GÜZELLİK

61 1 0
                                    

  Artık birilerinin halimi sorması hoşu-ma gitmiyodu. O hariç, onun yaptığı, söylediği her şey iyiydi hoşuma gidiyordu.

Onun benim için yeri çok farklıydı. Belki seni kullanıyo diyeceksiniz ama onun dediği her şeyi yapabilmek istiyodum. Ama şöylede bir sorunum vardı ; sınıftaki tüm kızlara espri  yapa-biliyoken hepsiyle iyi geçinirken, ondan uzak duruyodum. Çünkü farklı birinin bana hakaret etmesini siklemezken, o bana ne dese önemsiyodum. Hakaret etse alınıyodum, tebrik ettiğinde ayrı bir sevincim oluyodu.

Çünkü,çünkü"Ben onu çok seviyodum"

Onu başka biriyle görmek hoşuma gitmiyodu. Onu gerçekten çok kıskanıyodum. Ne zaman onu biriyle görsem içimde sanki bir şeyler paralanır gibiydi. Şimdiye kadar ona onu sevdiğimi söyleyebilmem gerekirdi ama şunu biliyodum ben tipsizin tekiydim ve o beni sevmiyodu.

   Bu ne kadar canımı yaksada ona yaklaşamıyodum. Gerçi elimden gelse onu her an sarabilmek koruyabilmek isterdim.

  Şu an okula gidiyodum, servisteydim. Yan tarafta raylar vardı, ben genelde öne otururdum. Hep raylara bakarak bir şeyler hayal ederdim. Aklımda kurar ve aklımda yıkardım. Realist biriydim gerçekleri içimde bilirdim ve bildiğim bi gerçek varsa oda onun beni sevmediğiydi.

Okula gelmiş çoktan sırama oturmuş-tum. Onu bekliyodum. Kapıdan gelip sırasına oturasıya kadar onu izliyodum.
Hemde hergün, gerçi büyük ihtimal farketmiyodu. Ona her geldiğinde "Günaydın GÜZELLİK" diyesim vardı.

  Evet ona taktığım ad buydu "GÜZELLİK" bunu ne zaman ona desem kızardı kendini pek güzel bulmazdı.-ah kendini benim gözümden bir görseydi.

  Ha bu arada size söylemeyi unuttuğum bir şey daha var . Kız gerçekten güzeldi ve sınıfın çoğu erkeği buna bakıp duruyodu. Gerçekten bi gün yakaladığımın anasını inleticektim.

  Neyse bugün ona söyliyecektim. Onu seviyodum. Ne kadar beni sevmesede bunu bilmemesi haksızlık gibi geliyodu.

  İşte sonunda gelmişti. Çirpi bacaklarıyla geniş geniş attığı adımlarıyla sırasına geçti. Kafamı eğmiş bir şeylerle uğraşır gibi yaparken aslında ona bakıyodum. İçine bakarak hayallere daldığım, baktıkça sonsuz-luğu gördüğüm masmavi gözleri vardı.

"Bakmasana olum kıza dikdik"
"Ha, ne?" Dalmıştım yine o okyanus gözlerine, nerde olduğumu unutmuş-tum.
"Bakma diyorum dik dik"
"Yusuf"
"Efendim"
"Bugün ona açılıcam" şaşkın şaşkın bi ona bide bana bakıyodu tabi gariban garipsemişti. Ben bile garipsiyodum haklıydı çocuk.
"Eminmisin kalbin kırılabilir"
"Bırak kırılan kalp benimki olsun ona artık kimsenin dokunmasını istemiyorum. Onu önemsediğimi bilmesini istiyorum"
"Sen bilirsin kardeşim kolay gelsin"

  Ve ben yine onun tertemiz nazar boncuğu gibi gözlerinin içinde yüzerken hoca giriyodu. Herkez ayağa kalkmış bir ben kalmıştım çünkü kafam şu an burda deildi. Meşgul etme hoca işte.

