Tren İstasyonu

662 35 23
                                    

Koyduğum şarkıyla dinleyebilirsiniz <3 İyi okumalaar :)

Küçük bi çocuğun elma şekerindeki kurdu sevdiği gibi seviyorum seni.. iğrenerek ve masumca.. çünkü o çocuk kurda aldırmadan sahip olur şekere.. sonunda ne kadar hayal kırıklığına uğrasa da bırakmaz ya işte o misal..

Dostum yine ne halt yedin?" Louis sıkıntılı bir şekilde soludu.

"Troy'un yanına gittim." Liam oturduğu yerden kalktı ve sandalyenin kenarına elini yumruk yaparak güçlüce geçirdi. "Bunu daha önce konuşmuştuk Zayn. Sen bir daha ona aynı şeyleri yaşatmayacaktın? Biz senin onunla konuşmaman gerketiğini anlatmaya çalışırken sen, onun evine gidiyorsun. Tanrım." Kollarını havaya kaldırdı ve başının üstüne yerleştirdi.

Halbuki önyargılı davranıyordu. Neler olduğuna dair en ufak fikri yoktu. Hepsi anlamsızca sıratımı inceliyordu.

"Telefonunu versene Zayn. Şu videoyu izleyeceğim. Madem Jen sana gönderdi izlemek lazım. Bakalım Issy verdiği tepkisinde haklı mıydı?" Oflaya puflaya zorla da olsa cebimden telefonumu çıkardım ve meraktan neredeyse yerinde duramayan Harry'ye uzattım. Büyük bir merakla Harry videoyu başlatmıştı. Bununla birlikte diğerleri de Harry'nin başına toplanmış, nefeslerini tutmuş izliyorlardı.

Buzdolabına ilerledim ve bir kola aldım. Ardından elimi tezgaha dayayarak onların verdiği tepkileri izlemeye başladım.

"Aslında birbirlerine yakışıyorlar." Dedi Harry

"Saçmalama o kız hayatında görüp görebileceğin en salak kız." Liam, Harry'nin kafasına vurdu.

"Fikrimizi de mi söyleyemeyeceğiz ya?"

O kadar eğlenceliydi ki onları böyle oturduğum yerden izlemek. Büyük mutluluk içerisindeydim doğrusu.

İlerleyen zamanlarda 4'ünün de ağızları kocaman açılmıştı belli ki öpüşme sahnemiz gelmişti. İnkar edemezdim o an midem de kelebekler uçuşuyordu. Başka bir yerdeydim sanki. Yalnızca Jen ve bendim. Ayrı ayrı değildik, biz tek bir bedendik. Ardından sabah kalktım ve her şeyin bir yalan ve hayal ürününden olduğunu gördüm çünkü ben dün gece kör kütük sarhoştum. Yani birisi gelip adımı sorsa zar zor söylerdim, bundan emindim. Başka bir şeyden de emindim, hemde hiç olmadığım kadar.

Onu düşündüm. Yüzüme anında bir tebessüm yerleşti. Tıpkı küçük bir çocuk gibi sevindim. Utandığında kızaran yanakları şimdi aynı şekilde benim yanaklarıma yerleşmişti. Sinirlendiğinde daha da güzel olan bir başka kız daha tanımıyorum ben ya. Artık her dakika ve saniye ona o öpücüğün yalan olduğunu, benim için hiçbir şey ifade etmediğini söylediğimi düşündükçe çıldırasım geliyordu. Kendi suratıma yumruk atmak istiyordum. Oysa ki her şey gerçekti. Her şeyi çok fazlaca istediğim için yapmıştım. Onun için yapmıştım. Benim olmasını istiyordum. Yalnızca benim. Benimle kahkaha atmasını, benimle salya sümük ağlamasını, benimle tıka basa yemek yemesini istiyordum.

Tren raydan çıkıp, perondan çok uzaklara gitmiş olabilir Zayn.

İlk defa iç sesim benimle aynı duyguları paylaşıyordu. Kendi kendime olumlu bir şekilde kafa salladım. Çok geç olmuş olabilirdi. Louis yanıma geldi ve telefonumu uzattı.

"Lütfen bu videoyu derhal yok et. Midemi kaldırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor." Kahkaha atarak uzattığı telefonu elinden aldım ve sil düğmesine basarak sildim. Bu sadece tuşa bastım silindi demek değildi. Bu ben artık saçmasapan geçmişimi yok ettim demekti.

"Sen neden sırıtıyorsun Malik." Liam sinsi bir bakış attı.

"Emin değilim dostum." Onunla dalga geçtiğimi sandı ve gözlerini devirdi. Oysa hayatım boyunca hiç bu kadar kararlı olduğumu hatırlamıyorum. Niall elinde bir bardak limonata ile yanıma yaklaştı.

"Dostum iğrençti. Sanki bir domuzla öpüşüyor gibiydin." Kusuyormuşcasına ağzını araladı. Bunu söylemesi gözlerimden yaşların gelmesine yol açmıştı.

"Haklısın Niall. İnan bir daha olmayacak." Niall durakladı.

"Domuzları sevdiğini sanardım." Omuz silktim.

"Artık değil." Kulağıma doğru eğildi ve diğerlerinin duymaması için fısıldadı.

"Yeni 'şanslı' kuş kim öyleyse?" Aynı şekilde bende ona fısıldadım.

"Bir mesele vardı hatırlıyor musun?" Kafasını olumlu bir biçimde salladı. "Bu sefer bu konuda ciddiyim Niall. Onu gerçekten seviyorum. Çok klasik bu laflar farkındayım. Kim bilir daha önce kaç kez bu sözleri başka kızlar için söylemişimdir. Ama şimdi kafama dank etti dostum. Onların hepsi gelip geçiciydi. Bu kesinlikle kalıcı. O benim yıllar önce yok olan diğer yarım parçam. O olmadan ben eksiğim." Elini omzuma doladı.

"Doğru yolu bulacağını biliyordum ela gözlü."

"Hey sen bunu nerden-"

"Jen video da söyledi. Artık benden kurtulamazsın Malik bunu bir kere duydum ve hiçte unutmaya niyetim yok." Kıkırdadı.

"Ben odama çıkıyorum akşam yemeğine kadar kimse benimle konuşmasın. Yarın gidip onunla konuşacağım. O ne derse desin umrumda değil. Ben onunla yarın konuşucam ve gerkirse de sonuçlarına katlanacağım. Başka yolu yok. Dağı tırmandım, tırmandım. Şimdi sıra yokuş aşağı inmekte." Birbirine girmiş sarı şaçlarını iyice birbirine kattım. Ardından aklıma bir şey daha geldi ve yine yanına sokuldum.

"Kimseye anlatmadığın için saol dostum. Sen gerçek bir dostsun. Yardımların için çok saol." Gözlerimi irice araladım ve yanağından bir makas aldım.

"Önemli değil dostum, her zaman ve her yerde seninleyim ve olmaya da devam edeceğim. Eminim Issy'de seni seviyor. Bu iş olacak. Çok mutlu olacaksınız. İkinizinde kırılan kalpleri birbirinize verdiğiniz sıcaklık ve sevgiyle yeniden kendini onaracak ve eskisi gibi güçlü atmaya devam edecek. Bundan eminim." Göz kırptı.

"Sen ve senin söz edebiyatın. Beni öldürüyorsunuz." Kafamı salladım ve kedime gelmem için odama çıkmaya başladım. Merdivenleri çıkarken evdeki herkesin duyması için yüksek sesle bağırdım.

"Troy buradan gidiyor, yarın. Ona hiçbir şey yapmadım. Emin olabilirsiniz." Hemen ardından Louis ve Harry'nin kahkahası ve bağırışmaları duyuldu. Liam ise başka bir boyuttaydı.

"Tanrım, çok şükür." Liam olabildiğince bağırdı. Hayatımda sahip olabileceğim 4, gerçek ve öz kardeşim vardı.

Niall's POV

Var gücümle dayanmaya çalışıyorum. Ayakta kalmaya çalışıyorum. Belli etmemeye çalışıyorum. Yapamazdım, bu benim başıma gelemezdi. Benim gürültücü ve sinir bozucu sahte bir sarışın olmam gerekirdi. En yakın dostunun sevdiği kıza bir de benim aşık olmam gerekmezdi. Duygularım bu kadar şerefsiz ve pislik değildi değil mi? Kendimi zorluyorum onun gözlerine bakmamak için çünkü biliyorum ki baktığım takdirde onun büyüsüne kendimi daha da kaptıracaktım. Yapamazdım. Duygularım aşağılık olabilirdi ama ben değildim. Bunca zaman destekçi birisi gibi görünebildiysem bundan sonra da böyle kalabilirdim. En azından bunu Zayn'e borçluydum. Üstelik Issy'ye karşı olan sevgim kadar eminim ki oda Zayn'i aynı şekilde seviyordu. Bunun arasına öylece daldığımı düşünemiyorum bile.

Issy'yi Zayn'e yakınlaştırmam gerekiyordu. Onun iyi yanlarını Issy'ye tek tek anlatmam gerekiyordu. Hatta bazı zamanlarda ise bilinmeyen adamı oynayıp ikisinin birbirine çok yakıştığını söylemem gerekiyordu. En en kötüsü ise deliler gibi sevdiğim kızın kendi ağzından kardeşimin onu nasıl bir anda öptüğünü dinlemem gerekiyordu. Artı karşısında hıçkırarak ağlamamı durdurmak için, ona arkam dönük yürüyüp dudağımı kanatırcasına ısırmam gerekiyordu. Mecburdum. Acı çekmek zorundaydım.

Sanırım tek yapmam gereken daima olduğu gibi üzüntümü, içimde patlamaya hazır olan volkanı ve sevgimi içimde tutup, sevimli, yerinde duramayan 'salak' Niall olmaya devam etmekti.

HOHOHOH MERHABAA :D Bu bölüm yine ağlama dönemlerimdeyim lanet olsun ki :( İşler kötüleşiyoor yine. En azından bir kişi açısından... Umarım becerebilmişimdir. Son yazılarımı sizlere beni unutmamanız için öyle dikkatli yazmaya çalışıyorum ki :( Sorulara gelirseek NIALL bunca zamandır neler neler yaşamış abooo :( Siz Niall yerinde olsanız onun yaptığı gibi Zayn'nin arkasında durur muydunuz, Sevdiğiniz kişiyi çok fazla sevmenize rağmeen? Düşüncelerinizi yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum bitaneleeer <3 Sizi çoooooook seviyorumm

More Than 5 Friends (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin