Saat ilerlemişti. Sessizce eve girip Ecenin odasına girdim. Çoktan uyumuştu bile. Acıkmıştım mutfağa inip bisiler atıştırdım. Yorgundum sabah şirkete gideceğim için yattım. Fakat uyumuyordum tavana bakıp o kızı düşünüyordum. Acaba annesi onu neden kovmuştu evden? Aklımdan çıkmıyordu. İlk defa. İlk defa kalbim varmış gibi hissediyordum. Düşünürken uyuya kalmışım.
Sabahın erken saatlerinde Ece'nin sesiyle uyandım.." Abiii hadi kalk kahvaltı hazırladım parmaklarını yiceksinn"
" Ne bağrıyorsun sabah sabah Ece düzgün bir işin olmaz mı senin?"
" Söylenmede kalk geç kalıcaz yoksa. "
Ece'nin mikrofon yutmuş sesi ile uyandıktan sonra duş alıp dolaptan spor bisiler giyip aşağıya indim. Ece kahvaltıya çoktan başlamıştı. Tebessüm ile ona baktım. Hiç değişmemişti her zaman çocuk gibiydi..
" Abi? Neye bakıyorsun? Davetiye mi getireyim yani gelsene"
Ece ile kahvaltı yaptıktan sonra onu okula bıraktım, bende şirkete birkaç iş için gittim.
Saat öğlene geliyordu. İşlerimi bitirmek üzereyken amcam aradı beraber öğlen yemeği yemek istedi. Bende kabul ettim. Herzaman gittiğimiz cafeye gittim. Amcam yemekleri söylemişti bile.
Sessiz bir öğle yemeği ardından amcam:" Ee Rüzgar işler nasıl gidiyor?"
" Bi şekilde idare ediyorum. Fakat bu işi sevmiyorum."
Amcam tebessümle güldü." Baban çok severdi.. Böyle söylediğini duysa.."
Dedi ve güldü. Babamı her hatırlamamda ölümü geliyordu gözüme.
" Bunları kim yaptı? Neden annemi ve babamı öldürdüler amca?!"
Amcam daldı gibi oldu, bana baktı.
" Ben fazla bilmiyorum fakat baban kötü bir olaya bulaştı. Olaydan çıkmaya çalışırken daha da berbat etti herşeyi."
" Ne olayı?"
Amcam bilmiyorum diyordu fakat sanki herşeyi bilir gibiydi. Düşünerek yanıtlıyordu.
" Baban kumar oynamıştı. Annende yanında durmuştu galiba Sonra olaylar felan işte bilmiyorum."
" Onlara bunu yapanı bulacağım amca. Ve onu öldüreceğim. Kendime söz verdim. Annem ve babamın kanı yerde kalmayacak!"
" Rüzgar kaç defa uyardım seni? Uzak dur bu işlerden. Ece duysa nasıl üzülur."
" Ece öğrenmez sen merak etme."
Öğle yemeğinden sonra çıkmıştım. İşler erken bitmişti. Yapacak bisey yoktu tam o sırada dünkü kızı hatırladım. Arabaya binip kızı bıraktığım otele gittim. Nasıl olduğunu sorucaktım. İçeri girip onu tarif ettim. İsmini bilmiyorum çünkü. Orda çalışan genç erkenden çıktığını söyledi. Beklemeye basladım.
Birkaç saat sonra, hava pembe kırmızı gibi bisey güneş batarken onu gördüm. Oda beni gorünce gülümseyip bana doğru yürümeye basladı. Çok güzel gülüyordu. Yanıma gelince ne diyeceğimi bilemeden
" Nasılsın diye merak ettim. Dün kötü gözüküyordun iyi misin?"
Kız bana bakıp güldü.
" Evet teşekkürler bugün daha iyiyim. Dün için tekrar saol "
" Rica ederim.. Bu arada ben Rüzgar."
" Mira memnun oldum "
" Bisiler içmeye gidelimmi cafeye?"
Bu soru üzerine gülümseyerek olur anlamında kafasını salladı. Cafeye gelip oturduk o meyve suyu bende soda istedim. İçecekler geldikten sonra sohbette basladı.
" Ee Mira hayatın nasıl? Okuyormusun?"
Mira başını eğdi.
" Malesef. Hayatım karmakarışık bu durumda okumam için para gerek ve iş bulmak zor."
Ne tesadüf diye düşündüm benimde hayatım karışıktı.
" Mira eğer üzülmezsen bisi sorucaktım. Dün sorduğumda ağlayacak gibi oldun. Fakat bana anlatabilirsin benimde hayatım karışık. Birbirimize sırdaş oluruz hem"
" Senin hayatın neden karışık?"
" Ben küçükken bir adam annemi ve babamı öldürdü."
Mira üzgün üzgün bana baktı." B-ben özür dilerim hatırlattım galiba. Benim yüzümden üzüldün."
" Sorun deil. Alıştım artık."
Aslında alışmamıştım. İçim içimi yiyordu. Tam o sırada Mira konusmaya basladı." Ben küçükken annem ve babam ayrıldı. Mahkemede beni babama verdiler. Fakat babamla fazla anlaşamıyorduk. Çok geçmeden babam baska bir kadınla evlendi.
Kadının benden bir yaş büyük bi oğlu vardı. Üvey kardesim. Ailemden hickimseyi sevmiyordum. Uvey annem surekli beni kötüleyip babama yalanlar uyduruyordu. Ve çok geçmeden uvey kardesim."Mira'nın gozleri doldu. Ağlayacaktı neredeyse. Onu bu kadar üzüp yıpratan neydi ki?
.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM
Teen FictionGecenin karanlığı.Etrafta kimse yok Sadece ben ve yanan ışıklar..