  Meğersem hoca yavaş yavaş arkama gelmiş.
"Egeeeeee"
Ben kız gibi çığlık atıp ayağa zıpladım. İçimden ana bacı hocaya kayarken tüm sınıf bana gülüyodu o bile -bak işte bu hoşuma gitmişti.
- Ö-özür dilerim hocam
-Herkez otursun sen ayakta 2 dkk bekliyeceksin Ege
  İnsanları küçük düşürmesini ne çok seviyodu bu hocalar ya. Duvara yastanıyodum.
-Duvara yaslanmaaa
-Tek ayağımı kaldırıp çöpün yanınada gidiymmi hocam" tam bir piç
-Aslında iyi fikir
Anasını... "Ama hocam"
-Ben demedim sen istedin
Ağzıma tüküriym ya.
- Tamam geç yerine
Ben zıttına çöp kutusunu ters çevirip üstüne oturdum. Hocada hiç siklemedi. Çünkü yoktu, çüksüz kaşar. 5-10 dkk sonra gidip yerime oturdum
-Demek tahtınızdan kalktınız
-Yerimde gözünüzmü var hocam
-Yok saol Egecim
-Başımın üstünde yeriniz var hocam

Erkeklerle gülüyoduk hoca dik dik bakıp tahtaya döndü saf bir bok anlamamıştı.

-Evet çocuklar kompozisyonları aliym

    Eveet parti başlasın. Bizimkiler hemen sağına soluna dönüp "ne ödevi"  triplerine girdiler. Benmi? Ben ne kadar şu siktiğimin hocasını sevmesemde birşeyler karalamak hoşuma gidiyodu. Her zaman olduğu gibi yanıma gelip ;

-Ege bu sefer nasıl bir şey yazdın bir bakalım.

  Tahtaya  geçip okumamı istedi hocada biliyodu, diğer çocuklar gibi utanma duygum yoktu benim. Herkezin yanında herşeyi söyleyebilirdim ama şu kızın yanında sanki dilime denizci düğümü atıyolardı mal gibi kalıyodum. Geçtiğim tahtaya baktım derin bir nefes aldım. Herkez bana bakıyodu kafamı aşağı indirip okumaya başladım.- Utandığımdan değil odaklanamadığımdan.
                             UNUTUN
  Yavaş yavaş sosuzluğa adım atıyorum. Herşeyi unutuyorum ve aklımda kalan bir şey var. Sen. Şu tavana astığım ilmeği kafama geçirmemek için bir nedenim var. Sen. Ama unutuyorum, sende unutucaksın merak etme. Ölüm yavaş yavaş bana sarılırken aldatıp arkamda bıraktığım bir ömür var birde Sen.

  Sesleri duyabiliyormusnuz? Ölümün ayak seslerini. Şimdide yüzsüz bir şekilde kapımı çalarken ben kapı deliğinden bile bakmadan kapıyı açıyodum. Belki bir umutla sen gelmişsindir diye.

       Unutun. Arkanızda ne varsa ne kaldıysa hepsinin ucuna taş bağlayıp aklınızın en ucuna fırlartın. Ve taşın yavaş yavaş onu batırdığını izleyin. Ve birde şöyle düşünün unutmadığınız her bir anı ayakkabınıza bağlanmış taş gibi sizi yanına çekerken o ipleri artık kesmeniz gerektiğini hatırlayın. Ve sadece unutun. Onun gözlerine bakın-şu an GÜZELLİĞİN gözlerine bakıyodum- Onun gözlerine bakın ve yaşamak için bir nedeninizin olduğunu bilin. Unutun ama her zaman yanınıza alıcağınız bir şey olduğunu unutmayın. "UMUT"

     Hala içinizde tuttuğunuz umudu belkide artık özgür bırakmanızın zamanı gelmiştir.

Bitmişti ben hem ağlayarak hemde koşarak sınıftan çıkarken her kez şoktu. O bile.

Ve bende şok içindeydim,     utanmıştım. Ben-ondan-utanmıştım.

ANLAŞILAN YİNE HERŞEY BOMBOK
     OLMUŞTU.

GÜZELLİK: HALA UMUDUM VARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin