İki Bölüm bir arada...(4-5)

55 5 0
                                    


       4

İnci büyük bir kır düğününün başrolüydü. Yüzlerce seçkin konuk bir araya gelmiş tek bir noktaya İnci ve Atilla'nın bulunduğu görkemli nikah masasına bakıyordu. Yemyeşil bir alanda özenle hazırlanmış masalar masallarda ki düğünleri anımsatıyordu. Bir yanda orkestra hazır beklerken diğer yanda düzinelerce beyaz orkide masaları ve pist olarak hazırlanmış büyük çardağı sarıyordu. Nikâh memuru küçük bir konuşmanın ardından törene geçmiş ve ikiliye o klasik ama çok önemli soruyu soruyordu. İnci ve Atilla'nın mutlulukları metrelerce uzaktan fark edilebiliyordu. İkisi de nikah memurunun sorusuna bağırarak ve haykırarak Evet diye cevap vermişti. İmzaların ardından konuklar içtenlikle onları alkışlıyordu.

Atilla cebinden çıkardığı alyansı İnci'nin parmağına törensi bir hava eşliğinde takmak istiyordu bu nedenle de güzel bir konuşma hazırlamıştı.

                                                                     " Hayatımın tek aşkı bu yüzük aşkımızı sonsuza kadar yaşatacak ve                                                                             sadece öldüğümde parmağımda olmayacak."

İnci bu sözler karşısında duygularını daha fazla gizleyememiş ve gözyaşları içinde aynı yemini tekrarlamaya başlamıştı.

                                                                     "Hayatımın tek aşkı bu yüzük aşkımızı sonsuza kadar yaşatacak ve                                                                            sadece öldüğümde parmağımda olmayacak"

İkisi de gerçekten çok mutluydu gözlerinde ki parıltı yıldızların parlak ışığından daha ihtişamlı içlerinde ki aşk ise güneşin sıcaklığından daha yakıcıydı. Her şey kusursuz ve onlar içindi konuklar, süsler hatta masalara servis edilen çerezler bile bir başka özel görünüyordu. Büyük aşklarının resmi geçidinde ikili destansı ve ileri de çocuklarına anlatacakları öykülerden birinde baş kahramanı canlandırıyordu.

                                                 



                                                                                      5

İnci kendine geldiğinde yüzünde yine o şeytani ifade vardı. Gözleri daha beyaz ve parlaktı belki normalde bir erkeğin anında çarpılacağı bir güzellikti ama onun içi kan ve şiddetle yoğrulmuş büyük bir yangınla alevlenmekteydi. Ruhunu saran şeytan dışarı çıkmak için onu zorluyor ve beynine hükmetmeye çalışıyordu. Bir an nerede olduğunu ve amacını hatırladı bu da onun kendisine gelmesine yardımcı oldu. Daha fazla evde kalması tehlikeliydi. Ruhunda ki şeytan her an onu ele geçirip sahiplenebilirdi. Kolyesini takıp hemen kendini evden dışarı atmıştı.

İnci evden çıkıp arabasına bindiğinde saat çoktan dokuz olmuştu. Konuklar şimdi her yerde gözleriyle onu arıyordu ama bu önemli değildi. Hem o bir bayandı ve bir yere zamanında yetişmesi gerekmeyecek kadar önemli biriydi. Etrafını saracak kişileri ve gözleriyle defalarca tenini yoklayacak sözüm ona çapkınları şimdiden hayal edebiliyordu. Kur yapanlar parti sonrası bir kadeh şarap içme teklifinde bulunacak kadar patavatsız olanlar ve kendini kurtarılmış bölgenin son kahramanı sana tipler hepsi de her zaman ki gibi etrafında olacaktı.

İnci yüzünde beliren tebessümü hissettiğinde çoktan yolu yarılamıştı bile. Radyodan gelen hareketli bir müzik onu daha da dinç yapmıştı. Partinin verildiği otelin önüne yanaştığında vale hemen arabayı İnci den park etmek için devralmıştı. Genç kadın bakışlarını lobinin kapısına odakladığında içinden tek bir söz geçiyordu.

Dinmeyen NefretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin