İyi okumalar!
***
"Sara haydi uyan!"
"Sarafina sana uyan diyorum."
"Tanrı aşkına kış uykusuna mı yattın?"
"Hey, sanırım sonuncusu biraz ağır oldu."
Neymar'ın sesi kulağıma doluyordu. Duyduklarıma karşılık homurdanarak "Neymar sen misin?" dedim.
Gözlerimi hafif hafif açmaya başladığımda, elinde tuttuğu kupadaki suyu birden yüzüme doğru sıçrattı. İrkildim ve kendime geldim.
"Evet benim Mitchell, haydi kalk. İşlerimi bitirdim." dediğinde, ıslak yüzümü ellerime sildim ve sırıttım. "Sen şimdi görürsün."
Birden üstüne atladım ve ıslak ellerimi yüzünün her bir santimine sürdüm. Huysuzluk yapıyor ve elimden kurtulmaya çalışıyordu desem yalan olurdu, çünkü öyle bir şey yapmıyordu. Tek yaptığı bacaklarımı kavramış, sırıtıyor bir şekilde bana bakmaktı.
Koltuğa düştüğünden, kucağına çıktım ve saçını bozmaya başladım. Buna tepki vermesini bekliyordum.
"Siktir! Lanet olsun!" dedi ve gözlerini kapattı. Sinirliden daha çok, huzura kavuşmuş gibi görünüyordu.
"İşte zayıf bir noktanı buldum Júnior. Saçının bozulmasından hoşlanmıyorsun." dedim gülerek. O ise yeniden sırıttı.
"Evet hoşlanmıyorum, fakat burada asıl sorun saçımın bozulması falan değil." dedi ve nefes alıp verdi. "Sorun kucağıma çıkmış, hareket ediyor olman."
Aptal bir şekilde gülümsemeyi bırakıp hızla kucağından kalktım. O ise beni belimden yakalayıp yeniden kendine çekti. Yüzlerimiz birbirine oldukça yakındı ve ben onun pembe, dolgun dudaklarından gözlerimi alamıyordum.
"Kendini benden uzak tutmaya çalışman beni güldürüyor Sara." dedi ve neredeyse dudaklarıma değecek bir mesafeye kadar yaklaştı. "Halbuki şu an benim müthiş dudaklarımdan başka bir şey düşünemiyorsun."
Başımı başka bir yöne çevirdim ve ellerimi dudaklarının üstüne yerleştirdim. Hiddetle "Kapa çeneni!"
Ellerimi dudaklarının üstünden çekti ve boynundan, gövdesinden sırayla geçirip karın kaslarının olduğu bölgede durdu. Aynı anda da, "Benden çekinmeni istemiyorum Sarafina." dedi. "Aksine beni hisset, karşı koyman gerekmiyor. Ben imkansız değilim, buradayım."
Ellerim soluklarıyla inip kalkan karın bölgesinde öylece duruyordu. Kaslarının oluşturduğu iniş ve çıkışı gömleğinin altından dahi hissedebiliyordum. Tanrım, Yüce Tanrım!
"N-Neymar, b-benim gitmem gerekiyor sanırım." dedim ve ellerimi gövdesinden çekmeyi başardım. Ayağa kalkacakken beni koltuğa geri çekti ve "Gitme, lütfen." dedi.
Sesi aynı o depoda kapalı kaldığımızda, bana sarılmak istediğini söylediği an gibi kadife ve masumdu.
Elimi dağılmış saçlarına daldırdım ve nefesimi verdim. "Seni anlayamıyorum Júnior. Bazen beni kullandığını düşünüyorum." dedim. Kendini tamamen bana bıraktı ve başını omzuna yerleştirdi. "Bazen ise işte böyle, beni kandırmayı başarıyorsun. Bana yaptığın şeyler aklımdan uçuveriyor ve sen dünyanın en masum adamı oluveriyorsun."
"Sen hangisisin Neymar? Yanında olmamı istiyorsan buna bir karar vermen gerekiyor. Ben beni sürekli taciz eden, kötü bir adamı istemiyorum."
Neymar başını omzumdan kaldırmadan boynuma bir öpücük kondurdu. "Hangisi olduğum oldukça açık değil mi Sara, ben hep kötü olanım. Sen ise iyi rolü yapan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lullaby [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI
Fanfiction"Sesin .. " dedi kulağıma fısıldarken, " .. adeta bir ninni gibi, beni rahatlatan tek şey"