Yang Klanı -1

527 29 14
                                    

50 sene önce Xuxai klanı tüm krallıkta adını duyurmuştu.Güçlü savaşçıları ve arkasında bulunan zengin yüksek kesimler ve zümreler vardı.Kral, Xuxai klanının liderini saraya çağırıp hem desteğini almak hem de klan liderini tanımak istemişti.Saraydaki buluşmada Xuxai klanın liderini sevmişti ve ona saygı duymuştu.Aradan gecen 5 sene sonrasında Xuxai klanı krallığa çeşitli savaşlarda yardımcı olmuştu ve her türlü bitkisel ilaçların yardımını yapıyordu.Bulunması aşırı derecede zor ve pahalı olan ilaçları krallığa bedava veriyordu.Kral, Xuxai klanının liderini kendi öz oğlu gibi sevdi ve tek evladı olan kızını Xuxai klanının lideriyle evlendirmişti.Aradan gecen 2 sene sonra kral vefat etmişti ve Xuxai klanının lideri kendisini kral ilan etti.

30 sene hızla gecti.Bu 30 sene boyunca krallık tamamen büyümüştü ve tüm kıtayı kendi altında toplayarak görkemli ve müthiş bir ülke oluşmuş idi. Xuxai klanının lideri yani şuanki kralın 3 oğlu arkasına çeşitli insanları alarak krala karşı gelmişlerdi.1 sene boyunca tüm krallıkta yaşanan korkunç savaşlar sonucunda kral oğulları tarafından öldürüldü. Ülkedeki barışın sürekliliği ve gelecekteki iç savaşları engellemek için ülkeyi 3 e böldüler.Her oğul kendi ülkesinin kralı olmuştu.Bu krallıkların adı ilk oğul olan Xuxai Feng in kral olduğu Feng Krallığı , ikinci oğul olan Xuxai Wu nun kral olduğu Wu Krallığı , Üçüncü ve en genç ve güçlü oğul Xuxai Toai nin kral olduğu Toai Krallığı idi.Her ne kadar iç savaşları engellemek için ülke 3 e bölünmüş ise de kardeşler arasında yaşanan şiddetli savaşlar oluyordu.Her krallık kendisini güclendirmek için ülkesindeki insanları bilge okullarında eğitiyorlardı ve bilge savaşcıları aralarındaki savaşlarda kullanıyorlardı.Ülke 3 e bölünsede her krallık hala büyüktü ve hepsinin 3 tane büyük başkenti vardı.Peki neden babalarını öldürdükleri sorusuna gelirsek bu tamamen sır idi.

En güçlü krallık 》》》》 en küçük oğul Toai Krallığı

Bilge seviyeleri 》》》》 Başlangıç , Kaynak , Temel , Akademik , Ruhsal , Sezgi , Aziz , Tanrı
(Her seviye 9 basamaktan oluşur)

Ülkenin 3 e bölünmesiyle bilge savaşçıları önem kazandı ve halk kendisini ve çocuklarını bilgelik okullarına yollamaya çalışıyordu.Çünkü bilge seviyesi ne kadar yüksek olursa krallıkların desteğini alırdı ve kendisiyle ailesi gecim derdi yaşamayarak hayatını zengin bir şekilde yaşayabilirdi.Yine de halktan çıkan bilge kullanabilen insan sayısı çok azdı.Halkdan birisi Başlangıç bilge basamağı 1 de olsa bile köylerinde bulunan asil klanlara katılma şansı bulurdu.

Ülke bölündükten sonra gecen 3 senede savaşlar bitti.Halk rahatlamıştı ama krallıklar hala bilge savaşçılara ihtiyaç duyuyordu yani zengin olma şansları hala vardı.

Tam o sırada Feng krallığındaki bir köyde 12 yaşında simsiyah saçları olan ve ela gözleri bulunan bir çocuk demirci dükkanında kızgın ateşlerin içinde demiri acımasızca sanki yaşama geri getirmek ister gibi vuruyordu.Ardından demirin üstüne soğuk suyu bir savuruşta attı.Cıkan dumanlar havada yeni yaşamının kaderini belirliyordu.Bu cocuğun adı Dixion.Dövdügü kılıçı dükkanından çıkardı ve tezgahta bekleyen yaşlı adama verdi.Bu yaşlı adam Dixion u bebek iken bulan insandı.Bebeklikten beri Dixion u büyütmüştü ve kendi cırağı gibi yetiştirdi.Bildiği bütün bilgileri Dixion a vermişti.Kılıca bakarken "Bu kılıç geldiğinde şiddetli savaşlar yüzünden 3 parçaya ayrılmıştı.Ben bile 30 senelik tecrübem ile bu kılıçı birleştiremem.Ama bu kılıç şuan eskisinden daha güçlü.Dixion nasıl yaptı?" Yaşlı adam kılıça baktı ve ardından nazik bir gülüşle tezgahın önünde bekliyen uzun boylu aşırı derecede kaslı adama uzattı.

"Efendim verdiğiniz kılıç eskisinden daha iyi durumdadır."

Uzun boylu adam kılıçı eline aldı ve birden gözlerini göz yuvarlağından cıkacakmış gibi şaşırdı.Çünkü kılıç eskisinden daha hafif ve daha keskindi.Yaşlı adama baktı ve para torbasına elini attıp 2 gümüş parayı masaya bıraktı.Ardından Dixion a baktı.Bu çocuk neydi böyle? Sayesinde bu demirci koskoca 3 kasaba boyunca adını Dixion sayesinde duyurmuştu.Kırılan kılıçlar eskisinden daha güçlü olarak geri geliyordu.Uzun boylu adam kılıçı sırtındaki kılıfına koydu." Babamın 2 sene önce kırılan kılıçını tamir ettirdim.Artık Yang okulunun sınavını gecebilirim.Ama koskoca Başkette bile bu kılıçı tamir edebilecek demirci yoktu.Böylesine unutulmuş bir köyde böyle harika bir demirci olması ne yazık." Demirciden cıktıktan sonra köyün cıkışına yürüdü ve yavaşca ufukta kayboldu.

Yaşlı adam tezgahın üstünde duran gumüş paraları aldı ve gülümseyerek Dixionun ellerine yavaşca bıraktı.Dixion şaşırmıştı.Ardından yaşlı adam konusmaya başladı.

"Dixion Yang okulunun sınavı için gereken 100 gümüşü biriktirdik.Artık sınava girebilirsin"

Dixion dedesinin 10 gündür kuru ekmek ile beslendiğini biliyordu.Her yemeği ona veriyordu ve kendisi sadece kuru ekmek ile besleniyordu.Dedesinin yüzü solmuştu ve göğsündeki kemikler belli oluyordu.Dixionun gözleri boğulanmaya başlamıştı.

"Dede kesinlikle bu sınava gireceğim"

Yaşlı adam Dixiona gülüş atıp ardından elindeki tahta sopaya tutunarak arka taraftaki demir fırına yavasca yürüdü.Fırının arkasına kadar yürüdükten sonra yerdeki eskimiş hazine sandıgını öne doğru cekiştirdi.Sandığın üstü tozlanmıştı ve üstündeki demirler paslanmaya yüz tutmuştu.Kemikleri belli olan göğsüne elini soktu ve boynunda ipte asılı olan anahtar ile sandığı açtı.Elini sandığa sokup üstü siyah örtüyle sarılı olan uzunca bir kılıç şekli cıkarmıştı.Dixion şaşırmıştı.Bunca zaman dükkanda calışmasına rağmen bu hazine sandığını hiç görmemişti.

"Dixion yarın Yang klanında olan sınava yola cıkacaksın.5 gün süren yolculuktan sonra Yang klanının bulundugu kasabaga varabilirsin.Bana söz vermeni istiyorum.Bu kılıçın üstündeki siyah örtüyü sınava girene kadar çıkarmayacaksın.Sana veriyorum bunu.

Dixion kararlılık ile kafasını salladı.Her demirci hayatında sadece harika olabilen bir kılıç ortaya cıkarabilirdi.Dedesinin de olduğunu biliyordu ama ona vereceğini tahmin etmemişti.

