Yang Klanı -6

169 29 17
                                    

Dixion eğitmenin kulak yakan bağırışını duyduğu gibi arka sıralardan yavaşça sıyrılarak meydanın köşesindeki merdivenlere ağır adımlarla yürümeye başladı.Eğitmen Dixiona göz ucu ile baktıktan sonra kafasını öteki tarafa cevirip Dixionu beklemeye başladı.

Dixion sahneye çıktığında etraftaki uğultular ve konuşmalar birden durmuştu.Herkes gözlerini sahneye çıkan bu genç insanın arkasında asılı duran uzun kılıça ve onu saklayan simsiyah pelerine baktı.

"Şu pelerin aşırı derecede pahalı bilge gücü saklayan kılıf değil mi?"

"Evet öyle.Bu pelerinin 1 cm i en az 20 gümüş ediyor.Bu çocuk nereden geldi böyle?"

"Kesinlikle zengin bir ailenin çocuğu."

Dixion sahneye çıktığında kafasını hafifçe eğerek eğitmeni selamladı.Siyahlar içindeki eğitmen kafasını sallayarak devam etmesini emretti.Dixion sağ kolunun parmaklarını baş parmaklarında kenetleyerek havaya hızlı bir şekilde yumruk attı.Yumruk attığında diğerleri gibi havayı delen bir akım oluşmamıştı.Bu yumruk sanki bir bebeğin yumruğu gibi hafifti.Eğitmen yumruktan sonra kaşlarını hafifçe kaldırdı ve salonun sonuçu bekleyen sessizliğini kalın sesiyle bozdu.

"Numara 666.Bilge gücü yok."

Salondaki insanlar 2 saniyelik hafif bir sessizlik ardından kahkahalar ile birlikte gülmeye hatta bazı insanlar yerlere yatıp yumruklamaya başlamıştı.O kadar pahalı bir pelerinle meydana çıkan bu çocukta bilge gücü yoktu.Kim olsa buna gülerdi.Köşede duran ve 2.aşamaya geçen 3 kişinin bulunduğu bölgede ise sessizlik hakimdi.Luna az önce yüzünde duran gülümsemeler suratında silinmiş yerine şaşkınlık belirtisini bırakmıştı.Bunu gören Hanz Ren yüzündeki gülümsemeyi sildi ve şaşkınlıkla duran Lunaya döndü.

"Sorun nedir bayan Luna?"

"Hiç.Sadece bir tanıdığım."

"Bayan Lunanın bir arkadaşının bu kadar güçsüz olması inanılır gibi değil.Sanırım şimdiden yarışmadan çekilmesi daha hayırlı olacak."

"Evet sanırım öyle."

Hanz ın aşaladığı bu gençin kendi hayatını 2 kez kurtardığını söylese şuan Hanzın çenesi yere vuracak kadar acılacağını kim bilebilirdi ki? Yine de Luna bunu Hanza rezil olmamak için ağzını kapalı tuttu ve Hanz ile birlikte Dixionu aşağılamaya katıldı.

"Haha.Sanırım birisiyle karıştırmış olmalıyım.Benim böyle güçsüz insanlarla işim olmaz.Sizcede öyle değil mi bay Hanz."

"Evet tabii ki de haklısınız.Bu bebek kadar gücü olmayan bu çocuğun sizinle bir alakası olmamalı."

Dixion ise kahkahaları geldiği Luna tarafına baktı.Ona bakıpta birlikte aşağıladığı yakışıklı gençe gözlerinin ucu ile baktıktan sonra yüzünde hafif sırıtış belirtileri ortaya çıktı."Hehe.Demek gerçek kişiliği buymuş.Hayatını 2 kez kurtardığım insan bana yukarıdan bakıyor.Ne kadar da ilginç".Dixion eğitmeni yeniden selamladıktan sonra bembeyaz taşı avuçladı.Elementinin ne olduğunu Dixion da çok merak ediyordu.Ateş olursa daha iyi olacaktı fakat en azından herhangi bir elemente yatkınlığı olsa da yeterdi.Çünkü yatkınlığı ortaya çıkmazsa 2.aşamaya gecemeyecekti ve dedesini hayal kırıklığına uğratacaktı.

Dixion tam taşı sıktığı sırada etrafındaki her şey birden sessizliğe büründü.Bütün renklerin rengi grileşti ve hiçkimse hareket etmiyordu.Sanki zaman aniden durmuş gibiydi.Tam o sırada Dixionun boynunda asılı duran kıpkırmızı kurt dişi birden etrafa kırmızı ışıklar sacarak parlamaya başladı ve bu parlamanın ortasında Dixionun önünde bir cisim belirlendi.Bu cisim tam net olarak gözükmese de aradan gecen 2 dakikadan sonra cisim netleşmeye başladı.Bu cisim değildi.Bu kanlı canlı bir şekilde yerde duran ve boyu en az 150 cm i bulan kürkünün renkleri siyah ve beyaz ile birlikte karışmış kıpkırmızı dişli bir kurt vardı.Bu kıpkırmızı azı dişleri ağzından fışkırıyordu ama bu iki dişten biri kırılmıştı ve hırlayan bir sesle Dixiona bakıyordu.

Dixion ise anında değişen ortama şaşırmak ile kalmamış birden ortaya çıkan bu kurda da şaşırmıştı.Bu kurt her zaman onunlaydı.Sanki kendi bir parcasıymış gibi hissediyordu.Hırlamakta olan kurda baktı ve ellerini sakince kurdun başına koydu ve okşamaya başladı.Kurt ise hırlamasını durdurmuştu ama yine de sinirli kıpkırmızı gözlerle Dixiona bakıyordu.Kurt ağzını sert bir şekilde oynattı ve gür bir ses ile zamanın durmuş olduğu mekanda sessizliği bozdu.

"Başımı okşamaya calışan insan.Sanırım canına susadın."

"S-sen konuşabiliyor musun!?"

"İnsan.ilk defa konuşabilen bir yaratığa mı denk geldin?"

"Evet ilk defa görüyorum."

"İnsan fazla bir zamandır ortaya cıkmayı bekliyordum ama senden ödünç aldığım güç yeterli değil.Cisimleşmem için gereken gücü senden almam gerek.Ama sen bunu kendi başına başaramayacaksın gibi.Sana yardım edeceğim ama bunun karşılığında bilge gücünü Tanrıya ulaştırman gerek."

"T-tanrıya ulaştırmam mı!? Ama benim daha bilge gücüm bile yok!?"

"İnsan merak etme.Ben seni eğiteceğim ama bu bok dolu insanlarla birlikte eğitim yapmayacaksın.Hele elementini öğrendikleri an işin biter.Ben senin vucuduna girebiliyor isem elementin kesinlikle benimle aynı."

"Elementim de mi var? Ama ne elementi ve seninle aynı element mi? Ben hiçbir şey anlamadım!?

"İnsan uzun süre böyle cisimleşmiş sekilde kalamam.Ama sana söylüyorum en kısa sürede buradan ayrıl ve bu kırmızı dişe kendi kanını damlat.Ancak o zaman seninle zihinsel yolla konuşabilirim.Burada elementini ortaya çıkarma ve yarışmadan çekil"

"Bekle! Peki ya elementim ne!? En azından bunu söyle?"

"İNSAN SABRIMI ZORLAMA.KANINI DAMLATTIĞIN ZAMAN SÖYLEYECEĞIM CABUK ELİNİ O TAŞTAN ÇEK VE BURADAN AYRIL!"

"T-tamam.."

Beyaz ve siyah karışımlı kurt kıpkırmızı renklerle birlikte parlayarak giderek küçüldü ve yavaşça Dixionun boynunda asılı duran dişe döndü.Tam o anda etraf birden renklenmeye başladı ve renklendiği gibi insanlar normale döndü.Dixion ise o sırada ellerini çoktan taştan çekti.Eğitmen ise az önceki durumdan biraz şüphe ile kaşlarını hafifçe kaldırdı. "Hayal gücüm olmalı." Dixion ise başını saygı ile eğerek eğitmeni selamladı ve konuşmaya başladı.

"Saygıdeğer eğitmenim kusura bakmaz iseniz ben çekilmek istiyorum."

"Kararın bu ise seve seve.Numara 667 sahneye! "

Dixion ağır bir şekilde çıktığı sahneden koşarak indi ve yan gözlerle Lunaya ve yakışıklı gençe baktı.Siyaha yakın olan ela gözlerindeki intikam ateşiyle birlikte hızlıca salondan ayrıldı ve koşarak Yang klanından uzaklaşmaya başladı.

Şehrin merkezine gelen Dixion koşmayı bıraktı ve ağır adımlarla şehire girdiği batı kapısına bu sefer çıkmak için yürüdü.

Akşam vakitleri yaklaştığı sırada Dixion şehirden oldukça uzaklaşmıştı ve ormanın derinliklerinde cimlerin üstüne terle birlikte karışmış kıyafetleriyle oturdu.Hızlıca sol elinin baş parmağını ısırdı ve akan kırmızı kanını boynunda asılı duran kırmışı dişe damlattı.Kan dişe damladığı sırada kıpkırmızı ışık ormanı kısa bir süreliğine aydınlattı ve ardında giderek söndü.Dixion o sırada zihninden kurdu yoklamaya çalıştı.

"Heyyy.Orda mısın?"

"İnsan bağırma.Duyuyorum."

"Hey hey elementim nedir çok merak ediyorum."

"İnsan benim ile aynı dememiş miydim?"

"Senin elementini nereden bileyim?"

"İnsan.Soruya soru ile karşılık verme.Benim elementim ise ZAMAN."

Dixion : "..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kings of Revenge : BeginsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin