11 yıl önce ..
Kalenin ortasında gelecek topu heycanla bekliyodum. Gelen top suratıma sert bi şekilde çarpınca acıyla yere attım kendimi. Burnum sızlıyodu. Elimi burnuma deydirip baktım, kahretsin burnum kanıyodu. İçim bi tuhaf oldu. Başım dönmeye başldı. Bende kan görünce fenalaşanlardandım.
Biri bağırarak bana doğru koşuyodu.
Oydu. Çocukluk aşkım. Batuhan. Ne tatlı şeysin sen ya diye içimden geçirirken o yanıma gelmişti bile. Esin? İyi misin? Canın acıyomu ? Diye soruları peş peşe sıralarken, ben konuşamıyodum bile. Bana bu kadar yakınken nasıl konuşabilirdim ki. Ellerimden tutup, ayağa kaldırdı beni. Kaldırıma oturduk. Cebinden peçete çıkarıp akan kanları silmeye başladı. Bense sadece onu izliyodum. Acıyomu? Diye sorunca , biraz diye cevap verdim. Öpte geçsin, diye içimden geçiriyodum. Annem bana hep öyle yapıyodu çünkü düştüğümde yada canım acıdığında öpiyim de geçsin diyip acıyan yeri öpüyodu. Belki geçmiyodu ama iyi geliyodu yinede. Batuhan bana doğru eğilip burnumun üstünü öptü. Sanki içimden geçenleri duymuş gibi. İçimdeki kelebekler horon tepiyodu resmem.
Gülümsdim. Oda bana karşılık verip gülümsedi. Tabi ben o gülünce çarpılmış gibi oluyodum. Bi insana bi gülümseme bu kadar mı yakışırdı ya.Etraftan geçen teyzeler bize tip tip bakıyodu. Normaldi çünkü iki tane bacak kadar çocuk kaldırıma oturmuş birbirine cilve yapıyolardı. Zaten çoğu teyze beni sevmezdi. Erkek gibiydim çünkü. Umrumda da değildi .
Akşam ezanı okununca mahalledeki bütün çocuklar eve dağılmaya başladı. Batuhan'da ayağa kalkıp -hadi bizde eve gidelim.dedi. Başımla onaylayıp, ayağa kalktım. Eve geldiğimde sevinç çığlıkları atıp tepiniyodum. O gün ilk defa tabağımda ki yemeklerin hepsini yemiştim. Mutluluktan uyuyamamıştım bile.Aradan bi hafta geçmişti. Ve ben bi hafta boyunca Batuhan'ı hiç görmemiştim.
Sabah yataktan kalkar kalkmaz sokağa fırladım belki bu sefer görürüm diye. Onların evinin oraya geldiğimde, Batuhan'ı değil ama çok kötü bişi görmüştüm. Batuhan'ların evindeki eşyaları kamyona taşıyolardı. Oraya doğru yaklaştım. Batuhan'ı görünce biraz olsun rahatlamıştım. Ama o üzgündü yüzünden anlaşılıyodu. Yanıma gelip o beni benden alan maviş gözlerini gözlerime dikti. İlk defa bu kadar derin bakıyodu bana. "Biz taşınıyoruz Esin" dediği şeyle donup kalmıştım. Gözyaşlarım çoktan firar etmişti bile.
Ağlamaktan başka bişey yapamıyodum. Cebinden kağıttan yapılmış bi kelebek çıkarıp bana uzattı. "Benden sana bi hatıra kalsın" dedi. "Geri gelmicekmisin? " diye sordum. Onunda gözleri dolmuştu. Uzun bi süre sustu. "Senin için bi gün gelicem kelebeğim." Bana kelebeğim demişti. Hayatımda aldığım en anlamlı iltifattı benim için. Dayanamayıp onu sevdiğimi söyledim. Oda beni sevdiğini. "Ve sana söz veriyorum bi gün gelicem" diye ekledi. Sonra zaten gitmişti. 1 ay boyunca ağlamıştım arkasından. En saf, en anlamlı , en güzel duyguları yaşarmış insan çocukken. Benimkide öyleydi. Sevgimin en saf halini yaşamıştım. Ve ondan bana geriye kalan tek şey kağıttan bi kelebekti.Olanlar gözümün önünde film şeridi gibi geçti. Umudumu kaybetmiştim ama o verdiği sözü tutmuştu.
Geri çekilip gözlerine baktım.
-nasıl buldun beni , nasıl unutmadım, nasıl tanıdın.-insanlar kalbinde derin yeri olanları hiç unutmazmış. Sen benim kalbimde en derin yere sahip olansın. Seni nasıl unuturum. Kalbim kalbini takip etti. Öyle buldum seni.
Şaka gibiydi resmen, aradan o kadar yıl geçmişti ve karşımda duruyodu şuan.
Elimle yanağını okşadım. Gerçek olduğuna inandım.-Birdaha asla ayrılmıycaz. Ölüm bizi ayırana dek.
Dedikleri kalbimi kıpır kıpır yaperken sordum:
-SÖZMÜ?
-SÖZ.
-SONSUZA DEK?
-SONSUZA DEK.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK HAYAT
ChickLitKaranlık hayatım var benim. Yanlız başıma yaşadığım. Bedenen dünyada olup, ruhen baska diyarlara gittiğim. Karışmayın yalnızlığıma, ihtiyacım yok sahte insanlara.