"Söz veriyorum dede.Bu sınavı kesinlikle gececeğim ve yüzünü kızarmayacağım.

Yaşlı adam verilen cevaptan hoşnut görünerek Dixionun kafasını okşamıştı.Dixionu buldugundaki bebek hali gözlerinin onüne geldi.O celimsiz çocuk şimdi kanatlarının altından ucup gidecekti.Birden kalbi hüzün ile dolmuştu.Bugünün geleceğini biliyordu.Zaman bir su gibi aktı ve akşam olmuştu.Ahşap evlerinde birlikteki son yemeklerini yiyorlardı.Dixion sabırsız ve heycanlıydı.Dedesinin uzun zamandır beklediğini başarmak ve onu onurlandırmak istiyordu.Elinden gelenin en iyisini yapacaktı.Yemeklerini yedikten sonra uyumaya cekildiler.

Ertesi sabahın erken saatlerinde Dixion ahşap evlerinden yola cıkmaya hazırdı.Sırtında siyah örtüyle sarılı olan kılıçıyla dedesiyle vedalaştı.Köyün insalarıda evlerine gelmişti.Dixion köydeki herkese elinden geldiğince yardım etmişti ve işlerine bedava olarak yardımcı oluyordu.Herkesin saygısını kazanan bir cocuktu.Üstelik bu köyden sınava gidebilmeyi cesaret edebilen ilk insandı.Köydeki insanları onu hayretle ve saygıyla yolcu etti.Dixion ahşap evlerinden ayrildı ve köyün cıkışına doğru yola yürüyordu.Köyün cıkışında onu bekleyen sarı saclı yeşil gözlü bir kız vardı.Boğulu gözleriyle Dixiona bakıyordu.

"Xia bana böyle bakma.Köyden cıkamayabilirim"

Bu sarışın kızın adı Xia idi.Beyaz elbisesiyle Dixionu yolcu etmeye gelmişti.Kücük iken ormanda ceşitli bitkileri toplarken kaybolmuştu ve vahşi bir kurt ile karşılaşmıştı.Tam ölümü kabullenecegi sırada Dixion elindeki ağaç dalıyla Xianın önünde durmuştu ve kurdu kışkırtmaya calıştı.Kurt Dixiona kızıp ona saldırmaya geliyordu.Dixion kurdun saldırdıgını görünce ormanın derinliklerine doğru koşmaya başlamıştı.Xia Dixionun ne yapmaya calıştığını anlayıp kaçtı.Köyü bulduğunda çoktan gece olmuştu fakat Dixion köyde yoktu.Xia nın kalbi o anda şiddetli dalgalanmalar yaşıyordu.Onu kurtaran kahraman sadece onun içın ölmüştü.Xia o gece hiç uyuyamamıştı.Ertesi gün köyün girişinde her tarafı kanlarla kaplı bir çocuk belirdi.Vucudunun her tarafında kurt pencelerinin izleri vardı.O gün Xia Dixionu görünce kalbi sarsıldı ve gözleri boğulanarak ağlamaya başlamıştı.Kahramanı yaşıyordu.O günden beri Dixion 10 gün boyunca uykudaydı.Xia endişeli gözlerle Dixiona 10 gün boyunca bakmıştı.Dixion uyandığında ise mutlu hayatlarına geri dönmüşlerdi.

"Dixion yollara dikkat et çeşitli haydutlar saldırabilir."

Xia Dixiona sarıldı.Sarıldıktan sonra gecen her saniye Xiaya 10 sene gibi gelmişti.Xia boynundaki kırmızı dişi çıkardı ve Dixionun boynuna astı.Dixion gülümseyerek cevap verdi.

"Merak etme ben birisi için kurtlarla savaşmış insanım haydutlar bana ne yapabilir ki?"

Dixion köyden yavaşca cıktı ve ormanın icinde kayboldu.Xia Dixionun kayboluşunu izlerken yere yığıldı ve ağlamaya başladı.Hep söylemek istediği o iki kelimeyi söyleyememişti.

Kings of Revenge : BeginsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin