3.Bölüm - İlk karşılaşma

270 27 21
                                    

Kafamı uzattığım anda,dünya birden ayaklarımın altında dönmeye başladı ve görüşüm karardı.Paldır küldür yere düştüğümü anımsıyorum.Yani sanırım.

Gözlerimi açtığımda,bir çift,neredeyse beyaz gözler beni karşıladı.Renkleri dışında normal bir çift göze benziyordu,ama asıl telaşlanıp gözlerin sahibine kafa atmama sebep olan,kristalimsi haliydi.Göz bebeği yoktu,parıltı yoktu,yansıma yoktu,sadece renk vardı.

Kafamı tanımadığım gizemli şahsiyetin alnına çarptım,ve ikimiz de birbirimizden emekleyerek uzaklaştık.Ona bakmak yerine çevreye göz attım.Genel olarak karanlıktı,sadece çok uzaklardan mor-gri tonlarında bir ışık suzmesi seçiliyordu.

Hızla ayağa fırladım,bunun sonucunda başım döndü."NEREDEYİM BEN?!"diye kükredim."Sen bukalemun'musun?!"

Çocuk bir an için kekeledi,"O-o kim ki?"

Gözlerimi kısarak çocuğa baktım,ve o anda rüyada olduğumu anladım.Kesin bir yerlerde sızmıştım,ya da görevli beni yakalamış,sarsıyor olmalıydı.

İkisi de bu çocuğun yakınlarında bulunmaktan çok daha iyi.

Benden korkarmış gibi bir tavrı vardı,kesinlikle göz teması kurmuyordu,ama karanlıkta tokyo sokaklarındaki tabelaları andıran parlak gözlerini-ya da her ne ise işte-görebiliyordum,uzun,mavi saçlarını da.

Çingene pembesi çantam yakınlarımdaydı,demek ki bu bir gasp değil.Hemen sağ bacağımı sıkan kemerin içinden,kıvrık uçlu av bıçağını yakaladım.Bıçak güçsüz avucumun arasındaydı,o kadar uyuşmuştum ki,blöf yapabilecek durumda bile değildim.

Bana uyuşturucu vermiş olmalıydı.

"Hey,sen!Ne içirttin bana böyle?!"diye bağırdım,sesim yükseldikçe köşesine daha fazla sindi.

"Su?"dedi tatlı bir sesle.

"Yeme beni!"

"S-seni mi?Ben sizler gibi değilim"diye yanıtladı beni,elindeki bir şey dikkatimi çekmişti.Benden kaçtıkça metal bir ucu olduğu belli olan,karanlıkta parlayan bir şey.

"O da ne?"bıçağımla üstün olduğumu belli edercesine,elindeki şeyi işaret ettim.

"Eh,şey-"gözlerini elindeki metal uçlu şeye çevirdi."Tava sanırım"

"Tava mı?"giderek daha fazla şaşırıyorum,tanrım.Gerçekten çok pis sızmış olmalıyım.Bu sorum karşısında ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı.

"Tamam,tamam,lütfen bana zarar verme"koyu mavi kaşlarını eğdi,"Çok korkmuştum,ve seni görünce kafana-eh-"

"Kafama TAVAYLA mı vurdun?"dedim sinirle,"Demek o yüzden başım ağrıdan çatlayacak gibi!"derin bir soluk aldım,"Nesin sen?"diye sordum.

Anlam verememiş gibi yüzüme baktı."Kimsin sen"diye düzeltti."Böyle mi sormak istemiştin?"sözlerinin sonunda masumiyet fışkıran bir bakışla bana baktı.

"HAYIR!"ne kadar sık bağırdığımı yeni fark ediyorum."Ne sorduğumu gayet iyi biliyorum.Sirk kaçkınımısın sen,bu mavi saçlar da ne böyle?Ya gözlerin?Lens mi?Peki-"

"Lens bir tür oyuncak mı?"

Koluma bir çimdik attım,lanet olsun,uyandığım falan yoktu.

"Sorumu düzeltiyorum,bu dünya'dansın değil mi?"sabırlı olmaya çalışıyordum,hemde bu tavırlarına rağmen.

"Dünya?Hiç duymadım"dedi tüylerimin diken diken olmasına sebep olacak bir saflıkla,yalan söylemiyordu,kesinlikle dalga geçmiyordu."Burası Hayee Shetland"gözlerini gözlerime dikti,"Benim yaşadığım yer"

Demek ki efsane değil.

Demek ki çocukların erkenden uyuması için uydurulmuş bir çözüm değil.

Gerçek gözlerimin önünde duruyordu,kalbim ağzımda atıyor,alnımdan boncuk boncuk soğuk ter damlaları akıyordu.

"B-buradan çıkmanın bir yolu var mı?"dedim kekeleyerek,o kadar çok korkmuştum ki,kıpırdayamıyordum.

"Ben de bunu arıyorum,zaten"ucube gülümsedi.

(+10 vote ve +10 yoruma 4.bölüm )

*şarkıyla okumanızı tavsiye ederim*

Dolunay OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin