Bölüm 6: Brothers Don't Rape Sisters

293 20 13
                                    

  Sert ve tehditkâr adımlarla iki patron olduğunu tahmin ettiğim adamların yanına gittim. Celine’in ekibi sessiz tehdit şeklinde arkada bekliyorlardı ancak Celine beni takip ederek adamlara yanaştı. O da yanımdaki tehdit olacaktı. Adamların arasındaki boşlukta ikisine de bakacak şekilde döndüm. Celine de karşımda aynı şeyi yaptı. Adamlar önce bana, sonra sağ koluma ve sonra tekrar bana baktılar ve ben de takılı kalmaya karar verdiler.

  Tehditkâr bir gülümsemeyle dudağımın tek tarafı kıvrıldı. Yavaşça bordo rujla belirginleşmiş dudaklarımı araladım. “İyi akşamlar, beyler,” İkisi de bana garipseyerek baktı. “Beni tanımıyor olamazsınız!” dedim. “Gangster Kraliçe’yi herkes tanır. Değil mi, Celine?”

  “Elbette, patron.” dedi Celine. İri bir kadın kas yapıp da onları şişirince ne kadar korkunç görünüyor merak ederseniz bir ara Celine’i ziyarete gelin. Boyu 1.85’e yakındı ve kocaman bir tehditti. Ona bakıp ifadesiz ve ciddi yüzünü gördüğünüzde uzaklaşma isteği uyandırıyordu.

  “Gangster Kraliçe de kim?” derken adamın sesindeki İspanyol aksanı o kadar keskindi ki, ince sesiyle birleşince kulaklarımı tırmaladı. Konuşan adama, soluma döndüm ve burnumdan üfledim.

  “Santa Monica’nın sahibi ve birazdan sizin kıçınızı tekmeleyecek kadın,” dedim dudak büzerek. Rus aksanımı iyice bastırmıştım yine.

  “Kim dedin?” dedi diğer adam. Burnumu erkeksi bir tavırla çekerek ona baktım ve sonra Celine’e baktım. Benden saldırı işareti beklercesine kasları seğiriyordu. İşareti verdiğim anda adamların kafalarını bir birine geçirmek ister gibi parmakları kımıldıyordu.

  Onu fazla bekletmek istemiyordum. “Siz, dâhiler,” diye mırıldandım sadist bir kıkırdamayla. “hem Gangster Kraliçe’yi tanımıyor, hem de onun arkasından iş mi çeviriyorsunuz? Bu yüksek seviyedeki IQ’larınızla şeytanlara örnek olmaya gitmelisiniz diyorum.”

  Celine göz kırptım ve ellerimizi tam bir kovboy hızıyla –aynı anda- bellerimizdeki silaha götürüp çıkardık. Adamlar daha ne olduğunu anlayamadan şakaklarından kurşunları yemişlerdi. Bunun üzerine öyle bir hızlı yere eğilip kurşunlardan kaçmaya başladık ki bir saniye geç kalsaydık çekil yeleklerimize rağmen delik deşik olurduk.

  Yatay bir şekilde biraz yuvarlandıktan sonra sırt üstü kalıp bize ateş açan adamlara kurşun sıkmaya başladık. Birini kalbinden, bir diğerini boynundan, bir diğerini alnından ve sonuncuyu da hem bacağından, hem de midesinden vurdum. Sonrasında çatışma bitmişti.

  Celine yerden kalktıktan sonra kalkmama yardım etti. Ayağa dikildiğimde silahımı belime geri soktum, üzerimdeki kumları hızla çırptım ve saçlarımı düzelttim. Daha sonra arkama dönüp adamlarıma göz gezdirdim. Celine hızlı bir kontrolden sonra zararı bildirdi ve en yakın hastaneden 9 ambulans istedi. 7 ağır yaralı olmakla birlikte 13 yaralı adamım vardı. Ki 30 kişilik bir grupta bu sayı yeterince iyiydi.

  Helen’a eve dönmesi için talimat verdikten sonra, “Ambulanslar geldiğinde adamlarınla beraber de gidebilirsin, eve de dönebilirsin,” dedim Celine’e. İkimiz de yaralanmamıştık. Serseriler bu sefer ciddi manada işe yaramıştı. “Ben eve dönüyorum.” Başını her zamanki hareketiyle eğdi.

  “Adamlarımı kontrol etsem iyi olacak.” dedi. “En iyilerden birinin de küçük bir yarası var.”

  Başımı salladım. “Barbara’yla haberleş de, bu uyuşturucuları kontrol etmeye gelsin. Eğer iyiyse paralarla birlikte alsın.” Celine yeniden başını salladı ve ambulanslara ilerlerken çoktan telefon açmıştı bile.

  Ben de limuzinime bindim. Şoförüm harekete geçtiğinde de beni çatışmanın gerginliğinde ter içinde bırakan ceketimi çıkarıp yanıma koydum. Gömleğimin kullarını kıvırdım ve düğmelerini açtım. Başımı geriye yaslamadan hemen önce silahımı da belimden çıkarmıştım. Arabada sessizce çalan gangster müziğini dinlemeye başladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bad Girls Don't CryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin