Yeşillikler içindeyim. Üzerimde bembeyaz bir elbise. Çevreme bakınıyorum. Bir labirentte gibiyim. Ne kadar çıkmak istesem de o labirent beni daha çok içine çekiyormuş gibi. Etrafıma bakınıyorum. Bu lanet yerde kavak ağaçlarından başka bir şey yok. İçimdeki korku her bir hücreme işlerken; bu kavak ormanındaki korkunç sesler daha çok ürkmeme sebep oluyordu. Aniden çöken sisin ardından gökyüzü alacakaranlık rengine bürünmüştü. Bulutlar birbiriyle çarpmaya başladığında çıkan şimşek sesi biraz sonra yağmurun başlayacağının habercisiydi. Etrafımda dönüp durmaya başlamıştım. Sığınabilecek bir yer arıyordum. "Kimse yok mu?" diye bağırdığımda gelen cevabın bu sessiz ormanda sadece yankılanan sesim olduğunu farkettim. Korkuyordum. Hem de fazlasıyla korkuyordum. Bu ormanda tek başıma olmak beni fazlasıyla ürkütüyordu. Birazdan yağmur yağacaktı. Gökyüzüne baktım. Tüm hüznüyle boyun eğiyordu sanki. Ağaçların ihtişamlı hali tüm gökyüzüyü bir çember misali sararken birden kavak ağaçlarının yapraklarının yere dökülmesiyle ortalık bir yaprak gölüne dönmüştü. Ağaçlara duyduğum tüm ihtişam yok olup giderken "Heyy, kimse yok mu?!" diye tekrar bağırsam da yankılanan sesim bana tekrar eşlik etti. Eğer biraz daha burada tek başıma durursam ağlayabilirdim ve ben lanet olsun ağlamaktan nefret ederdim! Bu durumun böyle gitmeyeceğini anladığımda yanıma birini bulma umuduyla ormanda ilerlemeye başladım. Tüm sesleri en ince ayrıntısına kadar dinlerken bir çift ayak sesiyle irkildim. Yaprakların sesinden buraya, benim yanıma geldiğini anlamıştım. Adımlarını biraz daha hızlandırarak sesin olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. "Kimsin?" diye bağırsam da cevap gelmemişti. Hala ona doğru ilerlerken içimdeki endişe ve korku sebepsizce azalırken duyduğum sesle irkilmem bir oldu. "Hazan Vakti, Karaca."
"Kimsin sen, kimse yok mu?" diye bağırmaya başlamıştım. Söylediği tek cümle buydu. "Hazan Vakti, Karaca" Ne demek bu şimdi? Tüm bunlar zihnimde bir yılan misali kıvranırken annemin bağırışıyla uyandım.
"Hazal, annecim iyi misin tatlım? Tamam bak geçti. Sadece bir kabustu. Ne gördüğünü anlatmak ister misin?" Yüzü çok tedirgindi. Beni uzun süre sonra ilk defa böyle görüyor olmalıydı.
"S-su. Su alabilir miyim?" "Tabiki annecim al iç." Suyumu içerken annemin elleri bir yandan gördüğüm kabustan dolayı terlemiş yüzümü okşuyordu. Bardağı anneme verirken "daha iyi misin?" diye sordu. Başımı evet anlamında sallayarak cevap verdim. "Ne gördüğünü anlatmak ister misin?" diye sorarken beni bu kadar sarsan rüyanın ne olduğunu merak ediyordu annem.
"Anne, aslında şu kabus olayını kapatalım çünkü aklıma geldikçe kötü oluyorum. Ve sandığın gibi bir durum yok ortada. Endişelenme yani."
"Hazalcığım bak; senin o günlerinde yanında sadece biz vardık. Ve o günleri nasıl geçirdiğini sadece biz biliyoruz. Bu durumun tekrar ortaya çıkmasından korkuyorum bir anne olarak. Lütfen, beni de anlamaya çalış. Ve aniden gelen bu kabus bana diğer ataklarını hatırlattı. Bence biz yine de doktoruna gitmeliyiz bugün. Olur mu?"
Aslında annemi anlıyordum. Yaşadıkları yada yaşadıklarımız, yani benim yüzümden yaşadıklarımız, hiçte iyi şeyler değildi. Her zaman asi biri olmuştum. Ama iki sene önceki hallerim sadece asilikle ilgili şeyler değildi. En azından biz öyle düşünüyorduk. Önceleri bizimkilerle aram bozulmaya başladı. En ufak bir şeye sebepsiz de olsa kavga çıkarıp, evdeki eşyaları kırıp dökmeye başlamıştım. Küfür etmeye ve sigaraya başlamıştım. Onlardan yavaş yavaş nefret edip yaptıkları her şey bana kötü geliyordu. Hiç kimseyi dinlemiyor; kendi aklım neye uyuyorsa onu yapıyordum. Hatta bir gün babamla tartışmamızda evi terketmiş; bir gün boyunca eve gelmemiştim. Babam polis olduğundan bir gün devriyelerle beni aramıştı. Kötü olduğumu biliyordu. Bunu herkes biliyordu. Babam beni bulduğunda tek yaptığı şey bana sarılmak olmuştu. İlk başta bu durum beni korkutsa da daha sonra bende ağlayarak babama sarıldım. Ve söylediğim cümleyle ikimizde yıkılmıştık. "Beni iyileştir baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN VAKTİ
Roman pour AdolescentsAteşle rüzgar bir araya gelirse ne olur? Ateş daha fazla mı yakar yoksa rüzgar ateşi daha fazla mı yayar? Bir sonbahar vakti tanıdım seni. Ve bir sonbaharda kayıp gidiyorsun ellerimden. Ne zaman sevdin beni bu kadar dediğimde ' Sen yokken ' cevabını...