4. Bölüm

65 8 2
                                    

Mercan'ın aklından babasının sözleri çıkmıyordu. Ne yapmalıydı? Babasını aramalımıydı yoksa o günü yaşanmamış gibi unutmalımıydı? Hayır bunu yapamazdı. 4 yıl boyunca hasretiyle yanıp tutuştuğu babasını görmezden gelemezdi. Onu bulmalıydı. Ama bulduğunda neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Buğra beyin zamanı gittikçe azalıyordu. Yokluktan günlerce bir şey yiyememiş , zar zor geçinmiş bazen sokak köşelerinde bayılıp kalmış. Ama mercan bunların hiçbirini bilmiyordu. Buğra bey biricik kızına haber vermeden ortadan yok olamazdı. Kızına her şeyi anlatmalıydı ama bunu yüz yüze yapamazdı. Eğer tekrardan mercanla yüz yüze gelirse sonsuzluğa gideceğini söyleyemezdi. Ona bir mektup yazmaya karar verdi. Bu onun için çok zor olacaktı. Çünkü hayat yıldızının emanetine veda mektubu olacaktı. İçi kan ağlıyor , her gün kurtulmak istediği bu dünyadan ilk defa göçmek istemiyordu...
"Mavişim , yıldızım , tek varlığım..Özlemim seni kucağıma bırakıp gittiği zaman kendimi çok çaresiz hissetmiştim. O an 9 ay boyunca heyecanla beklediğim kızım kucağımdaydı ama ömrümün yarısı artık yoktu. Benim tek tesellim daima sen oldun. Ben sana hep sanki annen karşımdaymış gibi baktım. Özlemin ölümünden sonra artık yaşamam için tek sebebim sendin. Sen 15 yaşına basmışken benim işlerim gittikçe kötüye gidiyordu. Bazen günlerce cebime para girmiyordu. İşten her döndüğümde komşuların kapımın önüne koyduğu yemekleri görürdüm. Oturur saatlerce ağlardım. Sen artık genç kız oluyordun. İhtiyaçların artıyordu ve ben sana en ufak yardımda bile bulunamıyordum. Komşuların kapıya koyduğu yemeklerle nereye kadar yaşayabilirdik. Senin iyiliğini düşünmekten başka şansım yoktu. Sana benden çok daha iyi bakacak birini bulmam gerekiyordu. Seni gençliğinin baharında kendimle sürüklemeye hakkım yoktu güzel gözlüm.Başka çarem yoktu.Seni o yurda bıraktıktan sonra çok sorunlar yaşadım Artık kapımıza gelen bir tabak yemek bile yoktu. İşsizdim , çaresizdim , özlüyordum. Bir gün gözlerimi açtığımda kolumda takılı olan serumu gördüm. Başımda üç tane doktor iki tane de hemşire bana bakıyordu. O an anlamıştım bir şey olduğunu. Doktor beslenmeme dikkat etmemi hâla kurtulma şansım olduğunu söylüyordu. Ama cebimde hiç para yoktu. Zar zor geçiniyordum. Bu durum da sağlığımı düşünemezdim. Ta ki bir kaç kez daha sokak ortasında bayılana dek. Artık bedenim pes etmişti. Çok az bir zamanım kalmıştı. Senle karşılaştığımızda gitmek istedim çünkü hazır benim yokluğuma alısmışken tekrar hayatını yok edemezdim. Beni affet mavişim. Beni çok sev. Beni kötü bilme. Ben her şeyi senin iyiliğin için yaptım.Ve işte şimdi gidiyorum.Gökyüzünde ki yerimi almaya gidiyorum. Özlemime gidiyorum. Senden tek bir isteğim var. Beni kötü bilme ve seni her zaman çok sevdiğimi sakın ama sakın unutma. Seni seviyorum mavi dünyam. Gözlerinde ki mavi yerimi alma zamanı geldi artık. Allah'a emanet ol.."

Sevgili okurlarım uzun bir süredir yazmıyordum çok zor anlar geçirdim ve bu pskoloji kitabıma zarar verebilirdi. O yüzden bir süre yok oldum ortadan. Ama şimdi buradayıımm destekleriniz için teşekkür ederim

Benim Küçük Mavi DünyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin