1.BÖLÜM

51 4 0
                                    


Aksel'den,

Telefonumun çok saçma bir alarmı vardı ya da henüz saat sabahın altı buçuğu olduğundan alarmın sesi bana böyle çekilmez geliyordu.

Kurduğum alarma ve dün gece geç yattığım için kendime içimden küfürler savuruyordum ki bugün bu kadar erken kalkma amacımı hatırlayınca içimdeki heyecanın dışa bir gülümseme halinde vurmasına izin verdim.

Pekala, muhtemelen hiçbir şey anlamadınız.

Başlıyorum.

Hani bazı öğrenciler vardır, hep örnek gösterilirler. Her haftasonu kurslara giderler,sömestrlerde dershaneye,yazın kamplara ve benzeri inek aktivitelerine..
Biz -yani en yakın arkadaşım Kumsal ile ben- çok tembel öğrenciler sayılmazdık,hatta hırs yapınca çok çalışan tiplerdendik. Bu yaz sonunda lise son öğrencisi olacağımızı da söylemeden geçmeyeyim. Yani müthiş bir stresli sene olacağını düşünüyorduk. Çabalamamıza karşın bir türlü örnek gösterilen öğrencilerden olamayıp canımızı sıkan ailemiz hakkında da bir çözüm yolu bulmuştuk.
Bizi derslere hazırlık için yaz kampına yollamalarını istedik. Benim anne babam ayrı olduklarından ve teyzem ile kaldığımdan işim daha kolay oldu. Anne babamın tatilleri yoktu ve ikisi de boş bir yaz tatili geçireceğime bu kampın bana daha yararlı olacağını düşünüp internette derin bir araştırma yaptılar.

Sonunda bulmuştuk. Gökçeada'nın muhteşem doğasında küçük kulübelerde kalacağımız, her gün ders göreceğimiz ve sadece kızların olduğu bir yaz kampıydı bu. Sadece kızlar ne alaka diye düşünmüştüm ilk başta. Sonra öğrendim ki aynı programın erkekler için olanı Bozcaada'da imiş. Kumsal'ın ailesi bu kamp işine ilk başta sıcak bakmadılar. Bu olumsuz tutumun başımıza muhakkak bir bela alacağımızı tahmin ettiklerinden kaynaklandığını biliyorduk. Fakat benim ailem işi onaylayıp kaydımı yaptırdıklarında Kumsal'ın ailesi de fikirlerini değiştirip Kumsal'ı şipşak kayıt ettirdiler. Elbette ki sözde dersler için gittiğimiz bu kamp bize güzel eğlence malzemesi olacaktı. Gitmemizin sebebinin birazcık da onların çenesinden ve boş boş sıkılmaktan kurtulmak olduğunu söylemedik elbette. Hadi ama, Gökçeada'ya hiç gitmemiştik. Cidden bütün bir buçuk ay boyunca rahibeler gibi okuyup okuyup oturacağımızı düşünmeleri çok bencilce olmaz mıydı? Olurdu.

İşte bugün de yolculuk günüydü. Deniz otobüsü ile Gökçeada'ya gidecektik ve tahminen beş altı saat gibi bir süre geçecekti. Uzun seyahatlere bayılırdık. Perdemi aralayıp dışarıya baktım. Şile'nin sessiz yeşil sokaklarında küçük bir apartmanda oturuyordum. İstanbul bile sayılmazdı anlayacağınız. Kumsal'ın iki sokak ötemizde oturması büyük avantajdı. Yazın tam bir tatil yeri oluyordu ve her gün değişik şekilde eğlenebiliyorduk. Örneğin gizlice Ağva'ya geçip denize girmek,tıklım tıklım tatilcilerin doluştuğu sahillerde tatlı çocukları işletmek,gece geç saatlerde sadece otel müşterileri için yapılan konserlere gizlice girip bedava içki çalmak gibi bir eğlence anlayışımız vardı. Gerçi,geçen yaz bir konserde çok fazla votka içip tatlı bir turistin şortuna kustuğumdan beri içki çalmıyordum. Sarışın,mavi gözlü Alman turist sevgilimle -yani sevgilim olacaktı- iki gram Almancam ile buraları gezdirmeyi teklif edecekken votkaların tadını boğazımda hissetmiş ve ortalığı batırmıştım. Bana küfür gibi gelen birkaç Almanca kelime sayıklayarak yanımdan hızlıca ayrılmıştı zavallı çocuk. Kumsal arkasından Almanca hakaretler savursa da arkasını dönüp bakmamıştı bile.
Rezaletti. Çok konuşuyorum değil mi?

Hemen banyoya koşup yüzümü yıkadıktan sonra sadelik ödülü alabilecek gri V yaka bir tişört ve siyah şort geçirdim üstüme. Sarı,omuzlarıma gelen saçlarımı taradım ve biraz rimel ile parlatıcı sürdüm. Süsü pek sevmezdim. Kumsal benim tam tersimdi. Önceden hazırladığım küçük valizimi açıp tekrar kontrol ettim. Giyecekler,bir iki paket cips,şarj aleti,makyaj çantası,defter-kitaplar,ayakkabılar,bikini.. Yüzde elli ihtimalle -sayısal öğrencisi olmak da ne fena! Her şeyi oranlara bağlıyorum- orada insan olduğumuzu hatırlayıp rahat bırakırlar mı bilmiyordum fakat sorun değildi çünkü rahat bırakmasalar bile biz kendi fırsatımızı yaratabilecek zeka seviyesine sahiptik.

ADSIZ DONANMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin