Değişik his.

272 4 1
                                    

Allahım, okulun ilk günü. Sema'yı çok özledim. Yabancıyım bu okula, öğretmenlere,öğrencilere. Heyecanlıyım nefes alış verişimi düzenleyemiyorum. Sınıfımı öğrenmek için ve Sema'yı görmek için can atıyorum. Kalabalık ortamları hiç sevmiyorum ve burada bir sürü insan var. İnsanlardan uzak bir yer arıyorum ama yok. Kapıda belirdi Sema. Tanrım nihayet tanıdık bir yüz. Okulun hastane koridorlarını andıran koridorlarında hangi sınıfta olduğumuzu bulmaya çalışıyoruz. Aynı sınıfta olmalıyız. Tanrım lütfen aynı sınıfta olalım. Kahretsin değiliz. Ben D sınıfındayım o da E. Sema'yla teneffüste buluşmak üzere ayrıldıktan sonra tahta sınıf kapısına doğru yöneldim. Okulun eski olması sebebiyle yıpranmış, öğrencilerin üzerlerini karaladığı sıralarda göz gezdiriyorum ve en arkada bir yerlerde yer arıyorum. Ah buldum hemen oraya oturmalıyım. Kimseye bakmadan direkt sırama yönelince etrafımdaki gözlerin beni meraklı gözlerle incelediğini hissedebiliyorum. Yerime oturunca etrafa göz gezdirebilme fırsatı buldum. Kızlardan hiçbirini tanımıyorum. Erkeklerden sadece bir kişiyi tanıyorum (eski dersaneden). Geçen sene yaşadığım olaydan sonra erkekler ilgimi çekmiyor. Onları sadece arkadaş olarak görüyorum. 1 yıldır kimseyi sevemiyorum. Sınıftakilere göz gezdirmeye devam ediyorum. Onlar hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyorum. Erkeklere şöyle bir baktığımda her zamanki gibi ilgimi çeken yok hepsi arkadaş. En önde oturan birisi dikkatimi çekiyor. Onu görünce değişik oluyor içim. Kimsede olmayan bir şey oluyor ve ben bunun nedenini bilmiyorum. Aklım almıyor anlam veremiyorum. Neden bugüne kadar kimsede olmayan bir his onu ilk gördüğüm anda oluyor? Bütün bunları düşünürken hocanın içeri girdiğini farketmemişim. Herkes gürültüyle ayağa kalkınca farkedebildim. Matematik öğretmeni olsa gerek. Arkamı döndüğümde eski sınıf arkadaşım, kardeşim kadar sevdiğim Cengizhan'ı farkettim. Bu zamana kadar farketmem gerekirdi. Beynimdeki düşünceler susmuyor. Tanrım ne oluyor bana. O çocuğu gördüğüm anda içimde oluşan o tuhaf his de ne? Bu his aşk değil, sevgi değil. Adını bile bilmiyorum diye düşünürken yoklama alınmaya başlanmış ve öğretmen "Metehan" dediğinde "Buradayım" demesi ile adını öğrenmiştim. İrkilmiştim, adı Metehan'dı.

Teneffüs olmuştu sonunda. 40 dakika boyunca susturamadığım düşüncelerim hala devam ediyordu. Sema'yla buluştuğumuzda ona bir şey söylemedim. Böyle bir şeyin olmasına imkan yoktu. 1 yıl boyunca kimseyi sevemedim ben. Hoşlandığım kişiler oldu ama sonra vazgeçtim onlardan. Hoşlandım ama sevemedim, aşık olamadım. Aşka kapalıydı kalbim. Ya da erkeklere kapanmıştı bütün kapılarım. Bu da öyle bir şey miydi acaba? Sadece küçük bir hoşlantı olup geçecek miydi? Şuan ona karşı bir hissim yok ama onu görünce daha önce hissetmediğim bir şey hissettim. Aşk değil bu, sevgi de değil. İlerde bu çocukla bir şey yaşayacağım belli. Bu kavga mı aşk mı bilemiyorum. Sınıfa geri geldiğimde kapının önünde durmuş bana bakıyordu. Bir süre izledim onu. Yukarı doğru olan kıvırcık saçları, yüzünde bulunan benleri, kahverengi gözleri ve esmer teniyle değişik geliyordu bana. Daha sonraları Mete'yle Sema'nın önceden tanıştıklarını ve samimi olduklarını öğrendim. Konuşuyorlardı hep. Ben sınıfımı değiştirmeye karar verdim çünkü matematik öğretmenimiz hiç iyi değildi. Ben B sınıfına geçince Sema D sınıfına geçti. Metehan o sınıfta ilgimi çeken tek kişiydi. Daha doğrusu okulda. Sema'yla okulun yakışıklılarına bakar ay çok yakışıklı derdik. Ama hiçbiri ilgimi çekmiyordu. İlk başlarda yok olmaz, sevgili olmayız biz derdim. Zaman geçtikçe acaba mı olur mu demeye başladım. Daha sonra gerçekten aşık oldum ona. 1 yıl boyunca sevememiştim kimseyi ama bu çocuğa tutulmuştum işte. O beni sevmiyordu ama. Konuşuyoruz, mesajlaşıyoruz. O da çok sevmiş birini hemde çok sevmiş. Kız terkedip gitmiş Mete'yi. Çok acı çekmiş. Anlatınca bunları bana yıkıldım ben. Beni sevmiyordu, arkadaşı olarak görüyordu ve bu bana acı veriyordu.

Sema'dan öğrendim kızın adını, Yağmur. Hemen baktım kim olduğuna. Gerçekten çok güzel kız. Onu görünce tamamen umudu kestim çünkü ben güzel bir kız değilim. Sema da anlamıştı Mete'yi sevdiğimi. Moralim bozuk bir şekilde okulda otururdum hep. Sema sormaya başlayınca ismini vermeden bahsettim ona. O da Mete dedi direk. Bunlar olurken okul kursları başlamıştı. Hafta içi dersten sonraydı. Hava kararıncaya kadar okulda oluyorduk yani. Mete, Sema,ben ve bir kaç dost aynı sınıftaydık. Montumu giyer kafamı masanın üzerine koyar uyurdum, daha doğrusu uyumuş gibi yapıp ağlardım. He bu arada kağıt yazıyorum ben. Yani kendimi kötü hissettiğimde içimi dökmek için yazarım hep. Bir kağıt yazdım yine. Sema'ya verdim okuması için. Dersleri bedendi, okuyup Mete'ye vermiş kağıdı. Mete okuyup gülmüş ve "Bunu Melisa mı yazdı?" demiş. Sema evPoet diyince cebine koyup "Bende kalsın." demiş. Sema anlatınca çok mutlu oldum.

Ölü Kent Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin