Bölüm 5

43 2 0
                                    

Camdan elini uzatmış sigara içen Mete'ye doğru yürüyordum. Ön kapıyı açtım ve oturup kapıyı kapattım. "Hakan gelecek diye bekliyordum." dedim cevap beklercesine. "Ne oldu patronuna erkeklerle görünmek canını mı sıktı?" dedi. Bunu söylerken oldukça tepkisiz sert bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. "O sadece arkadaşım Mete Bey. Daha doğrusu bugün tanıştık arkadaşım bile sayılmaz. Bana eve beraber gitmeyi teklif etti bende sizinle gideceğim için reddettim. Ayrıca benim niye canım sıkılacakmış?" dedim. Yüzümü ekşitmiştim. Sonuç olarak yanlış bir şey yapmamıştım. Hem ona neydi. Kafasını yere çevirdi ve kafasını sağa sola sallayarak güldü. Sigarasından bir duman alıp gözlerini kıstı ve üfledi. "Bir daha ki sefere eve o hıyarla gideceğin zaman haber verirsin." deyip arabayı çalıştırdı. Sensin hıyar. Onu bu konunun ne derece ilgilendirdiği de merak konusu tabii.  Söylediği şeye cevap vermeden dışarıyı izlemeye başladım. Burnuma dolan manolya kokusuyla merakıma yenik düşüp o soruyu tekrar sordum. "Araba her seferinde manolya kokuyor. Hırkanızda manolya kokuyordu, yani giydiğim zaman. Bir anlamı var mı acaba? Çünkü sizle manolya kokusunu hiç bağdaştıramadım da." Son cümleyi alaycı bir ses tonuyla söylemiştim. "Annemin en sevdiği çiçek." dedi kısaca. "Hadi ya benimde en sevdiğim çiçek manolyadır." dedim. Hiç bir şey söylemeden sadece bana dönüp bir süre baktı. Daha sonra boğazını temizleyip yola döndü.

Şirketten içeri girerken yine her zamanki gibi Mete önde ben arkada asansöre doğru yürüyorduk. Aramızdaki mesafeyi kapatmak adına adımlarını yavaşlattı. Ben tam yanına geldiğimde bana dönerek "Serpil'le olan olaydan haberi varsa iyi bir azar yiyeceksin." dedi. Yarım ağız gülüyordu. "Hoaaağğff" diye değişik bir ses çıkardım. Mete bana şaşkın gözlerle bakıp "O ses nerenden çıktı Eliz?" diye sordu. Bunu durup söylemişti. Biraz utansam da belli etmeden "Arada oluyor ya." diyebildim sadece. "E doğal tabii senden normal bir hareket bekleyemeyiz." diye sırıtıp yürümeye devam etti. I dığıl tıbı sındın nırmıl bı hırıkıt bıklıyımıyız. Gerizekalı! 

Asansörden inene kadar durup durup bana bakıyor, ve gülüyordu. Aman iyi ki bir şey yaptık. Şimdi bunun dilinden kurtulamazdım. 

Cüneyt Bey'in sekreterinin yanına gidip "Babam nerede?" diye sordu Mete. Bana davrandığının aksine başkalarına nazik davranıyordu. Bu adamın benden nefret ettiği bariz ortadaydı. Sekreterin "Odasında Mete Bey." demesi üzerine Cüneyt Bey'in odasına doğru ilerledik. Mete kapıya tıklatıp içeri girdi. Ben, benden başka herkese nazik davranıyor diyordum işte.

Odanın içindeki siyah deri koltukların birinde bir bayan oturuyordu. Omzuna kadar koyu kahverengi saçları, iri yeşil gözleri, orantılı fiziği ve kalın alınmış kaşları vardı. Mete'nin "Melis!" diye haykırmasının ardından adının Melis olduğunu öğrendiğim kız ayağa kalkıp Mete'ye sarıldı. Buna sarılmak değil kucağına atlamak bile denebilirdi. Cüneyt Bey'de kollarını göğsünde bağlamış sırıtarak onlara bakıyordu. Eminim burada olduğumu bile fark etmemişti. Mete ve Melis birbirlerinden ayrıldılar ama Melis'in kolları hala Mete'nin boynundaydı. Cüneyt Bey'in "Nasıl Mete, sürprizimi beğendin mi?" demesi üzerine Melis kollarını Mete'nin boynundan çekti. Mete de Cüneyt Bey'e döndü. "Bunu beklemiyordum. Hiçte çaktırmadınız." dedi . Her zamankinin aksine yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Melis'i kolunun altına aldı. "Benim yakışıklı abime bir sürpriz yapayım dedim." dedi Melis. Demek Melis Mete'nin kardeşiydi. Ve ben bunu da şimdi öğreniyordum. Melis'in gözü bir an bana kaydı ve Mete'ye bakarak "Bu kim?" diye sordu. Kısık bir sesle söylemeye özen gösterse de koskoca odada dört kişiydik ve ses bana geliyordu. Mete'nin cevap vermesini beklemeden söze atladım. "Eliz ben. Şey, Mete Bey'in sekreteri gibi bir şeyim." dedim. Bunu söylerken gülümsüyordum. Melis gözlerini kocaman açıp "Vaay abicim, sekreterde yapmışsın." dedi ve Mete'nin omzuna yavaşça vurdu. Mete elini saçlarının arasından geçirip o ukala bakışını attı. Melis Mete'nin kolundan kurtulup bana doğru geldi. Elini uzatıp "Memnun oldum Eliz." dedi. Sert bir siması olsa da çok sıcak kanlı bir kıza benziyordu. Uzattığı elini sıkıp "Bende." dedim gülümseyerek. Cüneyt Bey oturduğu yerden kalktı ve paçalarını düzeltip "Siz özlem giderin, iş beklemiyor. Akşam görüşürüz." dedi ve Melis'in yanağından öptü. "Abim bana emanet babacığım." dedi Melis sırıtarak. "Ondan hiç şüphem yok." deyip gülerek Melis'e baktı Cüneyt Bey. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TEK VARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin