeniden yönetici katı düğmesine bastı Sude. Kata geldiklerinde Andaç duramıyordu. Çıktığı odaya koşturarak yeniden girdi. Hala Nefes şoktan çıkamamış ağlamaya devam ediyordu. Andaç yavaş yavaş ona yaklaşıp sımsıkı sarıldı. Kardeşi ona her zaman huzuru tattırırdı. Şimdi de yine onda huzuru buluyorlardı. Sonunda kardeşini bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'a Dur
Romance"Aşk bu kadar yakıcımıydı yürek yaksın. Benim yüreğim kor olmuş yanıyordu."