4.bölüm-dağ evi

58 7 0
                                    


İyi okumalar


'' hamileyim...''

Sinirle bağırmaya başladım. '' bana iftira atmak ha? Kim bilir hangi adamın çocuğudur. Defol git buradan! '' onu iteklediğimde tökezlemişti. Bana dönüp '' Adnan yapma lütfen senden başka kimsenin bana dokunmasına izin vermedim. Bana sadece sen dokunabilirsin, ben sadece sana aittim. '' artık ne yapacağım bilmiyordum kulaklarım uğulduyordu. aysunu orada bırakıp şirketten çıktım. Arabanın yanına geldiğimde sinirden arabanın tekerine tekme atmaya başladım. arabaya binip hızlıca sürmeye başladım. Ya doğruysa ya o orospunun çocuğu benimse ne yapacaktım? Hırsla elimi arabanın direksiyonuna vurmaya başladım. '' Allah kahretsin!, kahretsin!! '' arabayı uçurumun yanına sürmeye başladım. Geldiğimde arabanda indim ve bagajdan bir tane içki şişesi aldım. Arabanın burnuna yaslanarak telefonumu çıkardım ve buseyi aradım '' benim acil bir işim çıktı. Toplantıları iptal et. meleğede hiçbir şey söyleme. Hiçbir seyden haberi olmicak olursa eğer, yakarım seni buse '' sesim korkutucu çıkıyordu buse de korkmuş olacak ki sesi titriyordu '' tamam Adnan bey '' dediğinde telefonu hemen kapadım. Sonra ali'ye de işimin çıktığını msj olarak attım. Buseyle sadece şirkete görüşüyorduk segreterim olduğu için ne zaman geldiğim, gitiğim, ne yaptığımı biliyordu. Melekte buseyi arayıp beni sorardı busede her seyi anlatmak zorunda kalıyordu. Şirketten çıktığımda ne kadar sinirli olduğumu, aysunun geldiğini de görmüştü eğer söyleme dediysen söylemezdi o yüzden buseye her zaman güvenirdim.

Uçurumdaki hafif rüzgar, dalgaların hırçın sesi beni rahatlatıyordu. Tüm İstanbul ayaklarımın altındaydı ama hiç ses kirliliği yoktu. Manzaranın güzeliği ve huzur veren sessizlik beni rahatlatıyordu.

güneş yavaş yavaş batmaya başlıyordu. Bu saatlerde manzara çok güzel oluyordu. Güneş tüm ihtişamıyla batıyordu, güneş batığında etrafa yaydığı turuncu renk denizin üstünden çok güzel görünüyordu. Eşsiz bir manzaraydı.eve gitme zamanı geldiğini biliyordum ama meleğe bu ihaneti yapmışken yüzüne nasıl bakardım, nasıl dokunurdum.hiçbir şeyden haberi olmadan.aysun benden hamileydi, ne yapacaktım şimdi eğer hamile olmasaydı gözümü kırpmadan onu öldürürdüm ama hamileydi ve karnındaki çocuğun hiçbir günahı yoktu. Hiçbir şeyden haberi olmayan doğmamış bebeği nasıl öldürürüm. Bebeğe bu kötülüğü yapamazdım, bu vicdan azabını çekemezdim. Eğer melek bunu öğrenirse beni asla affetmicekti. Kafam o kadar karışıktı ki yüksek sesle bağırdım '' meleğim, özür dilerim!!!!! ''

********

Eve geldiğimde direk salona geçtim. Melek beni gördüğünde yüzü düşmüştü. Yanıma yaklaşıp ellerini her iki yanağıma koyup '' bir sorun mu var? Aradım ama telefonun kapalıydı.'' dediğinde benim için endişelendiğini anladım. Buseyle konuştuktan sonra telefonu kapatmıştım hiç bozuntuya vermeden cebimdeki telefonu çıkardım '' bugün şirket'te çok yoruldum. Telefonun şarjı da kalmamış farkında değilim. '' dedim.konuşmasına izin vermeden '' çok yorgunum duş alıp uyicam. '' dediğimde '' yemek yemiyecek misin? '' dedi. '' aç değilim '' odaya gidecekken kolumdan tutup durdurdu beni, yüzünde şüphe ve korku vardı.'' Adnan gerçekten bir sorun olmadığına emin misin? Kötü görünüyorsun '' yanına yaklaşıp dudaklarına buse kondurdum '' sadece yorgunum duş alıp uyusam kendime geliri. '' onu salonda bırakıp odama çıkmaya başladım. Buse ona bir şey mi söyledi acabab bu kadar üsteledi. Odadaki banyoya gittiğimde aynadaki yansımama baktığımda meleğin neden böyle üstelediğini anladım. Dağılmış saçlarım, yorgunluktan düşmüş gözlerim ve mutsuz ruh halim. Gerçekten berbat görünüyordum. Hemen kendimi duşa attım. arınmaya ihtiyacım vardı. Suyu ılıklaştırdım. Suyun altına girip gözlerimi kapadım hiçbir şey düşünmemeye çalıştım ama birden aklıma dank eden şeyle gözlerimi açtım. Ben şirketen çıktığımda buseyi orada bırakmıştım şimdi nerede kalıyordu bu nalet kız. Hemen banyodan çıkıp oda geçtim dolaptan lacivert pijama takımını çıkarıp giyindim ve yatağın üstündeki telefonumu alıp aysunu numarısını değiştirmemiş olmasını diledim eğer değiştirmiş olsaydı bulmam zor olmazdı ama onun için hiç uğraşmak istemiyordum, aysunu aradım ve hala eski numarasını kullanıyordu birkaç kez çaldıktan sonra açtı '' alo Adnan'' dediğinde hemen lafa girdim '' nerdesin sen? Nerede kalıyorsun? '' dediğimde kıkırdadığını duyduğumda beni yine sinirlendirmeyi başarmıştı '' merak etme bende çocuğumuzda gayet iyi, şimdi bir otelde kalıyorum. '' dediğinde sert sesimle '' bir yere kaybolma seni aradığmda bu işi konuşacağız. '' hemen mutlulukla '' aramanı bekliyorum. '' dedi ve telefonu kapatım. daha erkdi ama düşünmemek için uyumak en iyisiydi. Uykuyu hep bir koruma kalkanı olarak kullanılır. Hasta birinin uyutularak iyleşmesini hızlandırmak gibi benimde iyleşmem için uykuya ihtiyacım vardı. Yatağa girdim ve hiçbir şey düşünmemeye çalışarak uyumaya çalıştım.

Uçurumun Kıyısındaki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin