Beş Eşittir Sıfır

831 36 12
                                    

Bu benim için son noktaydı. Ben iki gündür 5 tane kalpsiz pislikle arkadaştım.

"Hey Issy, Zayn bugün yok isters" Liam gözlerini büyüterek ses tonunu indirdi ve cümlesini bitirmeden sustu.

Bu sırada Troy kafasını onların olduğu tarafa doğru çevirdi. Bunların derdi ne kendi aralarında yaşanan bir şey için beni Troy'dan uzaklaştıramazlar.

"Hayır gelmeyeceğim. Troy'la oturuyorum. Sizi onunla tanıştırırsım ama siz onu zaten tanıyormuşsunuz yani hiç gerek yok." Hızlıca önüme döndüm.

"Sen onları kafana takma Troy. Özellikle de Zayn'i. Onların seni üzmesine izin verme." Troy sevimlice sırıttı. Ay yerim bu çocuğu.

Servis yola çıkmıştı. Biz yine her zamanki gibi Troy ile sessiz kalmıştık. Pencereden dışarıyı izlerken gözüme çok da yabancı gelmeyen bir şey takıldı. Tabiki de yabancı gelmez çünkü bu Zayn'den başkası değildi. O sıska, uzun bacakları nerede görsem tanırım.

Niye burada değil? Neden tek başına yürüyor? Neden suratı asık? Evet bunlar günün soruları. Hepsi de cevapsız bir köşede cevaplanmayı bekliyor.

Belki de Troy ile karşılaşmamak içindir. Ama neden öyle olsun ki sonuçta burda acımasız ve kötü olan kendisi. Bu çocuk neden bu kadar ulaşılmaz anlayamıyorum.

Onu incelerken oda beni görmüş olmalıydı ki yerinde sabit bir şekilde durdu ve 1 saniye de olsa beni süzdü. Benim yaptığım tek şey ise orta parmağımı ona doğru kaldırmak oldu. Zaten aramızdaki bu isimlendiremediğim şey 2 saniye de gerçekleşmişti.

Troy bunu görmüş olucaktı ki kahkasını daha fazla tutamadı ve sesli bir şekilde gamzeleriyle güldü. Zayn ise olduğu yer de takılıp kalmış ve kaşlarını çatmıştı.

Ne düşündüğü umrumda değil. İster kızsın, ister ağzına geleni söylesin. Bu sefer aynı şeyler olmayacak.

"Ee Troy daha sonra neler oldu?"

Bebek mavisi renginde gözlerini bana çevirdi. Tanrım her küçük hareketi içimde tek tek havai fişeklerin patlamasına neden oluyordu.

"Sevdiğim kız, yani Madison, Jenny ile yakın arkadaştı. Bende zaten onu ilk defa kız kardeşim ile birlikte gördüm. Onunla tanıştım ve çok yakın bir zamanda anladım ki onu seviyordum. Onunla tanıştım ve yakın zamanda da iyi arkadaş olmuştuk. Zayn ve çocuklar ise bana onula konuşmam ve ilişkimi ilerletmem için yardım ediyorlardı. Birgün onun evine gittim ve Zayn ile onun öpüştüğünü gördüm. Gözlerime inanamadım. Çünkü Zayn benim dostumdu. Gidip ona bağırmaya başladım. Aramızdaki konuşma git gide arttı ve Zayn bana defalarca yumruk attı. İnanabiliyor musun bebeklik arkadaşım beni aylarca komaya soktu." Kafasını salladı.

Donup kaldım. Ne diyebilirdim ki? Mal gibi oturup "Her şey yoluna girecek." mi demeliydim? İkimizde sustuk. Ne benim soracak bir sorum ne de onun anlatacağı bir olay kalmıştı.

Zayn'nin bana söyledikleri, verdiği özürler, yakın davranması her şey bir uydurmaydı. O insanlara yakın davranan, ardından kafasına esince onları yarı yolda bırakan sahte "dost"'tu. Kendime de kızıyorum onu nasıl bu kadar kolay affettim, nasıl aramızı hemencecik yoluna koyduk? Bundan sonra o 5'i benim için bitti.

Evimin önüne geldiğimde yerimden yavaşça kalktım ve Troy'un omzunu kavradım.
"Merak etme her şey gayet iyi." Gülümsedi.

Servisten indikten sonra 4'üyle konuşmamak hatta yüz yüze gelmemek için büyük çaba sarf ettim. Ama lanet olsun ki benden daha hızlıydılar.

"Issy." Harry omzuma dokundu.

"Ne var Harry?" Adını vurgulayarak söyledim.

"Sana ne anlattı o göt?" Louis yumruğunu sıktı.

"Hey Louis sakin olur musun?" Liam saçını karıştırdı.

"İyi. Issy, sana ne anlattı acaba bana lütfedip anlatmak ister misin? Şimdi oldu mu Liam?" Burnundan soludu.

Bu kadar olayın üzerine daha hala nasıl bana gelip hesap sorabilirler?

"Anlattıkları önemli değil. Asıl önemli olan sizinle neden tanıştığım. Hayatımda yaptığım en büyük hataydı. Ama en azından uzun sürmeden bitti. Al, lütfettim Louis." Karşılarında eğilerek referans yaptım.

Göt beyinliler.

Ben eve hızlı adımlarla yürürken Liam arkamdan bağırdı.

"Issy, Troy sana ne söylüyorsa her şeyi kafasından uyduruyor. Ona inanma. Hadi ama. Bu mudur?"

Bugün yapmayı en çok sevdiğim hareketi yineledim. Yüzümü onlara dönmeden sağ orta parmağımı havaya kaldırdım ve yürümeye devam ettim. O dakikadan sonra hiçbir ses çıkmadı. 2 dakika önce sesimizin yankılandığı sokakta şimdi yalnızca kedilerin küçük patilerinin seslerinden başka bir şey duyulmuyordu.

Büyük bir nefretle ayaklarımı yere pat pat vura vura evin bahçesine girdim.

Kapıyı açmaya hazırlanırken omzumda soğuk bir el hissettim. Ardından kendimi sertçe duvara ittirilmiş ve yapışmış bir şekilde buldum. Hareket edemiyordum çünkü bir çift el sıkıca beni tutuyordu.

Lanet olsun.



Herkese selaaaam :D ay bu bölümü yazarken gerçekten canım çıktı. Çok zorlandım. Çünkü ben genel olarak Issy kadar inatçı ve sinir bozucu olmadım. Yemin ediyorum Issy'yi bi denize atıp boğmak istiyorum. Uyuz oldum :D ama üzgünüm kurgu böyle :D inşallah uzunluğu bu sefer iyi olmuştur. Çünkü bölümlerin uzunluğu hakkında bi eleştiri aldım ve düzeltmeye çalıştım. Lütfen oylarınızı ve güzel yorumlarınızı eksik etmeyin benden lütfeen :) herkese iyi okumalaar <3

More Than 5 Friends (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin