Bölüm 2

94 6 1
                                    



Adnan; Eşi ve çocuğuyla güzel bir akşam yemeği yemekteydi. Özenli bir el tarafından dizayn edilmiş salon sadeliği ve kaliteyi iç içe yaşatıyordu. Bordo rengi oturma grubunun tüm salona hakim olduğu odanın köşesinde oldukça sade bir yemek odası naif bir şekilde evi süslemekteydi. Küçük kız bir yandan önündeki yemeğinin tadını çıkarırken diğer yandan da anne ve babasına mutlu gözlerle bakıyordu. Sanki yıllardır bir araya gelmemiş iki büyük hazinenin tamamladığı büyük bir puzzle a bakar gibiydi.

Masa da mutlu bir ama sessiz bir hava vardı. Adnan önündeki yemeğine acelesi varmış gibi saldırırken eşi Elif sanki bu anın tadını çıkarır gibi yemeğini ağır, ağır yiyor ara, arada Adnan'ı süzüyordu.

Nihayet son lokmasını da hızlı bir şekilde çiğneyerek yutan Adnan içtiği suyla midesine tıktığı ekmekleri yumuşatmak istercesine derin bir ohh çekmişti. Elif bu sesi çok iyi biliyordu. Bu ses doymuşluktan çok evine ayırdığı zamanın dolduğu anlamını taşıyordu. Elif gecenin daha uzun geçeceğini düşünmüş olacaktı ki onun bu tepkisini çok tanıdık olmasına rağmen yadırgamış gözlerle bakıyordu.

Adnan her evden çıkması gerektiği gecelerde yaptığı gibi sevgi dolu ve sıcak kanlı koca maskesini takınmış sahte bir memnuniyetle eşine gülümseyerek yemeklerin ne kadar güzel olduğunu söyleyip duruyordu.

                                                                  "Hayatım yemek harika olmuş. Eline sağlık."

Elif sessizdi. Aynı eşi gibi takındığı sahte bir nezaket gülüşüyle tepki bile veremiyordu. Sadece gülümsemekle yetinmişti. Küçük kızda gecenin sonunu anlamıştı. Yanaklarına kadar inen bukle, bukle saçlarının arasından küçük ela gözleriyle önce annesine ardından da babasına bakmıştı. Sanki birden gerilen havayı dağıtmak ister gibi annesine seslenmişti.

                                                                   "Gerçekten de çok güzel olmuş anneciğim ellerine sağlık."

Elif elindeki çatalını bırakarak kızına doğru dönmüştü.

                                                                    "Beğendiğinize sevindim. Biraz daha koyayım mı?"

Adnan yanlış bilinmiş olan bir soruya verilen bir tepki gibi tetik bir şekilde sözlerini bir çırpıda söyleyivermişti.

                                                                     "Vallahi ben tıka basa doydum."

Adnan sonunda tüm cesaretini toplayıp sandalyesini biraz geriye çekti. Gözlerini Elif'ten kaçırarak doğrulmuştu. Genç kadın olup bitecekleri neredeyse ezberlemişti. Adnan alelacele masadan kalkacak hemen yanına gelip yanağına bir öpücük konduracak ve ardından da "üzgünüm hayatım ama bu toplantı yemeği çok önemli" deyip kim bilir hangi ucuz kadının koynunda soluğu almak için evden çıkacaktı. Nitekim saniyeler içinde tamda Elif'in öngördüğü şeyler olmaya başlamıştı. Adnan yerinden kalkıp eşini öpmüş sevimli bir koca edasıyla eşine durumu açıklayıp yatak odasının yolunu tutmuştu. Küçük kız üzgün bir şekilde öylece dururken Elif de sinirli bir şekilde masadan kalkarak yatak odasına gitmişti.

Bir zamanlar büyük aşk gecelerinin yaşandığı bu oda uzun zamandır zevk iniltilerinin yerine kavga ve hakaret dolu sözlerle inlemekteydi. İkilinin bağrışmaları ve birbirlerine ettikleri hakaretler komple evi sarıyor küçük kızın kulaklarında çirkin bir melodinin tınıları gibi çınlıyordu. Kavgayı tüm kıskançlık krizlerine ve yalvaran gözlerle bağırmalarına rağmen Adnan kazanmıştı. Adnan giyindikten sonra parfümünü de sıkarak evden çıkmıştı. Elif odada ki tüm eşyaları parçalayarak sinirini yatıştırmaya çalışıyor ardı ardına beddualar ediyordu. Adnan ise sanki tüm olup biteni o yaşanmamışcasına ıslıklar çalarak aracına binmişti.

Dinmeyen NefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin