2.BÖLÜM
Kumsal'dan,
Sabah uyandığımda içinde bulunduğum ortam bana yabancıydı. Yabancı olmasına karşın çok güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Dün çok uykusuz ve yorgun olduğumuzdan etrafı pek inceleme fırsatımız olmamıştı fakat bugün bizi tutan bir şey yoktu. Yavaşça yerimden doğrulup ranzanın merdivenlerinden indim ve ranzanın aşağısında uyuyan Aksel'i dürttüm.
Kamp boyunca bu ahşap kulübelerde kalacaktık. Aksel,ben, Ceylan ve yeni tanıştığımız Cansın adındaki kız ile aynı kulübeyi paylaşıyorduk. Her ne kadar Aksel, Cansın'a ısınamamış olsa da -kendisi kıvırcık saçlı kızlardan ve Cansın isminden nefret eder- ben ve Ceylan'a sıcakkanlı biri gibi gelmişti.
İlk gün için pek bir planımız olmasa da alışma sürecinde olduğumuzun farkındaydık. Etrafı keşfetmek ve eğlenmek için oldukça vaktimiz olacaktı. Ben bunları düşünürken Aksel'in sesi düşüncelerimi böldü.
''Kurt gibi açım!''
Şaşırmamıştım. Günün her vakti aç olan Aksel elbet bu saatte de tok olmayacaktı. Bana acı veren ise bu kadar çok yiyip kilo almamasıydı. Yeni uyanan Cansın'ın konuşmamıza dahil olduğunu fark ettim.
''Günaydın. Kahvaltı için yirmi dakikamız var.''
Pahalı telefonu ile mesajlaşmaya başladı ve yataktan kalktı. Mesajlaştığını telefondan çıkan tik sesleri ile belli etmişti.
Hepimiz kalktıktan sonra hazırlanmaya başladık. Beyaz yarım bir tişört ile kot, etekli bir bahçıvan tulumu giyindim. Altına da kırmızı spor ayakkabılarımı geçirdim ve saçlarımı taradım. Aksel her zamanki gibi gösterişsiz bir seçim yaparak kot şortu ile siyah askılı tişörtünü ve lacivert converselerini giyindi. Ceylan da koyu yeşil elbisesini üstüne geçirdi ve ''Siz gidin,ben beş dakikaya geliyorum.'' diyerek valizinin başına geçti. Bir eşyasını arıyordu tahminimizce. Aksel ile açık büfe kahvaltıya doğru yürürken arkamızdan yetişen Cansın'ı fark ettim. Kıvırcık,kabarık saçlarını bağlamıştı. Üzerindeki mini etek ve kırmızı askılı tişört bir kamp için fazla gösterişliydi.
''Neredeydin?'' dedi Aksel.
Cansın'ın sanki bir an sesi titrer gibi oldu,ya da bana öyle geldi. Emin değilim.
''Telefonumu unutmuştum da..'' diye cevapladı.
''Yalancı!'' diye fısıldadı Aksel kulağıma. ''Telefonunu filan unutmadı!''
''Şşt! Duyacak,gerizekalı.'' diye susturdum onu.
Hep beraber açık büfenin karşısına geçtik ve tabaklarımızı doldurmaya başladık. Ben her zamanki gibi yaşamamı sürdürebilecek kadar yemek alırken Aksel ağzına kadar dolu tabağında daha da yer açmaya çalışıyordu. Biz yemeye başlamışken Ceylan'ın hala gelmemiş olması bende bir merak uyandırmıştı.
Etrafıma bakınırken hızlı adımlarla bize doğru gelen Ceylan'ı görebildim. Yüzünde değişik bir ifade vardı. Sanki korkmuş gibiydi.
''Hemen kalkın. Yanıma gelin.'' diye fısıldadı Aksel ve benim kulağıma. Aksel meraklanmıştı fakat serinkanlıydı. Ben ise heyecanımı asla gizleyemezdim. Dikkat çekmeden biraz uzaklaştığımızda Ceylan hala korkmuş gibiydi. Yerinde durdu ve derin nefes aldı.
''Bir şey gördüm.'' dedi.
Anlamadığımızı belli edercesine boş boş suratına baktık. Ceylan ellerini kenetledi ve endişeli bir sesle konuştu.
''Bir kız. Bir kız kaçırıldı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADSIZ DONANMA
ChickLitEtrafıma bakınırken hızlı adımlarla bize doğru gelen Ceylan'ı görebildim. Yüzünde değişik bir ifade vardı. Sanki korkmuş gibiydi. ''Hemen kalkın. Yanıma gelin.'' diye fısıldadı Aksel ve benim kulağıma. Aksel meraklanmıştı fakat serinkanlıydı. Ben i...